Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Uzaktan çalışma kavramı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi ile düzenlenmiştir. Kanun metni “…Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir…” şeklinde tanımlanarak uzaktan çalışma usulünün tanımı yapılmıştır. Kanun metninde uygulama için gerekli usul ve esasların yönetmelik ile belirleneceği ifade edilmişse de geçen süre içerisinde herhangi bir yönetmelik çıkarılmamıştır. Bu durumda uzaktan çalışmaya ilişkin iş mevzuatımızdaki yegane kaynak İş Kanunu’nun 14. maddesidir. İş Kanunu’nda yer alan düzenlemenin yanı sıra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 461 vd. maddeleriyle Evde Hizmet Sözleşmesi hükümleri yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına giren hizmet sözleşmelerinde birinci kaynak İş Kanunu olmakla birlikte özel kanunda hüküm olmayan hallerde TBK’nın genel hükümlerine başvurulacaktır.

İş Kanunu ilgili maddesine göre uzaktan çalışma; evde çalışma ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında çalışma şeklinde tanımlanmıştır. Uzaktan çalışmanın teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirilen biçimi öğretide tele çalışma olarak da adlandırılmaktadır. Evde çalışma ve tele çalışma şeklinde ayrım yapılması tele çalışmanın evden yapılamayacağı anlamına gelmemektedir. Tele çalışmada iş tamamen veya kısmen bilgisayar, internet gibi bilgi ve iletişim teknolojisi araçları kullanılarak yapılmaktadır. Bu araçlar sayesinde işçi ve işveren arasında bağlantı kurulmakta, işçi işini bu araçlarla halletmekte ve bunlar sayesinde işçi işverenin iş organizasyonuna dahil olmaktadır. Tele çalışmanın işyeri dışında olması yeterlidir bu kapsamda işçi işini evinde de yapabilecektir. Salt evde çalışma kavramı ise bilgi iletişim teknolojileri kullanılmaksızın iş görme borcunun evde ifa edilmesi anlamına gelmektedir. İşçinin evinde yaptığı işi internet yoluyla işverene göndermesi tele çalışma olarak adlandırılamayacaktır, tele çalışmada işin düzenli ve sürekli bir şekilde organizasyon içerisinde yapılması gerekmektedir.

Kısaca bu ayrıma yer verdikten sonra uzaktan çalışmada tarafların hak ve yükümlülüklerinden bahsedebiliriz. Uzaktan çalışma biçiminde de işçi, işini işyerinden başka bir yerde yapıyor olsa da iş sözleşmesinden doğan borçları farklılık göstermez. İşçi kendisine yapılan çağrılara cevap vermek, işveren tarafından verilen emir ve talimatlara uymak, işini özenle ifa etmek, kendisine teslim edilen bilgi ve iletişim araçlarına ya da üretim materyallerine zarar vermemek, bu araçları en iyi şekilde kullanmak ve işi bizzat ifa etmekle yükümlüdür. İşverenin işin aile bireyleriyle yapılmasına açıkça ya da zımmen rızası varsa işçinin işi bizzat yapması gerekmez.

Uzaktan çalışmada işçi gibi işverenin de borçları kural olarak değişiklik göstermez. İşin görülmesi ve takibinin yapılması için gerekli olan araç, gereç ve malzemelerin kural olarak işveren tarafından sağlanması gerekmektedir. Gerekli malzemeler işçi tarafından sağlanmışsa aksi kararlaştırılmadıkça işveren tarafından işçiye uygun bir karşılık ödenmesi gerekmektedir.

İşçinin sadakat borcu ve işverenin işçinin özel yaşamına saygı borcu uzaktan çalışma halinde önemlilik arz etmektedir. Uzaktan çalışma halinde önemli olan bir diğer yükümlülük ise ayrımcılık yasağıdır öyle ki bu yükümlülük kanunda özel olarak düzenlenmiştir. İş Kanunu’nun 14/6,c.1 hükmü “Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Uzaktan çalışma usulünde işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğü ile iş sağlığı güvenliği başlıkları da önem arz etmektedir. Kanun metni doğrultusunda; işveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür. İşyeri dışında dahi olunsa iş görme borcu yerine getirilirken uğranılan zararın iş kazası olarak nitelendirileceğine şüphe yoktur, ancak işçinin evinde meydana gelecek her kazanın iş kazası olarak yorumlanmayıp illiyet bağının tespiti önemlidir.

Yukarıda da belirtildiği üzere ücret konusunda herhangi bir ayrımcılık yapılamayacaktır işçi mesaisiyle orantılı olarak emsal işçiyle aynı ücrete hak kazanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yol ve yemek için yapılan ayni ya da nakdi yardımlardır. Uzaktan çalışan işçinin iş için seyahati gerekmedikçe kendisine ayni ya da nakdi olarak yol yardımı yapılmasına gerekmektedir. Yemek kısmında ise işyerinde çalışan işçilere ayni yardım olarak yemek veriliyorsa elbette uzaktan çalışan işçiye ayni yardım yapılamayacaktır ancak uzaktan çalışan işçiye de çalışmasıyla ve diğer işçilere yapılan yemek yardımıyla orantılı olarak yardım yapılması zorunludur.

Uzaktan çalışma esasına dayanan iş sözleşmesi kanun gereği yazılı olarak yapılmak zorundadır.

Uzaktan çalışmaya ilişkin temel usul ve esasları açıkladıktan sonra işyerinde çalışan işçinin, daha sonra uzaktan çalıştırılmak istenmesi durumuna bakılmasında fayda görmekteyiz. Uzaktan çalışma modeline geçilmesinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik kapsamında mı yoksa işverenin yönetim hakkı kapsamında mı değerlendirileceği önem arz etmektedir. Çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak değerlendirilmesi halinde işçinin yazılı rızası gerekmektedir. İşverenin yönetim hakkı olarak değerlendirilebilecek ise işçinin yazılı rızası aranmaz işçiye yapılacak bildirim yeterli olacaktır. Bu ayrımın yapılabilmesi için somut olayda uzaktan çalışmanın nedenlerine bakılmalıdır. Her olay kendi içerisinde durumun şartlarına göre değerlendirip yorumlanmalıdır. Ancak karşı karşıya kaldığımız, Covid-19 virüsünün sebep olduğu küresel salgın nedeniyle uzaktan çalışma modeline geçilmiş olması özellik arz etmektedir. Mevcut durumda işverenler işçilerin ve toplumun sağlığını gözeterek uzaktan çalışma kararı verebileceklerdir bu halde işçinin yazılı rızası aranmayacaktır.

Salgın nedeniyle evden çalışma sistemine geçilmişse, çalışma saatlerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı müddetçe işçinin maaşında da kesinti yapılamayacaktır. Çalışma saati ile maaşın düşürülmesi ise çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak nitelendirileceğinden işçinin yazılı rızası gereklidir. Ücrette kesinti yapılamayacağıyla birlikte işçinin yol ve yemek ihtiyacının giderilmesi için ayni veya nakdi yardımlara ilişkin sorular gündeme gelebilecektir. Yemek yardımında kesinti yapılamayacaktır ancak yol yardımı nakdi olarak yapılıyorsa işçinin aylık ücretinden kesilebilecektir.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim