Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Yıllık ücretli izin hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 vd. maddeleri ile düzenlenmiş olan anayasal dinlenme hakkıdır. T.C. Anayasası’nın 50. maddesi yıllık ücretli izin hakkının anayasal dayanağını oluşturmaktadır. İlgili anayasa hükmüne göre dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Anayasa ile çalışanlara tanınmış olan dinlenme hakkının bir bölümünün koşullarının belirlenebilmesi amacıyla İş Kanunu’nun yıllık ücretli izine ilişkin hükümleri ihdas edilmiş ve akabinde Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği yayınlanmıştır. Bu çalışmamızda yıllık ücretli izne hak kazanma koşulları üzerinde durulacaktır yıllık ücretli izin süresi ve uygulama esaslarına ise buradan ulaşabilirsiniz.

İş Kanunu’nun 53. maddesine göre işe başladığı günden itibaren en az bir yıl çalışmış olan işçiye yıllık ücretli izin verilir. Bir yılın hesabında fiilen çalışmaya başlanılan tarih esas alınır, deneme süresi de bir yıllık sürenin hesabında dikkate alınacaktır. İzne hak kazanma koşulu olan bir yılın aynı işyerinde geçirilmiş olması zorunlu değildir aynı işverenin farklı işyerlerinde çalışılan süreler de birleştirilerek hesaplanır. Yine işyerinin devri halinde devirden önce çalışılan süreler de yıllık ücretli izin hesabına katılacaktır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20.10.1994 tarihli, 1994/10367 Esas ve 1994/14461 Karar sayılı kararına göre; işçinin yeni işverenin yanında geçen çalışma süresi bir yıldan az olsa bile, yıllık ücretli izin hesabı işyerindeki tüm hizmet süresi üzerinden yapılacaktır.

Bir yılın hesabında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise işçinin yıllık ücretli izine hak kazanması için bir yıl kesintisiz olarak çalışması zorunlu değildir, aralıklı olarak çalışılmış olması halinde bu süreler birleştirilerek hesaplama yapılır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.11.2009 tarihli, 2008/11592 Esas ve 2009/30499 sayılı kararında “…işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün olmaz. Ancak, önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri de aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki somaki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir…” ifadelerine yer verilmiştir.

İşçi her çalışma yılına ilişkin hak kazandığı yıllık ücretli izni gelecek yıl içerisinde kullanır. Sonraki yıllarda kullanılacak izin için geçmesi gereken bir yıl, bir önceki izin hakkının doğduğu günden itibaren hesaplanır.

İş Kanunu’nun 55. maddesiyle yıllık ücretli izin hakkının kazanılması için gerekli olan bir yıllık çalışma süresinin hesabında, kanunen çalışılmış sürelere yer verilmiştir. İlgili hükme göre aşağıda sayılan süreler çalışılmış gibi bir yılın hesabına dahil edilecektir:

  • İş Kanunu 25/1.(b) hükmünde öngörülen süreden fazla olmamak kaydıyla, işçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler,
  • Kadın işçilerin İş Kanunu’nun 74. maddesi gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler,
  • Yılda 90 günü aşmamak kaydıyla, işçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler,
  • İşçinin yeniden işe başlaması koşuluyla, çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın on beş günü,
  • İş Kanunu’nun 66. maddesinde sayılan zamanlar,
  • Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri,
  • 3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmeliğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler,
  • İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler,
  • İş Kanunu’nun Ek 2. maddesinde sayılan izin süreleri,
  • İşveren tarafından verilen diğer izinler,
  • İş Kanunu’nun 65. maddesindeki kısa çalışma süreleri,
  • İşçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi.

Grev ve lokavtta geçen süreler, ücretsiz izin süresi ve fesih bildirim süresi çalışılmış gibi sayılmayıp yıllık ücretli izin hesabına dahil edilmeyecektir.

İş Kanunu’nun 53/3 düzenlemesi doğrultusunda niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsim veya kampanya işlerinde çalışanlar yıllık ücretli izin hakkından yararlanamazlar. Ancak Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 26.03.2013 tarihli, 2012/17714 Esas ve 2013/6283 Karar sayılı kararında “…Mevsimlik işçi, yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Bu kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir…” ifadelerine yer verilmiştir. Buna göre taraflar arasında kararlaştırılması koşuluyla mevsimlik işçiler de yıllık izin kullanabilecektir.

Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nin 13. maddesine göre kısmi süreli ya da çağrı üzerine iş sözleşmesi ile çalışanlar yıllık ücretli izin hakkından tam süreli çalışanlar gibi yararlanır ve farklı işleme tabi tutulamaz.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim