Hafta İçi : 09:00-18:00
·

VASIFLI İKRARDA İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ İKRAR EDEN TARAFA DEĞİL, VAKIAYI İLERİ SÜREN TARAFA AİTTİR

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

 2020/4344 Esas

2020/6862 Karar

06.12.2021 Karar Tarihi

 

 

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.12.2016 tarih ve 2015/860 E. – 2016/708 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.10.2019 tarih ve 2017/2683 E. – 2019/2217 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında yapılması düşünülen bir iş için Garanti Bankası Halaskargazi Şubesi 24871365 müşteri numaralı hesabından 15/07/2015 tarihinde 56.000 USD avans gönderildiğini yapılan tüm sözlü görüşmelere rağmen davalı tarafından işin yerine getirilmediğini bununla birlikte ödenen avansın iade edilmediğini bu sebeple İstanbul 37. İcra Müdürlüğü’nün 2015/20846 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalıya ödeme emri gönderildiğini ancak davalının 13/08/2015 tarihinde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hüküm edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını, takibe konu bedelin de avans olarak tahsil edilmediğini, mimarlık hizmeti veren müvekkili şirketinin müşterilerinden dava dışı… ile bodrumdaki taşınmazının mobilya temini için başlangıçta 650.000.- TL üzerinden anlaşma
sağlandığını, …’nun müvekkili şirkete Denizbank Nilüfer Şubesine ait 650.000.- TL bedelli Sayılgan Dokuma Ticaret A.Ş.’ye ait çeki cirolayarak teslim ettiğini ancak çekin karşılığının bulunmadığını dava dışı Nimet Hacıbekiroğlu tarafından karşılıksız çek nedeniyle müvekkili şirket hesabına 03/06/2015 tarihinde 250.000.- TL ödeme yapıldığını, 06/07/2015 tarihinde de aynı çek için dava dışı Blane Teknoloji A.Ş. Tarafından 250.000.- TL ödeme yapıldığını yapılan görüşmelere istinaden çekin keşideci Sayılgan Dokuma Boya İplik A.Ş. Yetkili…’a iade edildiğini, tahsil edilmeyen bakiye 150.000.- TL için Sayılgan Ticaret A.Ş. Tarafından 15/07/2015 tarihinde yeni bir çek verildiğini, bu çekinde karşılığının bulunmaması nedeniyle aynı gün SBK HOLDİNG A.Ş. tarafından müvekkili şirket hesabına 56.000 USD ödeme yapıldığını, ödeme yapılması üzerine 150.000.- TL’lik ikinci çekin yine Sayılgan Ticaret A.Ş’ye iade edildiğini yapılan ödemelerin dava dışı keşideci firma olan Sayılgan Dokuma A.Ş’nin borcuna karşılık yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan… vekili; dava konusu edilen havale makbuzunda gönderilen meblağın avans olarak gönderildiğine ilişkin hiçbir açıklama bulunmaması karşısında davacının yazılı ve kesin delillerle davasını ispatlayamadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan S.İ.S Sayılgan Dokuma Boya İplik Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili; yapılan ödemenin davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynakladığını ödeme ile müvekkil şirketinin hiçbir ilgisinin bulunmadığını yargılama gideri ve vekalet ücretinin davanın tarafları üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlık konusu 15/07/2015 tarihinde yapılan 56.000 USD’lik havale işleminin açıklama kısmında herhangi bir şerh bulunmadığı, açıkça avans ya da peşinat şeklinde bir kaydın olmadığı, yasal karinenin tersini ileri süren havaleci bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü ise de davalının taraflar arasında herhangi bir iş ilişkisinin bulunmadığını, davacı tarafından yapılan ödemenin dava dışı keşideci firma olan S.İ.S Sayılgan Dokuma A.Ş’nin borcuna karşılık yapıldığını beyan etmesi nedeniyle ispat külfetinin davalıya geçtiği, davalının yapılan havalenin üçüncü kişinin borcuna karşılık ödendiği iddiasını, içerikleri inkar edilmeyen 15/07/2015 vadeli çek aslının Sayılgan Dokuma Boya İplik A.Ş yetkilisi tarafından teslim alındığına ilişkin tarihsiz el yazılı belge, Blane Teknoloji Sistemleri A.Ş. Tarafından davalıya yapılan 250.000.- TL’lik havaleye ilişkin dekont örneği, 20/06/2015 keşide tarihli çek teslim tutanağı 150.000.- TL bedelli 15/07/2015 keşide tarihli çekin 23/07/2015 tarihinde Akın Yılmaz’a teslimine ilişkin el yazılı belge örneği, 15/07/2015 keşide tarihli çek teslim tutanağı ve elektronik yazışmalar ile ispat ettiği, davacının bu şekilde, yapılan havalenin, avans ödemesi olduğuna ilişkin iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan istinaf incelemesinde; davalı davaya konu paranın kendilerine gönderildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle (avans olarak) değil, başka bir nedenle (üçüncü kişiye ait bir borcun ödenmesi amacıyla) gönderildiğini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiş olup, davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa ait olduğundan, davacı taraf, davaya konu havalenin avans olarak gönderildiği yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığından ve yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf istemlerinin reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin de istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 06/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

whatsappdestek iletişim iletişim