T.C.
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/18405
K. 2016/9715
T. 2.6.2016
- İSTİHKAK ( Takip Borçlusunun İstihkak İddiasına Karşı Tutumu Belirli İse ve Duruşmalara Dahil Edilmesi İşin Esasına Etki Etmeyecekse Davada Taraf Olarak Gösterilmesi Gerekli Olmadığı Ancak Yokluğunda Alınan Haciz Kararından ve İstihkak İddiasından Haberdar Edilmeyen Kendisine Davet Kağıdı da Tebliğ Edilmeyen Borçlunun İstihkak İddiasına Karşı Tutumu Belirlenemediğinden Hukuki Dinlenilme Hakkını Kullanabilmesi Bakımından Davalı Sıfatı İle Davaya Katılmasının Sağlanması Gerektiği )
- HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI ( İstihkak – Yokluğunda Alınan Haciz Kararından ve İstihkak İddiasından Haberdar Edilmeyen Kendisine Davet Kağıdı da Tebliğ Edilmeyen Borçlunun İstihkak İddiasına Karşı Tutumu Belirlenemediğinden Hukuki Dinlenilme Hakkını Kullanabilmesi Bakımından Davalı Sıfatı İle Davaya Katılmasının Sağlanması Gerektiği/Davacı Üçüncü Kişiye Süre Verilerek Taraf Teşkilinin Sağlanacağı )
- TARAF TEŞKİLİNİN SAĞLANMASI ( İstihkak – Yokluğunda Alınan Haciz Kararından ve İstihkak İddiasından Haberdar Edilmeyen Kendisine Davet Kağıdı da Tebliğ Edilmeyen Borçlunun İstihkak İddiasına Karşı Tutumu Belirlenemediğinden Hukuki Dinlenilme Hakkını Kullanabilmesi Bakımından Davalı Sıfatı İle Davaya Katılmasının Sağlanması Gerektiği/Davacı Üçüncü Kişiye Süre Verilerek Taraf Teşkilinin Sağlanması Gerektiği )
2004/m.96,103
ÖZET : Dava, üçüncü kişinin açtığı “istihkak davası” niteliğindedir. Takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, yokluğunda alınan haciz kararından ve istihkak iddiasından haberdar edilmeyen, İİK’nun 103. maddesi gereğince kendisine davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden hukuki dinlenilme hakkını kullanabilmesi bakımından davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilmesinin ardından, gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında alacaklı … Gıda Paz. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu aleyhine başlatılan takipte, diğer İcra Müdürlüğü’nün Talimat sayılı dosyasında yapılan haciz esnasında haczedilen taşınırların kendisine ait olduğunu, borçlu ile müvekkili arasında hiçbir tanışıklık bulunmadığını belirterek, açmış olduğu istihkak davasının kabulüyle hacizli taşınır mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacının dilekçesinde belirttiği hususların gerçekle örtüşmediğini, haciz yerinde borçluya ait bir çok evrak bulunduğunu, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunu, davacının dayandığı belgelerin adi nitelikte olup, iddialarını kanıtlama yeterliğine sahip bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, borçlu tarafından faaliyetinin terk edildiğinin Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazısı ile görüldüğü, iş yerinin takip tarihinden önce borçlu tarafından davacıya devredilerek mahcuzların davacıya satıldığı, kira sözleşmesinin takip tarihinden önce tarihli olduğu, davaya konu mahcuzların davacıya ait olduğuna dair kanaat oluştuğu gerekçesiyle davacının istihkaka yönelik davasının kabulüne karar verilmiş, verilen hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı “istihkak davası” niteliğindedir.
1- )Yargıtay’ın ve Dairemiz’in istikrar kazanan uygulamasına göre; takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, yokluğunda alınan haciz kararından ve istihkak iddiasından haberdar edilmeyen, İİK’nun 103. maddesi gereğince kendisine davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden hukuki dinlenilme hakkını kullanabilmesi bakımından davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilmesinin ardından, gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
2- )Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 277,00 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.