Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Ticaret unvanı , tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken kullandığı ve taciri diğer tacirlerden ayırt etmeye yarayan isimdir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 39. maddesiyle ticaret ünvanı kullanmak tacir olmanın bir yükümlülüğü haline getirilmiştir. İlgili madde düzenlemesi “Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır…” şeklindedir.

Tacirin, ticaret ünvanı kullanma yükümlülüğü yanı sıra kullandığı ticaret ünvanını tescil ve ilan ettirme yükümlülüğü de bulunmaktadır. Usulüne uygun şekilde tescil ve ilan edilen ticaret ünvanı TTK 50 vd. hükümlerine göre korunur. Şayet ticaret ünvanı tescil edilmemiş ise bu özel korumadan faydalanması mümkün olmayıp yalnızca haksız rekabet hükümlerine göre korunacaktır.

Ticaret ünvanı çekirdek ve ek olmak üzere iki unsurdan oluşur. Ek kullanılması kural olarak zorunlu değildir ancak TTK madde 45 ve TTK madde 48 düzenlemelerinde ek kullanma zorunluluğuna yer verilmiştir. Bu doğrultuda;

  • Ticaret ünvanının Türkiye’nin herhangi bir yerinde daha önce tescil edilmiş olan unvandan ayırt edilebilmesini sağlamak için ek yapılması gerekir. (TTK 45)
  • Şube, kendi merkezinin ticaret unvanını, şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Bu durumda ünvana şube ile ilgili eklerin yapılması gereklidir. (TTK 48)

Ticaret ünvanını oluşturulmasına ilişkin usuller gerçek kişi tacirler ve tüzel kişi tacirler bakımından ayrı ayrı olacak şekilde TTK madde 41-45 hükümleri ile düzenlenmiştir. İlgili madde düzenlemesinde ünvanın çekirdek kısmına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Ticaret unvanı, çekirdek kısmı; bir kişinin adı ve soyadını gösteriyorsa kişi unvanı, bir şirketin konusunu gösteriyorsa konu unvanı adını alır. Ticaret ünvanına ayırt edicilik sağlayan kısım ise şüphesiz ek kısmıdır. Ek kullanımı ile ilgili kanun metninde oldukça geniş bir çerçeve çizilerek tacirlere ek seçme konusunda serbesti tanınmıştır. TTK madde 46 düzenlemesinde yer verilen sınırlandırmalar şu şekilde sıralanabilecektir:

  • Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak,
  • Gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak,
  • Gerçek kişi tacir tarafından tek başına ticaret yapıldığı halde bir şirketin var olduğu izlenimini oluşturmamak,
  • Cumhurbaşkanı kararı olmaksızın “Türk”, “Türkiye”, “Cumhuriyet” ve “Millî” kelimelerini kullanmamak.

TTK’nın ticaret ünvanının korunması başlıklı 50. maddesi “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” şeklinde düzenlenmiştir. Kanunun bu düzenlemesiyle unvan sahibine bir tekel hakkı tanınmıştır. Ünvanına tecavüz edilen tacirim imkanları ise TTK’nın 52. maddesiyle düzenlenmiştir. Unvan sahibinin haklarına geçmeden tecavüz fiilinin açıklanmasını gerekli görmekteyiz. Bu doğrultuda unvanı sahibinden izin alınmaksızın, ticaret unvanının aynısının veya iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzerinin ticaret ünvanı yahut işletme adı, marka, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu anlamında eser veya internet alan adı olarak kullanılması hâlinde tecavüz gerçekleşmiş olacaktır.

Karıştırılma ihtimaline ilişkin, ticaret ünvanının terkini istemli davalarda Yargıtay tarafından benimsenen görüş “Ticaret unvanlarının karıştırılma ( iltibas ) ihtimali bakımından yapılan değerlendirmede öncelikle ticaret unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının bir bütün hâlinde gözetilmesi gereklidir. Ayrıca buna ilave olarak unvanlar arasında karıştırılma ( iltibas ) ihtimalinden bahsedebilmek için, esas itibariyle ticari işletmelerin faaliyet konularının aynı veya benzer olması gerekmektedir. Zira ticaret unvanlarının bağlı olduğu işletmelerin faaliyet konularının birbirinden farklılaştığı oranda, aynı ya da benzer unvanlar arasındaki karıştırılma ( iltibas ) ihtimali de azalmaktadır. Dolayısıyla faaliyet konuları değişik olduğu için farklı müşteri çevresine hitap eden işletmelerin aynı ya da benzer unvanlarının karıştırılma ihtimali az olmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle ticaret unvanlarının ayırt edici “ek” unsurları aynı olmakla birlikte faaliyet konuları farklı ise unvanlar arasında kural olarak iltibas oluşmasa da tanınmış bir ticaret unvanının “ek” kısmının aynısının ve benzerinin farklı bir faaliyet konusu ile birlikte ticaret unvanı olarak tescili hâlinde karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edilmesi gerekir.” şeklindedir.

Tecavüz ve iltibas kavramlarını açıkladıktan sonra ticaret ünvanı tecavüze uğrayan kişi;

  • Tecavüz oluşturan kullanımın tespitini, yasaklanmasını,
  • Haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini,
  • Tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını,
  • Zorunluluk arz ediyorsa araçların ve ilgili malların imhasını,
  • Zarar oluşmuş ise, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat,
  • Giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasını

talep edebilecektir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim