Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Boşanma Davası ve Sebepleri

Resmi memur önünde yapılan evlilik, yasal boşanma sebepleri varsa ancak hakim kararıyla sona erdirilebilir. Çekişmeli veya anlaşmalı olarak ikiye ayrılan boşanma davalarının kanunda belirlenen sebepleri şu şekildedir; zina, hayata kast, eşe çok kötü muamele, yüz kızartıcı suç işleyen eşten boşanma, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, anlaşmalı boşanma ve fiili olarak ayrı yaşama.

Kanunda yazmayan boşanma sebepleri varlığı halinde Yargıtay karar vermek durumunda kalır. Yargıtay tarafından kabul edilen genel boşanma sebeplerinden bazıları şunlardır; güven sarsıcı davranışlar, cinsel ilişkiden kaçınma, eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama, eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi, aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma, eşini sevmediğini beyan etme, eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kalma, eşin ev işlerini yapmaktan kaçınması, eşlerin çocuklarının bakımı eğitimi vs. ilgilenmemesi, evlilik sırlarının başkalarına anlatılması, eşin ahlaksızlıkla itham edilmesi..

Boşanma davası eşlerden birinin ikametgâh adresi ya da son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yer aile mahkemesinde, bulundukları yerde aile mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesinde açılabilir.

Anlaşmalı Boşanma; En az 1 yıl evli kalmış eşlerin çocuğun kimde kalacağından mali konulara kadar protokolleri belirleyerek birlikte başvurması veya bir eşin diğer eşin açtığı davayı kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edilir. Diğer boşanma davalarında bu şart olmamakla beraber anlaşmalı boşanma da her iki tarafında duruşmada hazır bulunması gerekir. Hâkimin tarafları bizzat dinleyerek serbestçe iradelerini açıkladığına kanaat getirmesi ve taraflarca kabul edilen protokolü uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu protokolde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.

Çekişmeli Boşanma; Taraflar arasındaki boşanmada hangi tarafın kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat, nafaka, velayet, ev eşyalarının paylaşımı vb. gibi konularda belli bir çekişmenin yaşandığı bir dava türüdür.

  • Genel Boşanma Sebepleri; Şiddetli geçimsizlik, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılması.. Genel boşanma sebepleriyle açılan davalarda mutlaka karşı tarafın kusuru ispatlanmalıdır.

Davacı daha fazla kusurlu ve davalı boşanma davasına itiraz etmişse, hakim boşanma davasını reddeder. İstisnai olarak itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse hakim yine de boşanmaya karar verebilir.

Davacı daha az kusurlu ise davalının yapacağı itirazlar önemsiz olur ve hakim boşanma kararı verir.

  • Özel Boşanma Sebepleri; Kanunda sınırlı olarak sayılan bu sebeplere dayanılarak açılan boşanma davasında davacı karşı tarafın kusurlu olup olmadığını ispatlamak zorunda değildir, yalnızca özel boşan sebebinin varlığını ispatlaması yeterlidir.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle(ister özel ister genel) açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Tarafların geçici bir süreliğine ancak ortak hayatı yeniden kurma iradesi gütmeden bir araya gelmiş olmaları ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmemektedir. Ancak bu süreden daha fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen ortak hayat yeniden kurulmuş ise daha sonra bu sebebe dayanılarak boşanma davası açılamayacaktır.

Kanunda sınırlı olarak sayıldığını belirttiğimiz özel boşanma sebeplerini tek tek inceleyecek olursak;

1.Zina(Aldatma): Eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüklerinin açık bir ihlali olan zina eşlerden birinin, karşı cinsten eşi dışında biri ile kurduğu cinsel ilişki anlamına gelir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi E. 2012/16833, K. 2013/17864, T. 25/06/2013 tarihli kararındaki “..Kadının, yalnızken bir başka erkeği ortak konuta alması ve bu şahsın yarı çıplak vaziyette gizlenirken yakalanması zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan zina kanıtlanmıştır. Davacı-karşı davalı kocanın çekişmeli boşanma davasının zina sebebiyle kabulü gerekir..” açıklamasıyla teşebbüs aşamasında kalan, zina yapıldığı izlenimini uyandıran olguların bulunması halinde de zina sebebine dayalı açılan davanın kabulü gerektiğini belirtmiştir.

Diğer eşin zina sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halükarda zina eyleminin bitmesinden itibaren 5 yıl içerisinde zina sebebiyle dava açılmalıdır. Bu süreler geçtikten sonra sadece zina sebebiyle boşanma davası açılamaz, ancak zina ve genel boşanma sebeplerine aynı anda dayanılarak dava açılabilir.

