Hafta İçi : 09:00-18:00
·

İcra ve İflas Kanunu m.277 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olan tasarrufun iptali davası; borçlunun 3.kişiler lehine yaptığı tasarruf işlemlerinin alacaklılar tarafından geçersiz kılınması amacıyla açılmaktadır. Alacaklı davayı kazanırsa, mal üçüncü kişinin elindeyken satılır ve alacaklı alacağını malın bedelinden alır.

Davacı, borçludan alacağını alamayıp icra takibi başlatan elinde kesin ya da geçici aciz vesikası bulunan her alacaklı veya iflas idaresi olabilir. Davalı ise; borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçılarıdır. Burada belirtmek gerekir ki,  kötü niyetli olmayan 3.kişilerin haklarını tasarrufun iptali davası ihlal etmez. İyiniyetli olan 3.kişi bu davanın davalısı olamaz. Tasarrufun iptali davasına konu olan malın iyiniyetli 3.kişide olması halinde, bir önceki kişiye nakdi tazminat davası açılmalıdır.

Tasarruf işlemlerine dahil olan tüm devreden ve devralanların davalı olacağı Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2012/7744 E. 2013/5115 K. 09/04/2013 tarihli kararında “..İİK 282 madde gereğince bu davalar borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka kötüniyet sahibi 3. sahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. Borçlu ile lehine tasarrufta bulunduğu kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun mahkemece res’en göz önünde bulundurulması gereklidir..” açık olarak belirtilmiştir.

Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için aranan şartlar şunlardır;

1-Dava tarihi itibariyle kesinleşmiş ve gerçek bir alacak bulunmalıdır. Kesinleşmemiş ilamsız takip aşamasındaki ihtiyati haciz zaptıyla tasarrufun iptali davası açıldıysa bu durum bekletici mesele yapılarak ilamın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması mümkündür.

2-Söz konusu alacak mutlaka iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olmalıdır! Takibe konu borcun dayanağı çek veya senet olması halinde borcun doğum tarihi senedin keşide tarihidir. Uygulamada genellikle çekler ileri tarihli düzenlendiği için yazılı delil ile borcun doğduğu tarihin çek veya senedin keşide tarihinden daha önce olduğu ispat edilirse bu tarih geçerli olacaktır.

3-Borçlu hakkında aciz vesikası olmalıdır. Borçlu hakkındaki rehin açığı, kesin aciz belgesi dava için gerekli olmakla birlikte İİK.md.105 mahiyetinde tutulan taşınır haciz tutanakları da geçici aciz vesikası olarak davanın açılması için yeterlidir. Ancak bu haciz tutanağında mutlaka “başkaca haczi kabil mal bulunamadı” ifadesinin yer alması gerekmektedir!

Bağışlamalar, ivazsız(karşılıksız) tasarruflar, borçlunun acz halinde yaptığı tasarruflar, alacaklılara zarar vermek amacıyla yapılan tasarruflar iptale konu olabilecektir.

  • Bağışlamalar ve ivazsız kazandırmaların iptale tabi olabilmesi için hacizden geriye doğru 2 yıl içerisinde  yapılmış olmalıdır. Karşılıklı olmasına rağmen; borçlunun karı-koca, altsoy-üstsoy, 3.dereceye kadar hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan kazandırmalar, sözleşmenin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun çok aşağı bir teklifi kabul ettiği sözleşmeler, borçlunun kendisine veya 3.kişi menfaatine ömür boyunca irat ve intifa hakkı sağladığı sözleşmeler ile ölünceye kadar bakma sözleşmeleri bağışlama olarak değerlendirilmektedir.
  • Hacizden geriye doğru 1 yıl içinde yapılmış olan; mevcut bir borcun teminat altına alınması için önceden bir taahhüt olmadığı halde yapılan rehinler, para veya normal ödeme vasıtalarından başka suretle yapılan ödemeler, vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler, kişisel hakkın kuvvetlendirilmesi için tapu kaydına verilen şerhler batıl sayılmıştır.
  • Malvarlığı borçlarını karşılamaya yetmeyen borçlunun, alacaklılarından mal kaçırma kastıyla yaptığı tasarruflar, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptale tabidir. Bu sebepten dolayı tasarrufun iptal edilmesi için tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içinde borçlu hakkında takip yapılmış olması ve yine 5 yıl içinde tasarrufun iptali davası açılması gerekir.

Bu dava tasarrufun yapıldığı tarihten sonraki 5 yıllık hak düşürücü süre içinde genel yetki kurallarına tabi olarak Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılmalıdır. Davacının teminat yatırıp yatırmayacağı hakimin takdirine bağlı olarak alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebilmektedir.

Uygulamada yapılan alım-satım sözleşmelerinde bedelin düşük gösterilmesi, ödeme yerine taşınmaz veya ticari işletmenin devredilmesi sıkça rastlanılmaktadır. Bu gibi durumlardan zarar görmemek, mağdur olmamak adına avukatınıza danışarak gerekli hukuksal işlemleri gerçekleştirmeniz önem arz etmektedir. Bu ve benzeri tüm hukuksal işlemleriniz için her zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim