Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı – Şirket Tüzel Kişiliğinin Dava Sırasında Sicilden Terkini ve Şirketin İhyası

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/8626

K. 2004/3655

T. 6.4.2004

• ANONİM ŞİRKET ( Açılan Fesih Davası Sırasında Terkin Edilen Şirketin İhyası Davası Açması için Davacıya Süre Verilmesi-İhya Gerçekleştikten Sonra Şirketin Davaya Dahil Edilmesinin Gerekmesi )

• ŞİRKETİN FESHİ-TASFİYESİ-KAR PAYININ TESPİTİ ( Davalı Ortaklar Arasında Başlayan Uyuşmazlıklar Sonucu Zarar Görmesi Nedeniyle )

• ŞİRKET TÜZEL KİŞİLİĞİNİN DAVA SIRASINDA SİCİLDEN TERKİNİ ( Davacıya Şirketin İhyası Yönünde Dava Açmak için Süre Verilmesi ve Şirketin İhyasından Sonra Davaya Dahil Edilmesinin Gerekmesi )

• ŞİRKETİN İHYASI ( Şirketin Feshine Yönelik Açılan Dava Sırasında Şirket Sicilden Terkin Edildiğinden Davacıya Şirketin İhyası Davası Açması için Süre Verilmesinin Gerekmesi )

• TARAF TEŞKİLİ ( Fesih Davası Sırasında Terkin Edilen Şirketin İhyası Davası Açması için Davacıya Süre verilmesi-İhya Gerçekleştikten Sonra Şirketin Davaya Dahil Edilmesinin Gerekmesi )

• HUSUMET ( Şirketin Tüzel Kişiliği Devam Ederken Dava Açılmış Olup Ortaklara Husumet Yöneltildiğine Göre Davanın Şirket Aleyhine Açıldığının Kabulünün Gerekmesi )

6762/m. 434

ÖZET : Dava açıldığı tarihte, anılan şirketin tüzel kişiliği devam ettiğine, bu şirketin ortaklarına husumet yöneltildiğine göre, davanın belirtilen şirket aleyhine açıldığının kabulü gerekir. Davadan sonra şirketin tüzel kişiliği sicilden terkin edilmiş olup, yargılama boyunca şirket tüzel kişiliğinin devamı zorunludur. Bu durumda, mahkemece, anılan şirketin ihyası için davacı tarafa, dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldıktan sonra, bu davanın sonucunun beklenilmesi, bu şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra da davacının talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Antalya Asliye 6.Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.04.2003 tarih ve 1992/893 – 2003/361 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin de ortağı olduğu dava dışı A Cam Sanayi ve Pazarlama A.Ş.nin ortakları olan, davalılar arasında uyuşmazlıklar başladığını, bundan müvekkilinin zarar gördüğünü ileri sürerek, şirketin feshi ile tasfiyeye karar verilmesini, kâr payının tespiti ile şimdilik 1.596.542.-TL.nın temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı ( İbrahim oğlu ) Mehmet G vekili, davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, adı geçen şirketin 07.03.1993 tarihinde tasfiye edildiği, 08.12.1994 tarihinde kapanışın tescil edildiği, tasfiye dönemi sonunda davacının hissesine düşen tutarın 243.767.820.-TL olduğu gerekçeleriyle, fesih ile ilgili dava konusu kalmadığından bu konudaki talebin reddine, 243.767.820.-TL.nın dava tarihinden itibaren davalılardan temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, davacının ortağı olduğu, dava dışı A Cam Sanayi ve Pazarlama A.Ş.nin feshi, tasfiyesi ve kâr payının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, adı geçen şirketin dava açıldıktan sonra, 07.03.1993 tarihinde tasfiye edildiği ve 08.12.1994 tarihinde kapanışının tescil edildiği, fesih davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Oysa, dava açıldığı tarihte, anılan şirketin tüzel kişiliği devam ettiğine, bu şirketin ortaklarına husumet yöneltildiğine göre, davanın belirtilen şirket aleyhine açıldığının kabulü gerekir.

Ne var ki, davadan sonra şirketin tüzel kişiliği sicilden terkin edilmiş olup, yargılama boyunca şirket tüzel kişiliğinin devamı zorunludur.

Bu durumda, mahkemece, anılan şirketin ihyası için davacı tarafa, dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldıktan sonra, bu davanın sonucunun beklenilmesi, bu şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra da davacının talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bunlar yerine getirilmeden, davaya devam edilmesi ve yazılı gerekçelerle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim