Adli Kontrol Tedbiri

Ceza yargılamasında Adli Kontrol Tedbiri ile amaçlanan şey hem şüpheli veya sanığın haklarını zedelememek hemde sürecin sağlıklı ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır.

Ceza yargılamasında, şüpheli veya sanığın adil yargılanma hakkını zedelemeden, delillerin toplanması ve yargılamanın sağlıklı yürütülmesini temin etmek maksadıyla, kişi özgürlüğüne müdahale eden tutuklama gibi ağır tedbirlere başvurmadan süreci sonuçlandırmak üzere 2005 yılında Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) giren adli kontrol müessesesi ile özgürlüğü kısıtlayıcı ancak tutuklamaya nazaran daha hafif bir koruma tedbiri oluşturulmuştur.

Adli kontrol tedbiri, CMK m.109 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, tutuklama nedenlerinin varlığı hâlinde ve suçun kanunda öngörülen cezası belirli bir süreyi aşmıyorsa ya da tutuklamaya alternatif bir tedbir öngörülüyorsa, hâkim tarafından şüpheli veya sanığın serbest bırakılması koşuluyla çeşitli yükümlülüklere tabi tutulması mümkündür. Bu tedbir, hem kişi özgürlüğünü koruma altına almakta hem de ceza yargılamasının sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamayı hedeflemektedir.

ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN ŞARTLARI VE UYGULAMA ALANLARI

Adli kontrol tedbiri, tutuklama nedenleri mevcut olsa bile uygulanabilir. Bununla birlikte, bu tedbirin uygulanabilmesi için:

  • Şüpheli veya sanığın kaçma, delilleri karartma veya tanıkları etkileme gibi şüphelerin bulunması,
  • Suçun niteliği ve alt sınırı itibariyle tutuklama gerektirecek ağırlıkta olması,
  • Daha hafif tedbirle amacın sağlanabileceğinin mümkün görülmesi gerekir.

CMK m.109/3’e göre uygulanabilecek adli kontrol yükümlülükleri şunlardır:

  • Belirli yerlere gitmekten yasaklanma,
  • Belirli yerlere başvurma yükümlülüğü (örneğin karakola imza verme),
  • Yurtdışına çıkış yasağı,
  • Sınırlandırılmış meslek icrası,
  • Teminat yatırma,
  • Elektronik kelepçe gibi teknik izleme.

 

 

ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN KALDIRILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ

CMK m.111 hükmü gereğince, adli kontrol yükümlülüklerinin kaldırılması veya değiştirilmesi talep edilebilir. Bu talepler:

  • Şüpheli veya sanık,
  • Müdafi,
  • Cumhuriyet savcısı tarafından ileri sürülebilir.

Hâkim, gelişen yargılama sürecini, delil durumunu ve tedbirin devamına gerek olup olmadığını değerlendirerek karar verir. Tedbirin kaldırılması da yine hâkimin takdirindedir ve bu karara karşı da itiraz mümkündür.

Yukarıda kısaca anlatıldığı üzere Adli Kontrol Tedbiri ile kişilerin bir takım anayasal hakları kısıtlanmış gibi gözükse de daha önemli bir kısım anayasal hakları güvence altına alınmış olduğundan Ceza Yargılaması alanında daha ilerici ve olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

 

İlgili Yazılar