Hafta İçi : 09:00-18:00
·

İhtiyati Tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “geçici hukuki korumalar” başlıklı 10. kısmının birinci bölümünde (md. 389-399) düzenlenmiştir. Madde başlığından hareket ederek ihtiyati tedbire ilişkin açıklamalara geçmeden önce geçici hukuki koruma kavramını tanımlamak konuyu daha anlaşılır kılacaktır.

Yargılama öğretisinde, normal bir davanın sonunda mahkemenin uyuşmazlığı esastan çözen kararına kesin hukuki koruma denildiği dikkate alınarak; dava sırasında veya hatta dava öncesinde alınması gereken geçici kararlar ise geçici hukuki koruma olarak adlandırılmaktadır. Dava bir nihai hukuki koruma sağlar ve dava sonunda kesin hüküm verilir. Oysa geçici hukuki korumalarda amaç, kural olarak nihai hukuki korumanın gerekmediği veya nihai hukuki koruma yoluna başvurmanın istenen sonucu sağlamadığı, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda, en azından nihai hukuki koruma sağlanıncaya kadar geçici bir koruma sağlamaktır.

Özel hukuk yargılamasında geçici hukuki korumanın temel iki türü kaynağı ne olursa olsun para alacakları için kural olarak ihtiyati haciz ve para alacağı dışında özellikle doğrudan uyuşmazlık konusuna yönelik olan ihtiyati tedbirdir. Bunun dışında örneğin delillere yönelik olan geçici hukuki koruma olarak delil tespiti ve diğer kanunlarda özel olarak yer verilen düzenlemeler de bulunmaktadır.

İhtiyati tedbirler, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemek için başvurulan geçici nitelikte önlemlerdir. Bir davanın sonuçlanması uzun bir zaman alabilir. Bu sırada fiili durumlar o şekilde gelişebilir ki davacının davayı kazanması ona amaçladığı faydayı sağlayamaz. İşte davacının davayı kazanması halinde dava konusuna kavuşmasın güvence altına almaya yarayan geçici hukuki korumalara ihtiyati tedbirler denir. İhtiyati tedbir dava açılmasından önce veya sonra istenebilir.

İhtiyati tedbîr kararı verilebilmesinin şartları kanunda açıkça düzenlenmiştir. HMK’nın 389. Maddesine göre; ihtiyati tedbîr talebinin yapıldığı sıradaki mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceğinden, hakkın elde edilmesinde gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe ediliyorsa, ihtiyati tedbirin şartlarının var olduğu kabul edilmektedir.

İhtiyati tedbirin usulü ve karar vermeye yetkili mahkeme yine kanunda açıkça düzenlenmiştir. Buna göre; dava açılmadan önce ihtiyati tedbir, davanın esası bakımından yetkili ve görevli mahkemeden istenir. Dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbirr için görevli mahkeme ise davanın görüldüğü mahkemedir. İhtiyati tedbire görevli ve yetkili mahkemeden dilekçe ile istenir. Davacı, dava dilekçesi ile hem ihtiyati tedbiri isteyebilir hem de esas hakkındaki davasını açabilir. İhtiyati tedbiri isteyen taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbîr sebebini ve ihtiyati tedbirin türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden de haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.

İhtiyati tedbiri talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişinin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. İhtiyati tedbiir talebi, resmi belgeye, başka bir kesin delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek koşuluyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbîr kararın kalkmasından itibaren, bir ay içerisinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir.

Mahkeme kural olarak iki tarafı davet edip dinledikten sonra, ihtiyati tedbir talebi hakkındaki kararını verir. Fakat taraflar veya karşı taraf duruşmaya gelmese bile, mahkeme acele olarak ihtiyati tedbir talebi hakkındaki kararını verir. Mahkeme sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. Mahkeme kural olarak, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte, esası çözer tarzda ihtiyati tedbir kararı veremez.

İhtiyati tedbir talebinin reddi halinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir ancak bu karara karşı temyiz yolu kapalıdır. Mahkeme ihtiyati tedbir talebini haklı görürse, verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebileceğinden ve ihtiyati tedbir kararı durum ve koşulların değişmesi halinde değişebileceğinden, bu karara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Ancak ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karara karşı, istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

İhtiyati tedbîr kararının uygulanma biçimi de kanunla düzenlenmiştir. Buna göre; ihtiyati tedbiri talep eden tarafın, bu kararın verildiği tarihten itibaren bir hafta içerisinde ihtiyati tedbirr kararının uygulanmasını talep etmesi zorunludur. Aksi halde yasal süresi içerisinde dava açılmış olsa dahi, ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı dava açılmadan önce verilmiş ise, tedbir isteyen ihtiyati tedbirin uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde esas hakkındaki davasını açmak ve dava açtığına dair belgeyi dosyaya ibraz etmek zorundadır. Uygulanmış olan ihtiyati tedbirin kaldırılması ise ancak, ihtiyati tedbir kararını uygulamış memur tarafından yapılabilir.

Aleyhine ihtiyati tedbire karar verilmiş olan taraf, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında hazır bulunmuş ise tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır değilse tedbirin uygulandığını gösteren tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde itiraz yoluna başvurabilir. Tedbirin uygulanması ile menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de, tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde itiraz edebilirler. İhtiyati tedbire itiraz sebepleri, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olmak üzere sınırlıdır.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim