İhtiyati tedbir konusunda öncelikle belirtmek gerekirse hukukumuzda yargılama süreci henüz başlatılmadan veya başlatılmış olsa dahi sonuçlanmadan önce taraflar arasında hak kaybı doğurabilecek durumları oluşabilir. Hak kaybına ve doğabilecek zararlara engel olmak için mahkemeler tarafından takdir edilebilecek geçici koruma tedbirleri bulunmaktadır. Geçici koruma tedbirlerinden birisi de ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbir HMK 389 – 399 maddeleri arasında düzenlenmektedir.
Tedbir talebi , dava açıldıktan sonra yargılama devam ederken talep edilebileceği gibi dava açılmadan önce de talep edilebilmektedir. Dava açıldıktan sonra talep edildiği takdirde davanın görülmekte olduğu mahkemeden talep edilmesi gerekmektedir. Dava açılmadan önce talep edilmesi halinde ise, davayı görmeye yetkili ve görevli mahkemeden talep edilmelidir ve dava açılmadan önce talep edilmesi halinde talep tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde esas hakkında dava açılmak zorundadır. Aksi takdirde tedbir geçerliliğini kaybederek düşer.
Tedbir talep eden taraf, talebinde dayandığı sebebi ve türü açıkça belirtmek zorundadır. Tedbir talebinin geçerli bir nedene dayandığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmektedir. Daha detaylı açıklayacak olursak tedbir kararının verilebilmesi için oluşması gereken bazı şartlar vardır. Şöyle ki;
- Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişmenin hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştırması veya imkansız hale getirmesi
- Gecikme sebebiyle bir sakıncanın veya ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi
Bu iki şarttan birinin gerçekleşebilecek olduğuna ilişkin mahkemede ‘’Yaklaşık’’ olarak kanaat uyandırılması gerekmektedir. Başka deyişle mahkemenin karar verilebilmesi için gereken şartların oluştuğunun yaklaşık ispat kuralına göre ispat edilmesi gerekmektedir. Yaklaşık ispat ölçüsü tedbiri talep eden tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi anlamına gelmektedir. Yaklaşık ispat, tam ispat gibi kesin ve net olmadığı için hakim iddianın doğruluğunu ağırlıklı olarak kabul etmekle birlikte yanılma ihtimalini de göz ardı etmemelidir. Zira yanılması halinde tedbir uygulanan tarafta çeşitli hak kayıpları ve zararlar oluşabilecektir. Bu nedenle ihtiyati tedbir kararının uygulandığı tarafta doğurabileceği zararların önüne geçmek için teminat yatırılması gerekmektedir. Ancak ihtiyati tedbir talebinin resmi bir belgeye veya kesin bir delile dayandığı hallerde mahkeme teminat alınmamasına hükmedebilir. Teminat, esas hakkındaki davada hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren 1 ay içinde tazminat davası açılarak aleyhine ihtiyati tedbir uygulanan tarafça talep edilmelidir. 1 ay içinde tazminat davası açılmaması halinde teminat iade edilecektir. Tazminat davası, esas hakkındaki davanın görüldüğü mahkemede açılmalıdır.
İhtiyati tedbir talebi, mahkemece olumlu değerlendirilerek tedbir kararı verilmesinden itibaren 1 hafta içinde uygulanması talep edilmelidir. İhtiyati tedbir kararının uygulanması tedbir kararını veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden veya tedbir uygulanacak malın bulunduğu yerdeki icra dairesinden talep edilmelidir. Başka deyişle ihtiyati tedbir hükmünün uygulanabilmesi için icraya koyulması gerekmektedir. 1 hafta içinde talep edilmeyen tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Davanın açılmış olması bir şeyi değiştirmez kararın verilmesinden itibaren 1 hafta içinde talep edilmeyen ihtiyati tedbir kalkar. Tedbir kararının uygulanmasının talep edilmesiyle birlikte aksine bir hüküm bulunmadıkça esas hakkındaki dava devam ettiği sürece tedbir de devam eder. Ancak koşulların değiştiği sabit olursa mahkeme kararıyla ihtiyati tedbir değiştirilebilir veya kaldırılabilir.
Kararın verilmesinden itibaren 1 hafta içinde itiraz gerekçelerini detaylı şekilde bildirmek şartıyla kararı veren mahkemeye dilekçe ile itiraz edilebilir. Mahkemece verilecek tedbirin hemen uygulanması halinde muhatap itiraz edebileceği gibi tedbire muhatap olmasa da bu tedbirin uygulanmasından zarar gören 3. Kişiler de itiraz edebilir. Ancak tedbir kararına itiraz edilmiş olması tedbirin uygulanmasını durdurmaz. İtirazın reddedilmesi halinde bu red kararına karşı kanun yoluna başvurulabilir ancak kanun yoluna başvurulmuş olması da tedbirin uygulanmasını durdurmaz.
HMK m: 391/3 uyarınca tedbir talebinin reddedilmesi halinde neden reddedildiğinin mahkemece gerekçeli şekilde açıklanması gerekmektedir. Red kararına karşı kanun yoluna başvurulması mümkündür.
Yerleşik Yargıtay uygulaması, ihtiyati tedbir talepleri değerlendirilirken yaklaşık olarak ispat edilen vakıanın aksinin de mümkün olduğunu kabul ederek tedbir talep eden tarafta telafisi güç veya imkansız zararlar doğmasına engel olunması gerektiği yönündedir.