Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Kararı – Malın Ayıplı Olduğu Teslim Sırasında Açıkça Belli İse Alıcının İki Gün İçinde Durumu Satıcıya İhbar Etmesi Gerekmektedir. Bu Husus Gözetilmeden Ayıp İhbarının Makul Sürede Yapıldığından Bahsedilemez.

T.C.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/326

K. 2014/13494

T. 15.9.2014

 

  • SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Sorumluluğu – Bilirkişi Kurulu Raporunda Ayıbın Açık Ayıp Olduğu Saptandığına Göre Ayıp İhbar Süreleri Üzerinde Durulup Değerlendirme Yapılarak Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

 

  • SATICININ AYIBA KARŞI TEKEFFÜL SORUMLULUĞU ( Malın Ayıplı Olduğu Teslim Sırasında Açıkça Belli İse Alıcının İki Gün İçinde Durumu Satıcıya İhbar Etmesi Gerektiği/Açıkça Belli Değilse Alıcı Malı Teslim Aldıktan Sonra Sekiz Gün İçinde İncelemek veya İncelettirmekle ve Bu İnceleme Sonucunda Malın Ayıplı Olduğu Ortaya Çıkarsa Haklarını Korumak İçin Durumu Bu Süre İçinde Satıcıya İhbarla Yükümlü Olduğu )

 

  • TİCARİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Sorumluluğu – Malın Ayıplı Olduğu Teslim Sırasında Açıkça Belli İse Alıcının İki Gün İçinde Durumu Satıcıya İhbar Etmesi Gerektiği )

 

  • İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Sorumluluğu – Malın Ayıplı Olduğu Teslim Sırasında Açıkça Belli İse Alıcının İki Gün İçinde Durumu Satıcıya İhbar Etmesi Gerektiği/Bu Husus Gözetilmeden Ayıp İhbarının Makul Sürede Yapıldığından Bahisle Eksik İnceleme İle Yazılı Şekilde Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )

 

6102/m.23/c

 

ÖZET : Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Davalı vekili süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Taraflar tacir olup, iş ticaridir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/c maddesi uyarınca ‘Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür”. Bu durumda bilirkişi kurulu raporunda ayıbın ‘açık ayıp’ olduğu saptandığına göre, anılan madde hükmü gözetilerek, ayıp ihbar süreleri üzerinde durulup değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, anılan yasa hükmü gözetilmeden ayıp ihbarının makul sürede yapıldığından bahisle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili ile davalı vekilinin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten bir kısım makine ve teçhizat satın aldığını, mal bedelinin karşılığı olarak da dört adet senet verdiğini, 10.4.2012 tarihinde teslim edilen pres makinesinin ikiye bölünmüş olarak teslim edildiği ve bu haliyle çalışamayacağına, ayarlarının bozuk olduğuna dair tutanak tutulduğunu, çalışamaz halde teslim edilen pres makinesinin kabul edilemeyeceğini, ayıplı ifa sebebiyle iade faturası kesilip tebliğ edildiğini belirterek müvekkilinin ayıplı malın bedeli olan 35.400 TL. üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 30.11.2012 vade tarihli senetten 35.400 TL. bedel indirimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Senet bedelinin ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, ödemek zorunda kalınacak bedellerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu malı tam ve eksiksiz teslim ettiğini, TTK.nun 23.maddesinde belirlenen sürelerde bildirim yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının davalıdan 2. el pres makinesi satın aldığını, malın davalı tarafından demir ayaklarının pürüzlü bir şekilde kesilerek demonte işleminin yapıldığı, bu şekilde makinenin güvenli ve randımanlı çalıştırılamayacağı, ayıbın içeriği ve makul sürede olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu 30.11.2012 vade tarihli 108.930.00 TL.bedelli senedin 35.400.00 TL.kısmından davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenen 35.400.00 TL.nin 3.12.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya teslim edilen mallara karşılık verilen senetlerle ilgili olarak malın bir kısmının ayıplı olduğu iddiasıyla, ayıplı olduğu iddia edilen mala karşılık senet bedelinden kısmen borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Davalı vekili süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Taraflar tacir olup, iş ticaridir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/c maddesi uyarınca “… Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür”.

Bu durumda bilirkişi kurulu raporunda ayıbın “açık ayıp” olduğu saptandığına göre, anılan madde hükmü gözetilerek, ayıp ihbar süreleri üzerinde durulup değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, anılan yasa hükmü gözetilmeden ayıp ihbarının makul sürede yapıldığından bahisle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim