Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Hakem Heyeti Kararlarının İcrası konuları ülkemizde bir süredir tüketiciler ve ticari işletmeler tarafından yoğun olarak ilgilenilen bir alan olmaya başlamıştır. Özellikle satıcı ve tüketici arasında ki uyuşmazlıkların adliye mahkemelerinde sonuçlanması uzun zaman aldığı ve maliyetli bulunduğu dolayısıyla bu yolun tercih edilmesi önem arz etmekte ve bu yolun tercih edilmesini sağlamaktadır.
Tüketici hukukunun temel amaçlarından biri, ekonomik açıdan daha zayıf durumda bulunan tüketicinin korunmasıdır. Bu korumanın etkili şekilde sağlanabilmesi için yalnızca hakların tanınması değil, bu hakların hızlı, kolay ve masrafsız biçimde uygulanabilmesi de gerekir. İşte bu noktada, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ile oluşturulan Tüketici Hakem Heyetleri, mahkemelere gitmeden uyuşmazlıkların çözülmesini sağlayan önemli bir idari yoldur. Ancak bu heyetlerin verdiği kararların uygulanabilirliği ve bağlayıcılığı da uygulamada en çok tartışılan ve dikkat edilmesi gereken yönlerden biridir.
Hakem kararları, mahkeme kararı niteliğinde ilamlar gibi sonuç doğurur. TKHK m. 70 hükmüne göre:
“Tüketici hakem heyeti kararları tarafları bağlar. Bu kararlara karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edilebilir.”
Bu düzenleme, hakem heyeti kararlarının nihai ve icra kabiliyeti haiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Taraflardan biri karara karşı iki hafta içinde tüketici mahkemesinde itiraz etmezse, karar kesinleşir ve bu aşamadan sonra ilamlı icra takibine konu edilebilir.
Tüketici Hakem Heyeti kararı bir ilam gibi icra edileceğinden, bu karara dayalı olarak İcra ve İflas Kanunu m. 38 vd. hükümleri uyarınca ilamlı icra takibi yapılır. Karar lehine sonuçlanan tüketici, bu kararla birlikte doğrudan icra müdürlüğünde ilamlı icra takibi başlatabilir. Takip talebinde, kararın kesinleştiği ve borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmediği açıkça belirtilmelidir.
Kararın icrası için dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri, kararın tebliği ve kesinleşme sürecidir. TKHK m. 70/5’te belirtildiği gibi, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde itiraz edilmezse karar kesinleşir. Bu durumda tüketici, karar tarihinden değil, tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık sürenin geçmesini beklemeli, ardından ilamlı icra takibine geçmelidir.
Hakem heyeti kararları yalnızca para borcu değil, aynı zamanda mal değişimi, onarım, sözleşmenin feshi gibi edimlere ilişkin de olabilir.
Sonuç olarak, Tüketici Hakem Heyeti kararları, ilam hükmünde olup, kesinleştiği andan itibaren ilamlı icra takibine konu edilebilir. Tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler sadece hak doğurmakla kalmaz; aynı zamanda hakların icrasını da kolaylaştırır. Bu nedenle, tüketicinin hakem heyeti sürecinde elde ettiği kararların icra kabiliyeti, tüketici hukukunun etkinliğini doğrudan artıran bir araçtır.
Kaynakça:
- Aybay, Rona. Tüketici Hukuku, İstanbul, 2023
- Eren, Fikret. İcra ve İflas Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, 2024