Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Tenkis davası, ölen kişinin saklı paylı mirasçılarının saklı paylarının ihlal edilmesi durumunda yine mirasçılar tarafından açılan bir dava türüdür.

Hukukumuzda ölen kişinin yasal mirasçıları kanunen belirlenmiştir. Yasal mirasçılardan bazıları miras üzerinde saklı pay sahibidirler. Saklı pay, miras bırakan kişinin ihlal edemeyeceği üzerinde tasarrufta bulunamayacağı miras payı anlamına gelmektedir. Her ne kadar miras bırakan terekesi üzerinde paylaştırmalar yapma hakkına sahip olsa da saklı paylı mirasçıların miras payını ihlal edemez. Saklı pay sahipleri bu haklarını kanundan alırlar bu sebeple saklı paylı mirasçı olmayan bir kişi hukuk düzenindeki hiçbir işlem ile saklı paylı mirasçı haline gelemez. TMK m:505 uyarınca kişinin alt soyu; alt soyu hayatta değilse anne babası saklı pay sahibi mirasçılarıdır. Miras bırakanın evlat edindiği kişi de alt soyu olarak saklı paylı mirasçısı olmaktadır. Ancak saklı paylı mirasçıların miras bırakandan önce ölmesi halinde saklı paylı mirasçının yerini onun alt soyları alarak saklı paylı mirasçı haline gelmez. Yalnızca kanunen belirlenmiş olan kişiler saklı mirasçı olabilir. Saklı pay hakkının devri mümkün olmadığı için bu kişilerin ölümü halinde yerini başkası alamaz. Saklı pay sahibi mirasçıların saklı payları kanunen koruma altına alınmıştır. Bu nedenle miras bırakanın herhangi bir ölüme bağlı tasarruf ile saklı paylı mirasçıların paylarını ihlal etmesi mümkün değildir. Aksi takdirde miras bırakanın bu işlemi iptal veya tenkis davalarına konu olmaktadır.

Miras bırakanın saklı paylı mirasçılarının saklı paylarını ihlal eden tasarrufları kendiliğinden geçersiz değildir. Miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları örneğin vasiyetname miras sözleşmesi vs. gibi saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiği ölçüde tenkis davasına konu olabilmektedir. Tenkis davası ile geçersizliğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Tenkis davası ayrı olarak açılabileceği gibi asıl saklı pay ihlali ihtiva eden ölüme bağlı tasarrufun tümden iptali için açılan davada talep de edilebilir. Yani örneğin bir vasiyetnamenin iptali, için dava açıldığında davada tenkis talebinde bulunulması da mümkündür Bu durumda mahkeme vasiyetnamenin iptali için gereken koşulların sağlanmadığını düşünerek vasiyetnamenin iptaline hükmetmese de vasiyetnamenin saklı pay ihlaline sebep olan tasarruflarının iptaline karar verebilecektir. Ancak ölüme bağlı tasarrufun iptali için açılmış bir davada tenkis talebinde bulunulmaması halinde hakimce kendiliğinden tenkis kararı verilemez tenkis için mahkemeden talepte bulunulması şarttır. Ayrıca tenkis davası yalnızca açan mirasçı bakımından hüküm ve sonuçlarını doğurmaktadır. Böyle bir talebi olmayan mirasçılar lehine hüküm ve sonuçlarını doğurması mümkün değildir.

Tenkis davasının açılabilmesi için hukukumuzda ön görülmüş bazı hak düşürücü süreler mevcuttur bu sürelerin geçirilmesinden sonra tenkis davasının açılması mümkün olmayacaktır. Tenkis davası mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiğini öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her durumda mirasın açıldığı tarihten itibaren 10 yıl geçmesiyle tenkis davası açma hakkı düşer.

Tenkis davasına konu olacak saklı payların tespiti için öncelikle TMK m:507 uyarınca malvarlığındaki tüm aktif değerler miras bırakanın öldüğü tarihteki parasal değeri ile hesaplanmaktadır. Toplam parasal değerden çıkarılması gereken harcamaların çıkarılması ve eklenmesi gereken değerlerin eklenmesi ile elde edilecektir. Çıkarılması gereken değerler;

1)Miras bırakanın inancına uygun şekilde tertip edilmiş cenaze töreni ve cenaze işlemi için yapılan masrafların tamamı,

2)Miras paylaştırılıncaya kadar korunması için gereken masraflar (mühürlenme ve defterin tutulması)

3)TMK m:645 uyarınca eğer varsa miras bırakan kişi ile birlikte yaşayan kişilerin 3 aylık geçim giderleri,

4)Miras bırakanın borçları vadesinin gelmiş veya gelmemiş olmasına bakılmaksızın mevcut malvarlığı aktifinden çıkarılır.

Terekenin toplam değeri hesaplanırken çıkarılması gereken değerler olduğu gibi eklenmesi gereken değerler de bulunmaktadır. Bu değerlerin terekeye etkisi TMK’da iki hükümde düzenlenmiştir. TMK m:565 miras bırakanın sağlığında yaptığı kazandırmalardan terekeye eklenmesi gerekenleri düzenlerken m:669 ise denkleştirilmesi gereken kazandırmalardan bahsetmektedir. TMK m:669 uyarınca miras bırakanın mirasçılarına yapmış olduğu kazandırmalar ölümünden sonra miras paylarının hesaplanmasında denkleştirmeye tabidir. Denkleştirme mirasçılara yapılan kazandırmalardan bazılarının parasal değerinin terekeye eklenmesi ile sağlanmaktadır. Ancak miras bırakan tarafından denkleştirmeye tabi olmayacağı belirtilerek yapılmış kazandırmalar tenkis davalarında terekenin hesaplanmasında eklenmez.

Hukukumuzda kural olarak tenkise tabi olacak olan tasarruflar ölüme bağlı tasarruflardır. Miras bırakanın sağlığında yaptığı kazandırmaların ölümünden sonra müdahale ile iptal edilmesi mümkün değildir. Miras bırakan sağlığında kendi mal varlığı üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunma kazandırma yapma hak ve yetkisine sahiptir. Ancak miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu bazı kazandırmalar, terekeye tekrar eklenerek saklı payların hesaplanmasında dikkate alınmakta veya tenkis davasına konu olmaktadır.

1)Bir kimse mirastan çıkarılma gibi nedenlerle mirasçılık sıfatını kaybetmiş ancak kaybetmeden önce kendisine mirasçılık payından düşülmek üzere bir kazandırma yapılmışsa bu kişinin kendisine yapılan bu kazandırmayı iade etmesi ile tereke hesaplanırken eklenmesi gerekmektedir.

2)Miras bırakanın mirasçılarına devretmiş olduğu mallar veya miras bırakının mirasçısına borcunu ödemesi için yapmış olduğu bağışlamalar, mirasçıya verilen çeyiz hediyeleri ve iş kurması için mirasçıya verilen sermayelerin tamamı tereke toplanırken iade edilerek hesaplamaya dahil edilmelidir.

3)Ölümünden bir yıl önceki sürede bağışlamalarının da terekeye iadesi ile hesaplama yapılması gerekir ancak ölümünden bir yıl önceki bağışlamalardan adet üzerine veya normal sayılabilecek hediyeler iade edilmez ve hesaplama yapılırken terekeye eklenmez.

4)Miras bırakanın geri dönme hakkını yani vazgeçme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar da tereke hesaplanırken dahil edilecektir.

5)Miras bırakanın bilinçli şekilde saklı pay ihlali meydana getirmek isteyerek yaptığı muvazaalı satışlar da terekeye dahil edilecektir. Ancak bu bağışlamanın muvazaalı olduğunun kanıtlanması gerekecektir.

6)Vakıf kurma yoluyla yapılan kazandırmalar da saklı pay ihlaline konu oldukları derecede tenkise tabi olacaklardır.

Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu işlemlerden yukarıda sayılı bu altı gruba girenlerin miras bırakanın öldüğü tarihteki parasal değerleri terekeye eklenerek saklı pay hesaplamalarının yapılması gerekmektedir.

Önceki YazıSonraki Yazı

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim