Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Türk Borçlar Kanunu’nda borç kaynakları üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar sözleşme, haksız fiil ve son olarak sebepsiz zenginleşmedir. Bu yazımızda Kanun’da 77. ve 82. maddeler aralığında düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin ne anlama geldiğine, kapsamına değinilecektir.

TBK Madde 77’nin ilk fıkrasında belirtildiği üzere haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Fıkrada belirtilen zenginleşmeden kasıt kişinin mal varlığındaki artıştır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle bir kişinin mal varlığında artış olmalı ve bu artışın başka bir kişinin mal varlığındaki azalmadan kaynaklı olması gerekir. Son olarak bu mal varlığı artışının haklı bir sebep olmaksızın gerçekleşmesi gereklidir.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında zenginleşmenin geri verilmesi yükümlülüğünün hangi şartlarda ortaya çıkacağından bahsedilmiştir. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur. Görüldüğü üzere sebepsiz zenginleşmede iade yükümlülüğünden söz edebilmek için zenginleşme, geçerli olmayan, gerçekleşmemiş veya sona ermiş bir sebebe dayanmalıdır.

Kişinin mal varlığındaki artış, yukarıda belirttiğimiz şartlar oluştuğu takdirde iade yükümlülüğünün konusunu oluşturacaktır. Zenginleşen, mal varlığı azalan kişiye zenginleştiği tutarı iade etmekle yükümlü olacak bu nedenle bir borç ilişkisi doğacaktır. Bu borç ilişkisinin alacaklısı, mal varlığı azalan, iade talebini yöneltecek kişidir. Borcun konusu nisbi bir hak olan alacak hakkına dayandığından, iade talebi yalnızca zenginleşene veya külli haleflerine karşı öne sürülebilir.

Madde 78’de borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimsenin iade istemesi bir şarta bağlanmıştır. Bu şart, edimi yerine getiren kimsenin edimi yerine getirdiği sırada kendisini borçlu sanmasını ispat etmesidir. Bu kısmı açıklayacak olursak borç niteliği taşımayan bir ödeme gerçekleştirildiğinde iade talebinde bulunabilmek için, borcun yerine getirilmesi amacıyla hareket edilmeli, borcun mevcut olmaması ve borcu ifada bulunanın bir yanılma sonucu kendini borçlu hissetmesi gerekmektedir. Maddenin devamında zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmelerin geri istenemeyeceği düzenlenmiştir.  Ayrıca borç olmadığı halde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.

Sebepsiz zenginleşen, iade istendiği sırada elinden çıktığını ispat ettiği dışında kalan kısmı  geri vermekle yükümlüdür. Şayet elinden çıkarttığı durumda iyiniyetli olmaksızın hareket ederse veya elinden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.

Madde 80’de sebepsiz zenginleşenin yapmış olduğu giderleri hangi durumlarda geri isteyebileceği düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşenin, yaptığı zorunlu ve yararları giderleri iade isteminden bulunandan isteyebilmesinin şartı, iyiniyetli olmasıdır. Eğer zenginleşen iyiniyetli değil ise iade sırasında sadece mevcut değer artışını talep edebilir. Bunlar dışında başka bir gider isteyemeyecektir. Ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri, iadeden önce ayırıp alabilecektir.

Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hakim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir.

Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim