Son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte Yapay Zeka İle Üretilen Eserlerde Telif Hakları gündeme gelmektedir. Özellikle sanat, edebiyat, müzik, tasarım ve yazılım gibi yaratıcı alanlarda yapay zekanın üretici bir aktör olarak ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Bu durum, mevcut telif hakkı hukukunun temel ilkeleriyle çatışabilecek yeni sorunlar yaratmaktadır. En önemli sorunlardan biri, yapay zeka tarafından üretilen bir eserin telif hakkına konu olup olamayacağı ve eğer olabilir ise bu hakkın kime ait olacağıdır.
TELİF HAKKININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE SAHİPLİK KRİTERLERİ
Telif hakkı, esasen fikir ve sanat eserleri üzerindeki manevi ve mali hakları kapsar. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) çerçevesinde, “eser”, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar veya sinema kategorilerine giren her türlü fikri ve sanatsal ürün olarak tanımlanır. Bu tanımdan yola çıkıldığında, bir eserin telif hakkı korumasından yararlanabilmesi için insan tarafından yaratılmış ve sahibinin yarattığı hususiyeti (orijinalliği) yansıtması gerekmektedir. Bu durumda, yapay zekanın “insan” sayılamayacağı göz önüne alındığında telif hakkı sahipliği konusunda sorunlar doğmaktadır.
YAPAY ZEKA ÜRETİMİ ESERLER VE HUKUKÇU TARTIŞMALARI
Yapay Zeka İle Üretilen Eserlerde Telif Hakları konusunun gündeme gelmesi ile birlikte üc ana görüş ortaya çıkmıştır:
- Yapay zeka eser sahibidir: Bu görüşe göre yapay zeka otonom bir üretim gerçekleştiriyorsa, ortaya çıkan eser de yapay zekaya ait olmalıdır. Ancak hukuk sistemlerinde kişilik (hak ehliyeti) yalnızca insanlar ve tüzel kişilere tanındığı için bu görüş genellikle kabul görmemektedir.
- Yapay zekayı tasarlayan/programlayan kişi ya da kurum sahibidir: Bu yaklaşım, yazılımı tasarlayan tarafın yaratıcı girdi sunduğu varsayımıyla telif hakkını bu kişiye vermeyi savunur. Ancak her durumda programcının çıktı üzerinde birebir etkisinin olmaması bu görüşü zayıflatmaktadır.
- Yapay zekayı kullanan kişi sahibidir: En yaygın kabul gören görüş, yapay zekaya girdi sağlayan, parametreleri belirleyen ve ortaya çıkan eseri değerlendiren kullanıcının eser sahibi sayılması gerektiğidir. Burada kullanıcının yaratıcılığının derecesi belirleyici olmaktadır.
ULUSLARARASI HUKUK VE YARGI KARARLARI
ABD Telif Hakkı Ofisi (USCO), 2022 yılında bir yapay zeka tarafından oluşturulan görsel sanat eserinin telif başvurusunu reddetmiş ve eserin insan tarafından yaratılmamış olmasını gerekçe göstermiştir. Benzer şekilde Birleşik Krallık, Avustralya ve AB ülkelerinde de benzer kararlar verilmiştir.
AB Komisyonu’nun 2020 tarihli “Yapay Zeka Stratejisi” metninde, yaratıcı çıktıların hak sahipliği konusunun tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak henüz yeknesak bir uluslararası düzenleme bulunmamaktadır.
TÜRK HUKUKUNDA DURUM
5846 sayılı FSEK çerçevesinde eser sahibi, eseri meydana getiren gerçek kişidir. Bu nedenle, yapay zekanın tek başına ortaya koyduğu bir çıktının eser sayılması ve bu eser üzerinde telif hakkı doğması mevcut hukukta mümkün görülmemektedir. Ancak yapay zekayı kullanan kişinin yaratıcı müdahalesiyle ortaya çıkan çıktılar, kullanıcının hususiyetini taşıyorsa, telif hakkının bu kişiye ait olması mümkün olabilir.