Zina sebebi ile eşini affeden diğer eşin dava hakkı yoktur. Örtülü veya açık ya da yazılı veya sözlü olarak affedildiği açıklanabileceği gibi davadan feragat etmek de af niteliğindedir. Ancak zina fiili gerçekleşmeden önce verilen izin doğmamış haktan feragat edilemeyeceği için af hükmünde değildir.

2.Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Bir eşin diğer eşin yaşam hakkına yönelik kasıtlı fiillerde bulunması, eşe eziyet veren acı çektiren bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlarda bulunması, ağır derecede eşi toplum nezdinde aşağılama küçük düşürme hakarette bulunma ve sövmesi sebebiyle boşanma davası dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halde bu sebebin doğumundan itibaren 5 yıl içerisinde açılmalıdır.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile eşini affeden diğer eşin dava hakkı yoktur. Bu sebeplerden birinin meydana gelmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunan eşin şikâyetinden vazgeçmesi boşanma davasında eşini affettiği anlamına gelmez.

3.Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde diğer eşten birlikte yaşamasının artık beklenememesi durumunda, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Bir suçun yüz kızartıcı, küçük düşürücü suç olup olmadığını her somut olayın özelliklerine göre hakim takdir edecektir. Haysiyetsiz hayat sürmeye dayanılarak boşanma davasının açılabilmesi için bu yaşam tarzının süreklilik arz etmesi gerekir. Eşlerden birinin diğer eşi affetmiş olması boşanma davası açmasına engel teşkil etmez!

4.Terk: Medeni Kanun m.164’te terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi detaylı olarak düzenlenmiştir. Kanunda belirtilen terk sebeplerinden biri nedeniyle kesintisiz olarak en az 6 aydır devam eden terk halinde usulüne uygun olarak ihtar yapılmış olmasına rağmen terk eden eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi durumunda diğer eş her zaman boşanma davası açabilir. Geçici olarak ya da diğer eşin rızası ile ortak konuttan ayrılan eş terk etmiş sayılmaz.

Kanunda belirtilen terk sebepleri şu şekildedir;

  • Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi,
  • Başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi,
  • Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması,
  • Eşlerden biri, diğer eşin, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellemesi.

Yargıtay usulüne uygun ihtar için belli kriterler getirmiştir. Buna göre; terk edilen eş tarafından terk eyleminin üzerinden en az 4 ay geçtikten sonra gönderilen ihtarda davet edilen evin açık adresi (davet eden eş evde bulunmayacak ise anahtarın bulunacağı yer) belirtilmeli, davet edilenin yol gideri ihtarname ile gönderilmeli, ihtara 2 ay içerinde uyulmaması halinde sonuçların neler olacağı açıklanmalıdır. Usulüne uygun olarak gönderilen ihtarname dava şartlarından olduğu için ihtarnamenin kanuni şartları taşıyıp taşımadığı hakim tarafından resen dikkate alınacaktır. Ayrıca terk sebebiyle gönderilen ihtarnamenin samimi olması gerekir.

İhtarname gönderen eşin diğer eşin kusurlarını affettiği en azından hoş gördüğü kabul edildiği için, artık ihtara uyarak ortak konuta dönen eşe karşı ihtarnamedeki sebeplere dayanarak boşanma davası açılamaz. İhtarname kendisine tebliğ edildikten sonra terk eden eşin boşanma davası açması terk olayını haklı kılmaz, terk eden eşe ayrı yaşama hakkı vermez. Tebliğden önce boşanma davası açan terk eden eş ayrı yaşama hakkına sahip olur.

5.Akıl Hastalığı: Türk Medeni Kanunu’nun 165.maddesine göre eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Evlenmeden önce eşlerden birinin akıl hastalığına yakalanmış olması mutlak butlan nedeniyle evliliğin iptali sebebi olacağı için, akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasında akıl hastalığının evlilik birliği devam ederken ortaya çıkması gerekir.

Boşanma davası devam ederken avukat bulundurma zorunluluğu olmamasına rağmen dava sonucuna bağlı olarak doğacak tazminat, nafaka, malvarlığının paylaşımı gibi konularda alanında uzman bir avukattan yardım alınması hak kaybı yaşamanızın önüne geçecektir. Yardım ve bilgi almak için her zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

 

 

 

# Boşanma Davası ve Sebepleri Boşanma Davası ve Sebepleri Boşanma Davası ve Sebepleri

Önceki Yazı

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim