Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Vergi Hatası ve Vergi Hatalarının Düzeltilmesi

Vergi Usul Kanununa göre Vergi hatası, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır. Vergi hataları ise vergi mükellefinin başvurusu üzerine veya vergi idaresi tarafından re’sen (kendiliğinden) idari bir işlem şekilde düzeltilebilmektedir.

 

Vergi Usul Kanunu’na göre vergi hataları ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır.

  • Hesap hataları.
  • Vergilendirme hataları.

 

HESAP HATALARI

 

Vergilendirme işleminde meydana gelen maddi hatalar, hesap hatası olarak nitelendirilmektedir. Hesap hatalarının hepsinin idari şekilde düzeltilebilmesi mümkündür. Hesap hatalarının düzeltilmesi adına yargı yoluna başvurulmasına gerek yoktur.

 

Matrah hataları:

Vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olmasıdır. Vergilendirilecek verginin miktarı hesaplanırken belirli bir oran uygulanır. Bir matrahın yanlış tespit edilmiş olması, değer veya miktarının belirlenirken meydana gelen hatalar, yanlış vergilendirme sonucunu doğurur.

Vergi miktarında hatalar:

Vergi nispet ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, yukarıda yazılı vesikalarda verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olmasıdır. Vergi oranının veya tarifelerinin yanlış uygulanmış olması sonucu meydana gelen vergi hatalarıdır.

Verginin mükerrer olması:

Aynı vergi kanununun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.

 

 

VERGİLENDİRME HATALARI

Vergilendirme hataları vergi mükellefinin nezdinde meydana gelen hatalardır.

Mükellefin şahsında hata:

Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır.

Mükellefiyette hata:

Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Mevzuda hata:

Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata:

Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır.

 

 

VERGİ HATALARI NASIL TESPİT EDİLİR?

 

*İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi ile,

*Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi ile,

*Hatanın teftiş sırasında meydana çıkarılması ile,

*Hatanın vergi incelenmesi sırasında meydana çıkarılması ile,

*Mükellefin müracaatı ile.

Vergi hatalarının tespiti ve bu yolla meydana çıkarılması sağlanabilir.

 

 

VERGİ HATALARININ DÜZELTİLMESİNDE ZAMANAŞIMI

Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde vergi hatalarının düzeltilmesi yoluna başvurulması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup 5 yıllık zamanaşımı süresi sonunda düzeltilemeyen vergi hatalarının kendiliğinden düzeltilebilmesi mümkün değildir. Ancak bu kuralın istisnaları söz konusudur.

  • Zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı,
  • İlan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği,
  • İhbarname ve ödeme emri ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı Kanuna göre haczin yapıldığı,

Tarihlerinden başlayarak zamanaşımı ek olarak 1 yıl daha uzamaktadır.

 

 

VERGİ HATALARININ DÜZELTİLMESİ YOLLARI

Vergi Usul Kanunu’nun 120. Maddesine göre vergi hatalarının düzeltilmesine vergi dairesi müdürü karar vermektedir. Vergi hatası tereddütte mahal vermeyecek şekilde açık ve mutlak bir hataysa vergi dairesi müdürünün bu hatayı kendiliğinden düzeltme yetkisi vardır. Kendi aleyhlerine düzeltme yapılan kimselerin düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma hakları ise saklıdır.

 

DÜZELTME YOLUNA BAŞVURULMASI

Vergi Mükellefleri, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilirler. Düzeltme talebini içeren dilekçe vergi dairesine sunulabileceği gibi posta yoluyla taahhütlü şekilde gönderim de sağlanabilir. Düzeltme mercii talebi yerinde gördüğü takdirde, düzeltmenin yapılmasını emreder; yerinde görmediği takdirde, keyfiyet düzeltmeyi isteyene yazı ile tebliğ olunur.

Vergi dairesi müdürleri, kendisine ulaşan düzeltme talebini 30 gün içerisinde karara bağlamaktadırlar.

Bu hatalar düzeltme fişine dayanılarak düzeltilir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla vergi aynı fişe dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe iade edilir. Mükellef tebliğ tarihinden başlayarak bir yıl içinde parasını geri almak üzere müracaat etmediği takdirde bu hakkı düşmektedir.

Düzeltme işlemi yerinde görülmezse (reddedilirse) bu durum mükellefe bildirilir. Mükellef düzeltme işleminin reddedilmesinden itibaren 30 gün içerisinde vergi mahkemesine dava açabilir.

Düzeltme talepleri, vergi mahkemesinde dava açma süresi içerisinde istenmelidir.

 

 

DAVA AÇMA SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DÜZELTME YAPILABİLİR Mİ?

Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler. İl özel idare vergileri hakkında valiliğe ve belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edilmektedir. Ancak mükellef dava açma süresi içerisinde dava açmamışsa, düzeltme veya şikayet yolu ile dava hakkını kazanması söz konusu değildir.

 

 

 

DÜZELTME-ŞİKAYET YOLLARINDAN SONRA AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ-YETKİLİ MAHKEME

Vergi hatalarının düzeltilmesi ve şikayet üzerine açılan davalarda görevli Vergi Mahkemesi, şikayet dilekçesinin verildiği Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün bağlı bulunduğu yerin Vergi Mahkemesidir.

 

 

DANIŞTAY DOKUZUNCU DAİRE Esas No : 2009/1124 Karar No: 2010/6378

 

“…Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış ve bu hatalar, hesap hataları ve vergilendirme hataları başlığı altında 117 ve 118 inci maddelerde iki ayrı grup halinde düzenlenmiş, aynı Kanunun 124 üncü maddesinde de vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına, belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edebilecekleri kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergi mahkemesi tarafından merciine tevdi kararı verilebilmesi için, davacı tarafından yasal dava açma süresini herhangi bir nedenle geçirildikten sonra vergi hatasının düzeltilmesi istemiyle düzeltme yoluna başvurulmuş olması, yapılan bu başvurunun davalı idare tarafından reddedilmesi ve söz konusu düzeltme isteminin reddi üzerine davacı tarafından Maliye Bakanlığına veya belediye başkanlığına şikayet yolu ile müracaat edilmeden doğrudan vergi mahkemesinde dava açılmış olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden: davacı kuruma ait iken 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu gereğince İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen … Vapur İskelesi için 2002 yılına ilişkin olarak tarhedilen emlak vergisi ve hesaplanan gecikme faizine ilişkin ihbarnamelerin … tarihinde … A. Ş. İzmir İşletme Müdürlüğüne tebliğ edildiği, bunun üzerine anılan işletme müdürlüğü tarafından 4.4.2008 tarihinde tarh edilen emlak vergisi ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılması amacıyla davalı belediye başkanlığına düzeltme başvurusunda bulunulduğu, bu başvurunun davalı belediyenin … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedildiği, bunun üzerine … A. Ş. tarafından dava açıldığı, açılan davada, her ne kadar dava dilekçesinde davalı idareye yapılan düzeltme başvurusundan ve davalı idarenin başvurunun reddine ilişkin işleminden bahsedilse de davanın konusu ve netice-i talep kısımlarında, tarh edilen emlak vergisi ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılmasının istenildiği ve dava konusu ihbarnamelerin tebliğ tarihinin 12.5.2008 olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın konusunun tarh edilen emlak vergisinin kaldırılması olduğundan, vergi mahkemesince davanın konusunun düzeltme başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali olarak değerlendirilmesinde ve dava dilekçesi ve eklerinin 2577 sayılı Kanunun 15/1-e maddesi uyarınca şikayet mercii olan Balçova Belediye Başkanlığı’na tevdiine karar verilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır…”

 

 

DANIŞTAY ONBİRİNCİ DAİRE Esas No : 1998/11 Karar No : 1998/3402

“…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde Özel Kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 124. maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme işlemleri reddedilenlerin şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri aynı Yasanın 378. maddesinde ise, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarhedilen vergilere karşı dava açamıyacakları ancak bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.
213 sayılı Kanunun 116. maddesinde, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış 117. maddesinde matrah hataları, vergi miktarındaki hatalar ve verginin mükerrer olması hesap hataları olarak nitelendikten sonra 118 inci maddesinde ise, mükellefin şahsında, mükellefiyette, mevzuda, vergilendirme ve muafiyet döneminde yapılan hatalar vergilendirme hataları olarak nitelenmiştir.
Olayda, yükümlü şirket hazır gıda işletmeciliği kapsamında post-mix sistemiyle cola üreten bir firma olup, bu konuyla ilgili ek katma değer vergisini beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek tahakkuk eden vergileri ödedikten sonra yasal süre olan otuz gün içinde davasını açmayarak, bu konuda Danıştay’a intikal eden başka firmaların uyuşmazlıklarının çözümlenmesini beklemiş, kararların lehe çıkması üzerine 10.3.1997 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak ve Danıştay 11. Dairesinin E:1995/4051 esas nolu kararını emsal göstermek suretiyle ödediği verginin, 213 sayılı Kanunun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahakkuktan terkinini ve taraflarına iadesini talep etmiş, ilgili vergi dairesince de 14.4.1997 tarihinde, “ihtirazı kayıtla verdiğiniz beyannamelere vergi mahkemesinde dava açılmamış olduğundan ve hakkınızda bu konuda herhangi bir vergi mahkemesi kararı bulunmadığından, emsal Danıştay kararına istinaden ihtirazı kayıtla beyan edilip ödemesi yapılan vergilerin tarafınıza iadesinin yapılamayacağı” şeklinde verilen olumsuz cevap üzerine, bu işlemin iptali ve ödediği vergilerin tahakkuktan terkini ve iadesi talebiyle davasını açtığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın post-mix sistemiyle cola imal eden yükümlü şirketin ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ederek ödenen verginin iadesi istemine ilişkin olduğu, bu durumda dava süresi geçtikten sonra vergi dairesine yapılan düzeltme istemlerinin reddi üzerine 213 sayılı Yasanın 124. maddesi gereğince Maliye Bakanlığına başvurulması gerekirken olayda bu yola başvurulmaksızın vergi dairesinin ret yazısına karşı açılan davanın, beyan üzerine ödenmesinden sonra istenen bir vergiye karşı açılmış olması karşısında uyuşmazlığın ancak 213 sayılı Yasanın 378. maddesi hükmü uyarınca olayda vergilendirme hatası bulunup bulunmadığı yönünden incelenmesi gerekirken bu hususlar da tartışılmaksızın yazılı gerekçeyle karar verilmesinde de yasaya uyarlık görülmemiştir…”

 

 

DANIŞTAY DÖRDÜNCÜ DAİRE  Esas No : 2021/4159 Karar No : 2021/4716

“…213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 123. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltmesini isteyebilecekleri hususları düzenlenmiştir. Vergi hatalarının düzeltilmesi ve reddiyat, Vergi Usul Kanununun Birinci Kitabı olan “Vergilendirme” adı altında ve bu Kitabın “Vergi Alacağının Kalkması” başlıklı Altıncı Kısmında yer almaktadır. Ödeme, zamanaşımı ve terkine ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı Altıncı Kısmın Üçüncü Bölüm hükümleri gibi “Vergilendirme” kitabında yer alan ve vergi muamelelerindeki hataların giderilmesini amaçlayan düzeltme yolu ile Vergi Usul Kanununun 124. maddesinde öngörülen şikayet yolu ile müracaat, kamu alacaklarının güvenceye bağlanması yahut tahsili amacıyla tahsil dairelerince 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan işlemleri kapsamamaktadır.
Ödeme emri, kamu alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezaların tahsili amacıyla vergi idarelerinin tahsilat aşamasına ilişkin işlemlerdendir. Davacının, hisselerini devrettiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin vergi borcundan sorumlu tutulamayacağı yönündeki iddialar ancak ödeme emrine karşı süresinde açılan davalarda incelenebilir.
Bu anlamda kamu alacağının cebren tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı düzeltme ve şikayet yolunun izlenmesine olanak bulunmadığından, davacının iddialarını, hesap ve vergilendirme hataları kapsamında inceleyerek verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır…”

 

 

 

 

# Vergi Hatası ve Vergi Hatalarının Düzeltilmesi Vergi Hatası ve Vergi Hatalarının Düzeltilmesi Vergi Hatası ve Vergi Hatalarının Düzeltilmesi 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim