Evlilik nedeniyle işten ayrılma konusunda ilk belirtilecek husus , çalışan kadının evlenmesi sebebiyle iş akdini evlilikten itibaren 1 yıl içerisinde feshederek tazminat haklarını alabileceği hususudur. Şayet süresinde bu hak kullanılmazsa daha sonra evlilik sebebiyle iş akdini feshedip tazminat talebinde bulunamaz. İş Kanunu, işçilerin haklarını geniş bir perspektifle koruyan düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler arasında kadın işçilerin evlilik nedeniyle işten ayrılma hakkı, oldukça dikkat çeken ve özel olarak düzenlenmiş bir hak olarak öne çıkar. Toplumun aile kavramına verdiği önem, kadınların iş hayatındaki yerini güçlendirmek ve eşit haklar sunmak amacıyla bu özel düzenlemeye yol açmıştır. Evlilik nedeniyle işten ayrılma durumu, kadın işçilere birçok hukuki hak ve tazminat imkanı sağlar. Bu makale, İş Kanunu kapsamında kadın işçinin evlilik gerekçesiyle işten ayrılmasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer mali haklarını detaylı olarak incelemektedir.
- İş Kanunu’nda Kadın İşçinin Evlenme Nedeniyle İşten Ayrılma Hakkı
İş Kanunu, işçilerin işten ayrılma nedenlerine dair geniş düzenlemelere sahiptir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi, işçilerin haklı nedenlerle iş sözleşmelerini feshetme hakkını tanımlamaktadır;
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı
Madde 24 – Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
- Sağlık sebepleri:
- a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
- b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
- a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltı
- b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
- c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.
- d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
- e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
- f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
III. Zorlayıcı sebepler:
İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.
Kadın işçilerin evlenme nedeniyle işten ayrılması, bu kapsamda özel bir hak olarak tanımlanmıştır. Evlilik, toplumsal açıdan önemli bir dönüm noktası olarak kabul edildiğinden, kadın işçilere evlilikten sonraki ilk bir yıl içinde işten ayrılma hakkı tanınmıştır. Bu hakkın kullanılması, işverenin fesih işlemlerine kıyasla işçi lehine bir güvence sağlar.
Bu durumda, kadın işçi kıdem tazminatına hak kazanırken, işveren tarafından ihbar tazminatı talep edilememektedir. Kadın işçi, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde bu hakkı kullanmalıdır. Aksi takdirde bu hakkını kaybedecektir.
- Kadın İşçinin Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılması ve İhbar Tazminatı
İhbar tazminatı, işçinin işten ayrılmadan önce işverene bildirimde bulunma zorunluluğu ile ilişkilidir. Ancak kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması, bu genel zorunluluğun istisnalarından biridir. Evlilik gerekçesiyle iş sözleşmesini fesheden kadın işçi, işverene ihbar süresi tanımak zorunda değildir. Bu durum, işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılma hakkının tanındığı ve ihbar süresi zorunluluğunun ortadan kalktığı bir durum yaratır.
İhbar süresi, genel anlamda işçinin çalıştığı süreye bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ancak evlilik nedeniyle fesih durumunda, işçi bu sürelere uymak zorunda kalmadığı için işverenin ihbar tazminatı talebi olamayacaktır. Bu düzenleme, işten ayrılmanın kolaylaştırılması ve işçinin haklarının korunması adına önemlidir.
- Kıdem Tazminatı Hakkı
Kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılmasında en önemli haklardan biri kıdem tazminatıdır. Kıdem tazminatı, işçinin işyerinde çalıştığı süre boyunca işverene bağlılığının karşılığı olarak ödenir. Evlilik, kıdem tazminatına hak kazanmak için haklı bir fesih nedeni olarak kabul edilir. Ancak, işçinin evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde bu hakkını kullanması zorunludur.
Kıdem tazminatı hesaplamasında, işçinin her çalıştığı yıl için 30 günlük brüt ücret esas alınır. İşyerinde 10 yıl çalışan bir kadın işçi, evlilik nedeniyle işten ayrıldığında 10 aylık brüt ücretine karşılık gelen kıdem tazminatını alacaktır. Bu, işçinin evlilikten kaynaklanan mali yükümlülüklerle daha rahat başa çıkabilmesi için yasal bir güvence sağlar.
- Diğer Alacaklar: Yıllık İzin, Fazla Mesai ve Prim Ödemeleri
Kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması, yalnızca kıdem tazminatı ile sınırlı değildir. İşçinin yıllık izin hakları, fazla mesai ücretleri ve prim ödemeleri gibi diğer hakları da korunur. İşçi, çalıştığı süre boyunca hak ettiği ancak kullanmadığı yıllık izin ücretini talep edebilir. Aynı şekilde, fazla mesai yapmışsa ancak karşılığını almamışsa, bu ücretler de işten ayrılırken ödenmelidir.
Evlilik nedeniyle işten ayrılma durumunda, işçi bu tür alacaklarının peşinde olmalıdır. İşveren, işçinin bu haklarını ödemek zorundadır ve ödeme yapılmaması durumunda işçi yasal yollara başvurabilir.
- Kadın İşçinin Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılmasının Şekil Şartları
Kadın işçinin evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshetmesi, belirli şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Bu fesih hakkının kullanılabilmesi için işçinin işverene yazılı bir bildirimde bulunması gerekmektedir. Bu bildirimin evlilik tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde yapılması zorunludur. Aksi takdirde işçi bu özel fesih hakkını kaybedecektir.
Yazılı fesih bildiriminde, evlilik nedeniyle işten ayrılma gerekçesinin açıkça belirtilmelidir. İşveren, bu talebe uygun şekilde iş sözleşmesini sona erdirmekle yükümlüdür.
- Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılma ve Sosyal Güvenlik Hakları
Kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması, sosyal güvenlik haklarını da etkilemektedir. İşçi, işten ayrıldıktan sonra belli bir süre boyunca işsizlik ödeneği alma hakkına sahip değildir çünkü bu ayrılma kendi isteğiyle yapılmaktadır. Ancak işçinin sağlık sigortası ve diğer sosyal hakları, prim gün sayısı dolana kadar devam eder.
Ayrıca, işverenin işten ayrılma bildirimini Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) zamanında yapması gerekmektedir. Bu, işçinin herhangi bir mağduriyet yaşamaması açısından büyük önem taşır.
- Yargıtay Kararları Işığında Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılma
Türk Yargıtay’ı, evlilik nedeniyle işten ayrılma durumuna ilişkin birçok önemli karar vermiştir. Bu kararlar, özellikle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı konularında işçilerin haklarını güçlendiren içtihatlar sunmaktadır. Yargıtay, evlilik nedeniyle yapılan fesihlerin haklı neden olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Yargıtay kararlarına göre, kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılma hakkını kullanması tamamen işçinin inisiyatifindedir ve işverenin bu hakkı engelleme girişimleri hukuka aykırı kabul edilir. İşverenin ihbar tazminatı talep etmesi gibi durumlar da Yargıtay tarafından işçinin lehine sonuçlanmaktadır.
T.C. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 17.02.2015 tarih ve 2013/10664 E ve 2015/6902 K sy kararı
Evlilik nedeni ile kıdem tazminatı ödenmesinin temel koşulu, feshin işçi tarafından nikah tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde yapılmasıdır. Davacı işçinin ise feshi nikah tarihinden önce yaptığı, bu nedenle yapılan feshin haksız olduğu ve davacının kıdem tazminatı alamayacağı gözetilmeksizin, kıdem tazminatı talebinin kabulü hatalıdır.
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2014/9-1136 K. 2016/968 T. 12.10.2016
Somut olayın incelenmesinde, davacının evlenmek amacıyla evlilik tarihi olan 09.10.2006 tarihinden yaklaşık on gün kadar önce 30.09.2006 tarihinde iş akdini sona erdirmek amacıyla davalı işyerine dilekçe verdiği, yani fesih hakkını, resmi evlilik işlemini tamamlamadan kullandığı, davacı kadın işçinin nikah öncesi iş akdini sonlandırmaya yönelik yaptığı bu işlemin fesih olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, işyerinden ayrılmak amacıyla verilen dilekçenin istifa mahiyetinde olduğu, bu itibarla 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinin 1.fıkrasında yer alan ve fesih hakkının, resmi evlilik işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kullanılacağına dair kanunun açık hükmüne aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç
Kadın işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması, İş Kanunu’nda işçiyi koruyan önemli bir düzenlemedir. Bu hak, işçinin kıdem tazminatını alabilmesi ve işverene herhangi bir ihbar zorunluluğu olmaksızın işten ayrılabilmesi açısından büyük önem taşır. Ancak uygulamada karşılaşılan sorunlar, bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle, işçilerin haklarını bilmesi ve hukuki sürece hakim olmaları gerekmektedir.