Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Halka arz edilen paylardan elde edilen gelirler izahnameye aykırı olarak kullanılamaz.

 

Halka arz edilen paylardan elde edilen gelirler izahnameye aykırı olarak kullanılamaz.

 

Danıştay 13. Daire Başkanlığı  2018/573 E.  ,  2023/5129 K. , 29.11.2023 T.

 

KARAR

 

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şirket paylarının ilk halka arzından elde edilen gelirin, davalı idare tarafından onaylanan ve 08/05/2012 tarihinde Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan izahnamede belirtildiği şekilde kullanılmadığından bahisle 280.091,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Sermaye Piyasası Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı şirketin halka arz gelirinin bir kısmının şirketin ana iştigal konusuyla ilgili bulunmayan bir şirkete hisse alımı yoluyla iştirak edilmesinde kullanıldığı, bu iştirak hususunda genel kurul toplantısında karar alınmışsa da bu genel kurul toplantısına sermayenin halka açık kısmını temsil eden pay sahiplerinden kimsenin katılmadığı, diğer taraftan, bu iştirak nedeniyle ödenecek tutarların halka arz gelirlerinden karşılanacağına ilişkin olarak şirket genel kuruluna bilgi verilmediği ve genel kurul onayına sunulmadığı, halka arz gelirinin bir kısmının ise ilişkili tarafların kredi borcunun ödenmesinde kullanıldığı, her ne kadar davacı şirket tarafından konuya ilişkin rehin sözleşmesinin geçersiz olduğu iddia edilmişse de davalı idare tarafından ilgili bankadan istenen bilgi ve belgelere göre davacı şirketin ilişkili tarafları ile banka arasındaki kredi sözleşmelerinde rehin veren olarak yer aldığı, davacı şirketin 2013 yılı genel kurulunda mevduatının anılan ilişkili şirketlere güvence olarak verilmesi hususunda karar alındığı ve ortakların bilgisine sunulduğu, verilen rehne ilişkin olarak banka tarafından tahsilat yapıldığı hususunun şirketin 2014 yılı genel kurulunda ortaklara bildirildiği, bu rehne şirketin finansal tablolarında da yer verildiği ve muhasebe kayıtlarında ilişkili şirketler için alacak olarak muhasebeleştirildiği, buna göre davacı şirketin halka arz gelirlerinin izahnamede ilan edildiği şekilde kullanılmadığı;

Bu itibarla, davalı idare tarafından davacı şirketin şirket paylarının ilk halka arzından elde edilen fonların, söz konusu payların halka arzı amacıyla hazırlanan izahnamede belirtildiği şekilde kullanılmadığından bahisle idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, izahnamede şirketin yeni işlere girebileceğinden bahsedildiği, izahnamenin dar yorumlanmaması gerektiği, o an için kârlı olan gıda sektörüne yatırım yapıldığı, şirketin herhangi bir zarara uğramadığı, iddiaları incelenmeksizin karar verildiği, bir an için idarî para cezasının hukuka uygun olduğu kabul edilse bile fiilin 2012 tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle 2012 yılındaki ceza oranlarının dikkate alınması gerektiği, ilişkili taraflara yapılan ödemenin halka arz gelirinden yapılmadığı, ticari işler kapsamında elde edilen gelirlerle yapıldığı, paranın kendisinin dahli olmadan çekildiği, açılan davanın sonucu beklenmeksizin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu işlem ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :Dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 11/05/2012 tarihinde halka arz olduğu, halka arz kapsamında hazırlanan izahnamede halka arzdan elde edilen gelirin %25’inin işletme sermayesinin finansmanında, %55’inin yeni fabrika binası yatırımında, elastomerik köpük malzeme yatırımında kullanılacağının belirtildiği, ancak halka arzdan elde edilen gelirin bir kısmı ile süt üretimi yapan bir şirkete ortak olduğu, diğer kısmı ile de davacı şirketin ilişkili olduğu şirketlerin kredi borcunun ödenmesinde kullanıldığından bahisle idarî para cezası uygulandığı anlaşılmaktadır.
Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/A maddesinin 1. fırkasında ve 6362 sayılı Kanun’un 103. maddesinde, Kurul tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlere aykırı davrananlar hakkında idarî para cezası uygulanacağı, Mülga Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği’nin 23. maddesinde, izahnamede yer alan bilgilerin gerçeği dürüst bir şekilde yansıtmasından ihraççıların ve paylarını satışa sunan hissedarların sorumlu olduğu, İzahname ve İhraç Belgesi Tebliği’nin (Seri:II, No:5.1) 7. maddesinde ise izahnamenin ve izahnamede yer alacak bilgilerin, mevzuatın öngördüğü ve Kurul’ca gerekli görülen bilgileri açıklıkla ortaya koyacak ayrıntıda hazırlanmasının, Kurul’ca belirlenen standartlara uygun, tam ve güncel olmasının, yatırımcılar tarafından kolaylıkla analiz edilebilir, anlaşılabilir ve değerlendirilebilir bir şekilde hazırlanmasının, Kurul onayının alınması başvurusu sırasında Kurul’ca istenecek ek bilgileri içermesinin ve bilgi ve açıklamaların gerektiğinde belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemelerinin dava konusu işleme esas alınması hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik İlkesi” başlıklı 4. maddesinde, hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği, kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarının ancak kanunla belirlenebileceği kurala bağlanmıştır.
Hukukî güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını ifade etmektedir.
Dava konusu işlemin tesisine esas alınan mevzuat düzenlemeleri incelendiğinde, izahnamenin düzenlenmesi ve Kurul onayının alınması aşamasında yapılması gerekenlerin düzenlendiği, mevzuatta, halka arz gelirinden elde edilen gelirin izahnamede belirtilen husular dışında kullanılmasını yasaklayan herhangi bir düzenleme bulunmadığı, öte yandan, davalı idare tarafından, davacının izahnameyi yatırımcıları yanıltarak veya aldatarak düzenlediğine yönelik herhangi bir delil de sunulmadığı göz önüne alındığında, mevzuatta tanımlanmamış bir fiil nedeniyle idarî para cezası uygulandığı anlaşılmakta olup, bu durum ise kanunîlik, hukukî güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığından, bu gerekçeyle temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

Halka arz edilen paylardan elde edilen gelirler izahnameye aykırı olarak kullanılamaz.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/11/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):

Dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 11/05/2012 tarihinde halka arz olduğu, halka arz kapsamında hazırlanan izahnamede halka arzdan elde edilen gelirin %25’inin işletme sermayesinin finansmanında, %55’inin yeni fabrika binası yatırımında, elastomerik köpük malzeme yatırımında kullanılacağının belirtildiği, ancak halka arzdan elde edilen gelirin bir kısmı ile süt üretimi yapan bir şirkete ortak olduğu, diğer kısmı ile de davacı şirketin ilişkili olduğu şirketlerin kredi borcunun ödenmesinde kullanıldığından bahisle idarî para cezası uygulandığı anlaşılmaktadır.
Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/A maddesinin 1. fırkasında ve 6362 sayılı Kanun’un 103. maddesinde, Kurul tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlere aykırı davrananlar hakkında idarî para cezası uygulanacağı, Mülga Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği’nin 23. maddesinde, izahnamede yer alan bilgilerin gerçeği dürüst bir şekilde yansıtmasından ihraççıların ve paylarını satışa sunan hissedarların sorumlu olduğu, İzahname ve İhraç Belgesi Tebliği’nin (Seri:II, No:5.1) 7. maddesinde ise izahnamenin ve izahnamede yer alacak bilgilerin, mevzuatın öngördüğü ve Kurul’ca gerekli görülen bilgileri açıklıkla ortaya koyacak ayrıntıda hazırlanmasının, Kurul’ca belirlenen standartlara uygun, tam ve güncel olmasının, yatırımcılar tarafından kolaylıkla analiz edilebilir, anlaşılabilir ve değerlendirilebilir bir şekilde hazırlanmasının, Kurul onayının alınması başvurusu sırasında Kurul’ca istenecek ek bilgileri içermesinin ve bilgi ve açıklamaların gerektiğinde belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemelerinin dava konusu işleme esas alınması hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik İlkesi” başlıklı 4. maddesinde, hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği, kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarının ancak kanunla belirlenebileceği kurala bağlanmıştır.
Hukukî güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını ifade etmektedir.
Dava konusu işlemin tesisine esas alınan mevzuat düzenlemeleri incelendiğinde, izahnamenin düzenlenmesi ve Kurul onayının alınması aşamasında yapılması gerekenlerin düzenlendiği, mevzuatta, halka arz gelirinden elde edilen gelirin izahnamede belirtilen husular dışında kullanılmasını yasaklayan herhangi bir düzenleme bulunmadığı, öte yandan, davalı idare tarafından, davacının izahnameyi yatırımcıları yanıltarak veya aldatarak düzenlediğine yönelik herhangi bir delil de sunulmadığı göz önüne alındığında, mevzuatta tanımlanmamış bir fiil nedeniyle idarî para cezası uygulandığı anlaşılmakta olup, bu durum ise kanunîlik, hukukî güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından, temyiz talebinin kabulü ile davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum. (Konuya ilişkin makalemize  https://www.eyavuz.av.tr/halka-arz-islemleri/linkinden ulaşabilirsiniz.)

 

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim