Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Ticari Satışlarda Ayıp Bildirimi ve Süresi

Satıcının ayıptan sorumluluğu ve alıcının hakları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı hükümleri ile düzenlenmiştir. Ayıp kavramı ve ayıba karşı tekeffül hükümleri ayrı bir araştırma olarak incelendiğinden bu yazımızda tarafların tacir olmasının ayıp bildirimine etkisi incelenecektir. Bilindiği üzere alıcının ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden faydalanabilmesi için kanunen kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmesi gereklidir. Bunlar gözden geçirme ve bildirim külfeti olarak adlandırılmaktadır.

Gözden geçirme doktrinde kullanılan diğer isimleriyle muayene veya kontrol külfeti Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili hükme göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek zorundadır. Madde hükmünde de görüldüğü üzere TBK kapsamında kalan işler bakımından gözden geçirme külfetinin yerine getirilmesi bakımından açık bir süre belirlenmeyip imkân bulur bulmaz ifadesine yer verilmiştir bu süre somut olayın durumuna göre ve dürüstlük kuralı çerçevesinde tespit edilecektir. TBK kapsamından kalan satış sözleşmelerinde hal böyle iken tarafları tacir olan ve ticari iş olarak nitelendirilen satış sözleşmelerinde durum farklılaşmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesine göre tacirler arasındaki ticari satışlarda satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı, teslim tarihinden itibaren sekiz gün içerisinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Görüldüğü üzere TBK’nın aksine TTK hükmünde muayene süresi kesin olarak belirtilmiştir.

Ancak unutulmamalıdır ki aşikâr ve gizli ayıpların durumu farklıdır bu iki ayıptan birinin olması durumunda 8 günlük muayene süresinden bahsedilemeyecektir. Aşikâr ayıp herhangi özel bir incelemeye gerek kalmaksızın ilk bakışta tespit edilebilecek ayıplardır. Aşikâr ayıp söz konusu ise ticari satışın tarafı olan alıcıya herhangi bir muayene süresi tanınmamıştır aşikâr ayıplı mal kendisine teslim edilmiş olan alıcı; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli olacağından muayeneye gerek olmaksızın iki gün içerisinde satıcıya ayıp ihbarında bulunmalıdır. Aşikâr ayıplı satılanı teslim alan ve iki gün içerisinde de durumu ihbar etmeyen alıcı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanamayacak ve malı o haliyle kabul etmiş sayılacaktır.

Niteliği gereği olağan muayene ile tespit edilemeyecek, ancak zamanla kullanıma bağlı olarak ortaya çıkacak olan gizli ayıp söz konusu olduğunda ise muayene külfeti söz konusu olmayacaktır. Zira gizli ayıp muayene külfetinin yerine getirilmesi sonucunda yapılan olağan bir gözden geçirmeyle tespit edilemeyecektir bu nedenle gizli ayıplı malı teslim alan alıcının tek yükümlülüğü gizli ayıp ortaya çıkar çıkmaz hemen bildirimde bulunmaktır.

Gözden geçirme külfeti dışında alıcıya yüklenmiş olan bir diğer külfet ise bildirim külfetidir. Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesine göre, alıcı, satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde satıcıya bildirmek zorundadır. Gözden geçirme yükümlülüğünde olduğu gibi bildirim yükümlülüğü bakımından da kesin bir süreye yer verilmeyip uygun bir süre ibaresi kullanılmıştır. Ancak ticari bir satış olduğunda uygun bir süre kavramının anlamı kalmayıp TTK md. 23/c düzenlemesinde yer verilen süreler uygulama alanı bulacaktır. İlgili hüküm “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür…” şeklinde düzenlenmiştir. Bu doğrultuda ticari satış bakımından ayıp bildirim süreleri; aşikâr ayıp söz konusu ise teslimden itibaren iki gün, aşikâr olmayıp ancak olağan bir gözden geçirme ile tespit edilebilecek bir ayıp söz konusu ise muayene süresi de dahil olmak üzere yine teslimden itibaren sekiz gündür. Gizli ayıp bakımından ise TTK’da açık bir hüküm olmadığından TBK uygulanacaktır ve gizli ayıbın ortaya çıkmasını takiben hemen bildirim yapılacaktır.

Tacirler bakımından önemlilik arz eden bir başka konu ise bildirimin şeklidir. Gerek Türk Borçlar Kanunu’nda gerekse de Türk Ticaret Kanunu’nda bildirimin şekline ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayıp bildiriminin şekli bakımından, kural olarak tarafların tacir olmaları herhangi bir değişiklik yaratmayacaktır. Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun madde 18/3 düzenlemesi önem arz etmektedir. İlgili hüküm “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere ilgili hükümde ayıp bildirimine yer verilmemiştir ancak ayıbın bildirilmesiyle birlikte dönme hakkının kullanılmasını içeren bir bildirim, TTK 18/3’te sayılan ispat şekillerinden şekillerden birisi ile yapılmalıdır.

Sonuç olarak kanunen yerine getirilmesi gerekli olan muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresi içerisinde yerine getirmeyen alıcı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacaktır.

Son olarak zamanaşımına ilişkin düzenlemeye yer vermenin faydalı olacağını düşünmekteyiz. TBK’nın 231. maddesine göre; satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.

Konuya ilişkin sitemizde mevcut Yargıtay kararlarını aşağıda bulunan linkler aracılığıyla inceleyebilirsiniz;

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim