Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Mirasbırakanın vasiyetini yerine getirme borcu yasal mirasçılarına ya da atanmış mirasçılarına aittir. Ancak bazı durumlarda vasiyetin yerine getirilmesi mirasçıların çıkarları ile çekişmeli halde olacağından mirasçılar vasiyeti yerine getirmek istemeyebilirler. Ayrıca mirasçıların vasiyeti yerine getirme yeteneği de olmayabilir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında mirasbırakan vasiyetinin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla bir görevli atayabilir. Bu yazımızda TMK madde 550-556’da düzenlenen vasiyeti yerine getirme görevlisi nin nasıl atanabileceği, görev ve yetkileri, nasıl denetlendiği ve sorumluluğu üzerinde durulacaktır.

Mirasbırakan vasiyetinin yerine getirilmesi için bir kişi görevlendirmek istiyorsa öncelikle bu işlem bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan ancak vasiyetname ile yapılabilir. Yapılacak vasiyetnamenin görevlendirme dışında başka bir konuyu içermesine gerek yoktur. Vasiyeti yerine getirme görevlisi bir kişi olabileceği gibi birden çok kişi de olabilir.

Vasiyetname açıldığında, sulh hakimi, vasiyeti yerine getirme görevlisine görevini bildirir. Görevli 15 gün içerisinde görevi kabul etmediğini bildirmediği takdirde görevi kabul etmiş sayılır. Yani atanan kişi görevi kabul etmek zorunda değildir fakat bu durumu sulh hakimine bildirmesi zorunludur. Aksi takdirde susma kabul anlamına gelecektir. Görevin kabul ediliş anı görevin başladığı an kabul edilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisinin atanabilmesi için göreve başladığında fiil ehliyetine sahip olması gerekir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi yaptığı iş karşılığında bir ücret isteyebilir. Ayrıca mirasbırakan vasiyetnamede görevlinin ücretini belirleyebilir. Şayet vasiyetnamede görevlinin ücret isteyemeyeceği belirtilmişse bu hüküm geçersiz sayılacaktır. Çünkü vasiyeti yerine getirme görevlisinin ücret isteme hakkı kanundan kaynaklanır. Ücretin belirsiz olduğu durumlarda görevli ve mirasçılar aralarında ücretin ne kadar olacağı konusunda anlaşabilirler. Anlaşma sağlanamaz ise ücreti mahkeme belirleyecektir.

Vasiyeti yerine getirme görevlileri birden çok atanmış ise bu durumda işin niteliğinden ya da vasiyetnameden aksi anlaşılmadıkça işi birlikte yürütürler. Şayet görevlilerden biri görevi kabul etmez veya herhangi bir sebeple görevi sona ererse vasiyetnameden aksi anlaşılmadıkça diğer görevliler görevlerine devam eder.

Vasiyetnamede, görevliler işin yapılması için birlikte hareket etmek üzere atanmış olsalar bile acele hallerde her biri gerekli işlemleri yapabilirler.

Görevlinin görevleri öncelikle vasiyetnameden anlaşılır. Şayet vasiyetnamede görev düzenlenmemiş ise görevli, mirasbırakanın son arzularının yerine getirilmesi için gereken bütün işlemleri yapmakla görevli ve yetkilidir. Bu görevlerden en önemlileri TMK 552’de belirtilmiştir:

  1. Göreve başladıktan sonra gecikmeksizin terekedeki malların, hakların ve borçların listesini düzenler. Liste düzenlenirken olanak varsa mirasçılar hazır bulundurulur.
  2. Terekeyi yönetir ve yönetimin gerektirdiği ölçüde tereke mallarının zilyetliğinin kendisine devrini ister.
  3. Tereke alacaklarını tahsil eder, borçlarını öder.
  4. Vasiyetleri yerine getirir.
  5. Terekenin paylaşılması için plân hazırlar.
  6. Tereke ile ilgili dava ve takiplerde miras ortaklığını temsil eder. Mirasçılar tarafından açılmış davalardan görevi ile ilgili olanlara müdahil olarak katılabilir.
  7. Açtığı veya aleyhine açılan davalar ile yapılan takipleri mirasçılara bildirir.

Görevlinin, görevi yerine getirirken mirasçıların talimatlarına ve isteklerine uyma zorunluluğu yoktur ancak görevini yerine getirirken özen göstermekle yükümlüdür, ilgililere karşı vekil gibi sorumludur. Şayet mirasçılar görevlinin görevini kötüye kullandığını düşünürlerse görevli hakkında sulh mahkemesine şikayette bulunup mahkemeden görevine son verilmesini talep edebilirler.

Sulh hakimi, görevlinin görevlerini yerine getirmesini denetler, şikayet üzerine veya re’sen gereken önlemleri alır; görevlinin yetersiz olduğu, güveni kötüye kullandığı veya ağır ihmalini tespit ederse görevine son verir. Görevlinin görevine son verildiği takdirde karara karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde asliye mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.

Görevlinin ölümü veya atanmasını geçersiz kılan bir sebebin varlığında görevi kendiliğinden sona erer. Ayrıca görevli, sulh hakimine görevinden ayrılacağını beyan edip görevine son verebilir ancak uygunsuz bir zamanda görevini bırakamaz.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim