Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi – Satış İlanının Usulsüz Tebliğ Edilmesi Halinde İhalenin İptali İçin Usulsüz Tebligat Nedeniyle İlgilinin Menfaatin Zedelenmiş Olmalıdır

T.C.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/13353

K. 2019/3801

T. 7.3.2019

  • USULSÜZ TEBLİĞAT SEBEBİYLE İHALENİN İPTALİ DAVASI ( Satış İlanı Tebliğatının Usulsüz Yapıldığı/Adresin Kapalı Olduğu Gerekçesi ile Tebliğ Zarfının Mutarlığa Teslim Edildiği – Ancak Muhatabın Adreste Bulunmama Sebebinin Tevsik Edilmediği/Bırakılan Kişinin Kim Olduğunun Belirtilmediği/Tebliğin Geçerli Olmadığı )
  • TEBLİĞAT İŞLEMİNİN USULSÜZ OLDUĞUNUN ANLAŞILDIĞI ( Ancak Eldeki Davada Sadece Bir Taşınmazın Muhammen Bedelin Altında İhalesinin Yapılmış Olması Sebebiyle Bu Talep İçin Satış İlanının Usulsüz Tebliğ Edildiğinden Şikayetin Kısmen Kabulüne Karar Verileceği – Usulsüz Tebliğat Sebebiyle İhalenin İptali Talebi )
  • İHALEDE ZARAR UNSURUNUN YERÇEKLEŞMESİ ( İhaleden Kendi Menfaati Muhtel Olanın İspat Yükümlülüğü – Yargıtay Uygulamasına Göre Satış Bedelinin Taşınmazın Muhammen Bedelinin Üzerinde Olması Halinde İhalede Zarar Unsurunun Gerçekleşmediğinin Kabulü Gereği – Şikayetin Bir Taşınmaz Yönünden Kısmen Kabuledileceği )
  • BİR TAŞINMAZ YÖNÜNDEN İHALENİN MUHAMMEN BEDELİN ALTINDA GERÇEKLEŞTİĞİ ( Sadece Bu Taşınmaz İçin Satış İlanının Usulsüz Tebliğ Edildiği Gözetilerek Şikayetin Kısmen Kabulüyle Söz Konusu İhalenin Feshine Karar Verileceği – Tebliğ Memurunun Muhatabın Adreste Bulunmama Sebebini Tevsik Edeceği/Muhtara Yapılan Tebliğ )
  • İHALENİN FESHİ TALEBİNDE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Usulsüz Tebliğat Sebebiyle İhalenin Feshi Talebi – İhaleden Kendi Menfaati Muhtel Olanın İspatla Yükümlü Olduğu/ Yargıtay Uygulamasına Göre Satış Bedelinin Taşınmazın Muhammen Bedelinin Üzerinde Olması Halinde İhalede Zarar Unsurunun Gerçekleşmediğinin Kabulü )

7201/m.21/1,32

2004/m.127,134/8

Tebligat Yönetmeliği/m.30,35

HGK’nun 05.06.1991 Tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Kararı

ÖZET : Dava, usulsüz tebliğat sebebiyle ihalenin iptali istemine ilişkindir. Şikayetçi adına çıkartılan satış ilanı tebligatının incelenmesinde, …’nın beyanı üzerine adresin kapalı olduğu gerekçesi ile tebliğ zarfının muhtarlığa teslim edilerek, 2 numaralı haber kağıdının kapıya yapıştırılması ile 16.01.2017 günü yapıldığı görülmektedir. Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve haber bırakılan kişinin kim olduğu belirtilmeden, muhtara tebliğ ve 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan tebligat usulsüzdür.İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur olduğundan Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Şikayetçi tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, diğer şikayet nedenleri ile birlikte satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülerek, ortaklığın giderilmesine ilişkin karar neticesinde yapılan sekiz adet taşınmaz ihalesinin feshi talep edilmiş; ilk derece mahkemesince, şikayet süresinde kabul edilmediği halde, işin esası incelenerek reddine ve şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulmasının ardından Bölge Adliye Mahkemesince, tanık beyanları ve istinaf dilekçesi içeriğinden, borçlunun ( somut olayda borçlu-alacaklı bulunmayıp hissedarlar söz konusudur ) ihaleden evvel haberdar olduğu anlaşıldığı gerekçesi ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak, şikayetin süreden reddine karar verilmiş, anılan karar şikayetçi tarafından temyiz edilmiştir.

7201 Sayılı Kanun’un 32. maddesi gereğince; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise, muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.

Hukuk Genel Kurulu’nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu’nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172 E.-107 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.

Somut olayda, şikayetçi … adına çıkartılan satış ilanı tebligatının incelenmesinde, …’nın beyanı üzerine adresin kapalı olduğu gerekçesi ile tebliğ zarfının muhtarlığa teslim edilerek, 2 numaralı haber kağıdının kapıya yapıştırılması ile 16.01.2017 günü yapıldığı görülmektedir. Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve haber bırakılan kişinin kim olduğu belirtilmeden, muhtara tebliğ ve 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan tebligat, Tebligat Kanununun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri uyarınca usulsüzdür.

Bununla birlikte, şikayetçi ve vekili tarafından verilen dilekçelerde ve aşamalardaki beyanlarında, ihale günü, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazların diğer hissedarları ile birlikte anlaşma yapılmak üzere gelindiği belirtilmiş ise de; söz konusu beyanlarda ihale yapılacağının öğrenildiği bilgisine yer verilmemiştir.

Şikayetçinin muttali olduğunu beyan ettiği tarihten önce ihaleyi öğrendiği, yazılı delille de ispatlanamadığından istem süresinde olup, tanık beyanlarına dayalı olarak istemin süreden reddine ilişkin gerekçe yerinde değildir.

İİK’nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerine tebliğ edilmelidir. Anılan madde kapsamında belirtilen kişilere satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise; başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

Ancak, İİK’nun 134/8. maddesinde; “İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur” düzenlemesi yer almaktadır.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.

Somut olayda, ihale konusu taşınmazlardan 139 ada 3 parsel, 149 ada 8 parsel, 149 ada 5 parsel, 572 ada 8 parsel, 139 ada 10 parsel, 150 ada 13 parsel sayılı taşınmazların satış bedellerinin, muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda şikayet süresinde olsa dahi, yukarıda anılan yasa maddesi uyarınca, bu taşınmazlar yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur.

Ancak, ihale konusu 103 parsel ve 530 ada 6 parsel sayılı taşınmazların satış bedelinin, muhammen bedelin altında olduğu görülmektedir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince; 103 parsel ve 530 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gözetilerek şikayetin kısmen kabulüyle söz konusu taşınmazların ihalesinin feshine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim