Hafta İçi : 09:00-18:00
·

İhtiyari Dava Arkadaşlığı

 

HMK MADDE 57

Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:

  1. a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
  2. b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
  3. c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.

 

HMK MADDE 58

İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.

 

İhtiyari dava arkadaşlığında, davacı veya davalı tarafta birden fazla kişi yer almaktadır. Burada birden fazla kişiye karşı dava açma hakkı söz konusudur. Ancak bu zorunlu değildir. Dava teorisi anlamında ihtiyari dava arkadaşlığında birden fazla dava söz konusudur. Ancak buradaki amaç, tahkikat aşamasının birlikte yürütülmesinin sağlanarak usul ekonomisinin sağlanmasıdır. Bu sayede yine tahkikat aşaması birlikte yürüyeceği için çelişkili kararların önüne geçilmesi sağlanarak hukuka duyulan güven tesis edilecektir.

 

Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:

  1. a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
  2. b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
  3. c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.

 

İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLARININ DAVADAKİ DURUMU

İhtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız şekilde hareket eder.

İhtiyari dava arkadaşlığında, davaların bağımsızlığı ilkesi gereği ihtiyari dava arkadaşı kadar dava vardır. Aslında bu davalar bağımsızdır.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2021/123 K. 2021/2372 T. 20.12.2021

“…Yukarıda yer verilen düzenleme karşısında somut olay değerlendirildiğinde; bozma sonrası yargılamada usulüne uygun şekilde sunulan vekaletname uyarınca vekille temsil olundukları ve talepte bulundukları halde mahkemece davalı ……Ltd.Şti. ve … yararına vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı tarafça dava dilekçesinde her bir davalı için talep edilip de yapılan yargılama sonucunda mahkemece ayrı ayrı reddine karar verilen dava değerleri olan … Enerji…Ltd.Şti. için 69.224,41 TL ; … için ise 103.070,00 TL üzerinden ve davalılar arasında 6100 Sayılı HMK’nın 57 vd. maddeleri uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve her birinin davası diğerinden bağımsız olmasına rağmen usul hükümleri gereğince davaların birlikte görüldüğü gözetilerek, davalılardan … Enerji…Ltd.Şti. için reddedilen 69.224,41 TL üzerinden hesaplanan 7.964,68 TL nispi vekalet ücreti ile … için reddedilen 103.070,00 TL üzerinden hesaplanan 10.995,60 TL nispi vekalet ücreti olmak üzere her bir davalı yararına ayrı ayrı avukatlık vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu hususta herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekirse de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın üçüncü maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur…”

 

Davaların bağımsızlığının hukuki sonuçları:

  • Dava şartları ve ilk itirazlar her bir dava arkadaşlığı için ayrı ayrı incelenir.

 

  • Dava arkadaşları birbirinden bağımsız şekilde maddi ve usul hukuku işlemlerini yapabilirler.

 

  • Her biri, şahsi savunma sebeplerini ileri sürebilir. Ancak bazı itirazlarda (borcun sona ermesi gibi) ileri sürmeyen de faydalanabilir.

 

  • İhtiyarı dava arkadaşlığında mahkeme, her dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hüküm tesis eder. (Aslında tek hüküm verilir ancak kararlar hükümde ayrı ayrı gösterilir.)

 

  • Her bir dava arkadaşı, diğerlerinden bağımsız şekilde tek başına kanun yoluna başvurabilir.

 

  • Kanun yoluna başvuru sonrası kararın bozulmasından da sadece kanun yoluna başvuran dava arkadaşı faydalanacaktır.

 

  • Her bir dava arkadaşının ikrar, sulh, kabul, feragat gibi taraf usul işlemleri, sadece onun hakkında geçerli olacaktır.

 

  • Her bir dava arkadaşı, diğerinin davası bakımından üçüncü kişi konumundadır.

Bunun sonucu olarak da;

 

-Her biri diğerinin davasında tanık olabilir,

-Feri müdahale talebinde bulunabilir,

-Dava ihbar edebilir.

 

İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞINA ÖRNEKLER

 

  • Müteselsil Borçluluk/Alacaklılık

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2021/5789 K. 2021/12622 T. 7.12.2021

“…6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İhtiyari dava arkadaşlığı” başlığı altında düzenlenen 57. maddesinde; “ ( 1 ) Birden çok kişi, aşağıdaki hallerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:

a- ) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.

b- ) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.

c- ) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması,” hükmüne yer verilmiş; müteakip “İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlığı altında düzenlenen 58. maddesinde ise; “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Yukarıda belirtilen durumun mevcut olması halinde, birden fazla kişi birlikte dava açabilir veya dava edilebilir. Davacıların veya davalıların sorumluluğu kanundan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebet ise ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Bu bağlamda, alacaklı müteselsil borçlulara veya borçlulardan bazısına karşı dava açabilir. Bu halde davalı olan müteselsil borçlular arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, her bir davalı hakkında bağımsız dava bulunması nedeniyle, her davalı ayrı iddia ve savunmada bulunmak zorundadır. Davalılardan bir kısmının ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin, böyle bir savunmada bulunmayan diğer davalılara sirayeti söz konusu olamaz…”

 

  • Paylı mülkiyet.

YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2014/2168 K. 2014/8604 T. 30.12.2014

“…Dava, davacılar murisleri A. Ç., A. Ç. ve davacı S.. Ç.. ile davalı yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, davacılara verilmesi gereken beş adet dairenin verilmediğinin tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazda paylı mülkiyeti olan arsa sahipleri yönünden ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan arsa sahipleri yönünden verilen hüküm, bağımsız bir hüküm niteliğinde olup, temyiz edilmesi durumunda ayrı temyiz başvuru ve temyiz karar harcına tabi olacaktır. Hükmü temyiz eden davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin 03.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 48. maddesi uyarınca süresinde temyiz kaydı yapılmış ise de; her bir arsa sahibi yönünden ayrı ayrı temyiz başvuru harcı ve nispi temyiz karar harcı alınması gerekirken, tek temyiz başvuru ve maktu temyiz karar harcı yatırıldığı anlaşılmıştır. Anılan harçların ayrı ayrı yatırıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından, yatırılmışsa buna dair belgenin dosya içerisine konulması, yatırılmamış ise davacı S.. Ç.. ile diğer iki arsa sahibi A. ve A. Ç.için ayrı ayrı temyiz başvuru harcı ve dava değerine göre nispi temyiz karar harcının yatırılması için davalı vekiline HUMK’nın 434/3. maddesi uyarınca muhtıra çıkarılması, sonucuna göre gerektiğinde aynı madde hükmü uyarınca mahkemece bir karar verilmesi için, dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir…”

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2018/7090 K. 2020/8135 T. 10.12.2020

Bir şey üzerindeki mülkiyet hakkı, bir kişiye ait olabileceği gibi birden fazla kişiye de ait olabilir. Birinci durumda “ferdi mülkiyet” söz konusu iken, ikinci ikinci durumda TMK’nin 688 ve devamı maddelerinde düzenlenen “birlikte mülkiyet” söz konusudur. Birlikte mülkiyet ise “paylı mülkiyet” ve “elbirliği mülkiyeti” şeklinde olabilir.

Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir ( TMK madde 688/1 ). Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Bu nedenle pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir ( TMK madde 688/3 ).Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşlar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur.

 

  • Adi şirket ve miras şirketinde para borçlarında.

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2016/34380 K. 2021/5392 T. 2.3.2021

“…Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni ( maddi ) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 520 ( 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması ( mecburi dava arkadaşlığı ), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı ( ihtiyari dava arkadaşlığı ) dava açılabilecektir. Zira 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi uyarınca “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder…”

 

  • Kirada sözleşmeden doğan para borçlarında.

 

  • Haksız fiillerde.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/22-2187 K. 2021/621 T. 27.5.2021

“…Davanın birden fazla kişi hakkında aynı veya benzer sebepten doğması hâline gelince; aynı sebepten maksat yalnız hukuki sebep olmayıp bir olaya, yani aynı vakıaya ve fakat farklı hukukî sebeplere dayanılarak da birden fazla kişinin dava açması veya dava edilmesi olanaklıdır. Örneğin sebepsiz iktisap hükümlerine göre sorumlu olan kişilere karşı ve haksız fiili birlikte işleyen kişilere karşı birlikte dava açılabilir. Burada da ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur…”

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim