Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Takas Nedir Ve Takasın Şartları

 

Takas, iki kişinin karşılıklı ve aynı cinsten muaccel olan borçlarının, birbirini karşıladığı oranda taraflardan birinin tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmesidir.

 

TBK MADDE 139

İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.

Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.

Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.

 

  • Takasın kanunda yazan şartları oluşsa bile kendiliğinden gerçekleşerek borcu sona erdirmez. Takas beyanında bulunulması gerekmektedir.
  • Takas, bir sözleşme değildir. Ulaşması gereken tek taraflı bir hukuki işlemdir.
  • Takas, yenilik doğuran bir haktır. Kullanılmakla tükenir.
  • Takas, maddi hukuk anlamında bir defi niteliği taşımaktadır.
  • Takas beyanında bulunmanın herhangi bir şekli yoktur. Yani takas beyanı, herhangi bir şekle tabi değildir.

 

TAKASIN ŞARTLARI

 

-Karşılıklı Borçluluk.

Takasın söz konusu olabilmesi için iki tarafın karşılıklı olarak birbirlerinden borçlu ve alacaklı olması gerekir.

***Üçüncü kişi yararına yapılan sözleşmelerde borçlu, üçüncü kişiye olan borcunu diğer tarafın (alacaklının) kendisine olan borcuyla (diğer taraftan olan alacağıyla) takas edemez.

***Kefil, kefaletten doğan borcuyla, asıl borçlunun alacaklıdan olan alacağını takas edemez. Çünkü kefilin alacak üzerinde tasarruf yetkisi söz konusu değildir. Ancak burada şuna dikkat etmek gerekir, asıl borçlunun takası ileri sürme hakkı oldukça kefil alacaklıya ödeme yapmaktan kaçınabilir.

***TBK Madde 188 uyarınca alacağın devrinde borçlu devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürebilir. Dolayısıyla borçlu devredene karşı ileri sürebileceği takas defini devralana karşı da ileri sürebilir. Alacağın devri, karşılıklı borçluluk kuralının istisnasını oluşturmaktadır.

***Alacaklardan birisi çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Bu takasın kaderi, mahkeme kararına göre tayin olunacaktır.

 

Borçlar Özdeş (Aynı Cins) Olmalıdır.

Takasın gerçekleşebilmesi için borçların özdeş olması şart iken aynı miktarda olması veya aynı kaynaktan (sözleşme, sebepsiz zenginleşme, haksız fiil) doğmuş olmaları şart değildir.

***Para borçlarında karşılıklı borçlar özdeş olacağından, para borcuyla para borcunun takası mümkündür.

***Borcun konusu, para dışında bir mal teslimini oluşturuyorsa, karşılıklı teslim edilecek malların cinsinin özdeş olması gerekmektedir.

 

Borçların İfasının İstenebilir Olması.

Takas beyanında bulunan tarafın alacağının muaccel olması gerekmektedir. Alacağı müeccel (örneğin vadesi gelmediği için henüz istenebilir hale gelmemiş) olan taraf, takas beyanında bulunamaz.

***Taraflardan birinin alacağı muaccel, diğeri müeccel ise, sadece alacağı muaccel olan tarafın takas beyanında bulunması mümkündür.

***İstisna: Borçlunun iflası halinde alacaklılar, muaccel olmasalar bile alacaklarını müflise olan borçlarıyla takas edebilirler.

 

EKSİK BORÇLARDA TAKAS

 

Eksik borçlarda taraflardan biri borcunu, eksik borç niteliğindeki bir alacağı ile takas edemez. Ancak eksik borcun borçlusu bu borcunu diğer taraftan olan alacağı ile takas edebilir. Örneğin kumar ve bahis borçları eksik borçtur. Ödenirse geçerli bir ifa sayılır ancak ödenmesi mahkeme nezdinde talep ve dava konusu yapılamaz. Kumar borcuna sahip biri bu borcunu diğer taraftan olan alacağı ile takas edebilirken, kumar borcu kendisine ödenmesi gerekseydi, bu alacağını kendi borcuyla takas edemeyecekti.

***Bir alacak zamanaşımına uğramışsa eksik borç haline dönüşür ve takasa konu edilemez. Ancak bu kurala bir istisna getirilmiştir.

TBK Madde 139/3

Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.

 

Buna göre kişi alacağı zamanaşımına uğramadan önce bir kere takasta bulunma hakkı elde etmişse bu hakkını, alacağı zamanaşımına uğradıktan sonra da kullanabilmektedir. Yani zamanaşımına uğramış bir alacak, takas ileri sürülebileceği zamanda zamanaşımına uğramamış idiyse, bu alacağın zamanaşımına uğramasından sonra da takası ileri sürebilecektir.

*Defi veya itiraz yoluyla engellenebilecek veya ertelenebilecek alacaklar takas edilemez. Örneğin bir satım sözleşmesi uyarınca edimini ifa etmeyen tarafa karşı diğer taraf, ödemezlik defini ileri sürerek borcunu ifa etmekten kaçınabilir. Bu durumda ödemezlik defiyle birlikte satım bedelini ödememe hakkına sahip olan tarafa karşı takas beyanında bulunulamaz.

 

 

TEK TARAFLI BEYANLA TAKASI MÜMKÜN OLMAYAN ALACAKLAR

Bu durumlarda ancak karşı tarafın da rızası dahilinde takas gerçekleştirilebilir. Tek taraflı beyanla takasın gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

  • Tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar.
  • Haksız olarak alınmış veya aldatma sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar.
  • Nafaka veya işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.

 

 

TAKASIN SONUÇLARI

Karşılıklı borçlar, takas edilebilecekleri andan itibaren, daha az olan borcun tutarı oranında sona ermiş olur. Takas borcu geriye yürüyen bir şekilde sona erdirir. Borçların sona ermiş sayıldığı tarihten itibaren başlayarak da faiz işlemediği gibi ceza koşulu da uygulanmaz.

Takas ile dar anlamda borç sona ermektedir. Taraflar arasındaki tüm borç ilişkisini sona erdirmez.

Taraflar takasta bulunma hakkından, bu hakkın doğumundan önce de feragat edebilir.

 

 

YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2019/2803 K. 2020/3597 T. 12.11.2020

“…Davacı gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde kooperatife olan borcunun kooperatiften olan alacağı ile takasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan incelemede ihtarlardaki borcun gerçek borcu yansıttığı, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar vermiş ise de; 6098 Sayılı TBK’nın 139. maddesi uyarınca iki kişinin, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her birinin alacağını borcuyla takas edebileceği; alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takasın ileri sürülebileceği, 143. maddesinde ise “takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşeceği, bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona ereceği” düzenlenmiş olup davacının takas talebi dikkate alınmaksızın yapılan inceleme eksiz ve yetersiz olmuştur. Bu durumda kooperatif defter, bilgi ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının takas edebileceği alacağının bulunup bulunmadığı takas edilebilecek alacağının bulunması halinde ise ihtarlardaki borç miktarının gerçek borcu yansıtmadığı, ihracın usulsüz ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…”

 

 

YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2017/893 K. 2020/2280 T. 25.6.2020

“…Dava; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dairemizin 04.11.2014 tarihli ve 3943 E.-6950 K; 08.12.2014 tarihli ve 5307 E.-790 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklıdır. İlke olarak, takas def’i de diğer def’iler gibi cevap dilekçesinde süresinde ileri sürülmelidir. Somut olayda cevap dilekçesi incelendiğinde takas def’inin ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu konuda karşı dava açılmasına gerek yoktur. Bu nedenle davalının aşamalarda belirttiği zararının yöntemine göre belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken aksi gerekçe ile takas definin değerlendirilmemesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…”

 

 

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2016/7197 K. 2019/1060 T. 4.2.2019

“…Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nın 118. maddesinin ilk iki fıkrası; “İki şahıs karşılıklı bir miktar meblağı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Alacaklardan biri, münazaalı olsa bile takas dermeyan olunabilir.” hükmünü içermektedir. 6908 Sayılı TBK’nın 139. maddesinde de aynı yönde düzenlemeler yer almaktadır. Yenilik doğuran bir hak olan takasın, davadan önce ve dava sırasında ileri sürülmesi mümkün olduğu gibi, terditli olarak beyan edilmesi de takasın şarta bağlandığı anlamına gelmemektedir. Takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklıdır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır…”

 

 

YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2018/2106 K. 2018/1999 T. 16.5.2018

“…Dosya kapsamından taraflar arasında davalıya ait binada yapılacak tadilatlar için sözlü anlaşma bulunduğu ihtilafsızdır. Davalı davacının aynı zamanda kiracısı olduğunu, kira alacakları için kesinleşmiş icra takibi bulunduğunu belirterek takas def’iini ileri sürmüştür. Takas 6098 Sayılı TBK’nın 139. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Karşılıklı borçların takas edilebilmesi için aynı sözleşme ilişkisinden doğması gerekmez. Farklı sözleşmelerden doğmuş olsa da karşılıklı olarak bir miktar para ve özdeş edimlerin takası mümkündür. TBK’nın 139/2. maddeye göre iki borç takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borcun miktarı nispetinde sona erer. Farklı sözleşme ilişkisinden doğan karşılıklı borçlar söz konusu ise takasın ileri sürülebileceği ana kadar işlemiş temerrüt faizleri de dikkate alınarak takas yapılmalıdır. Somut olayda davalı savunmasında kira alacağı bulunduğunu belirterek takas def’iini ileri sürmüştür. Mahkemece kesinleşmiş icra takibi alacağı ile oluşan alacak ile ilgili takas def’iinin kabulüyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu def’iinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir…”

 

 

YARGITAY12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/2798 K. 2018/5545 T. 30.5.2018

“…Şikayetçi borçlu, aleyhine başlatılan … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1023 E. sayılı takip dosyası sebebiyle ilgili icra müdürlüğüne başvurarak, alacaklı olarak … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/941 E. sayılı takip dosyasında başlattığı takipteki alacağının, ilam ve icra vekalet ücreti dışındaki kısmının takas-mahsubunu istediği, icra müdürlüğünün ise yetkisinde olmadığından bahisle talebi reddettiği ve anılan bu kararın şikayet edildiği, mahkemece, takas ve mahsup talebinin kabulüne karar verildiği görülmektedir.

Takas beyanı, TBK’nun 139. maddesi gereğince tek taraflı olarak ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, şartların oluşması ve iradenin açıklanmasıyla kendiliğinden sonuç doğuran hukuki bir işlemdir.

Şikayetçinin takas talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesinde ve bu ret kararı sebebiyle borçlunun şikayet yoluna başvurmasında alacaklının bir kusuru bulunmadığından, icra mahkemesince alacaklı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen sebeple bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir…”

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim