Hafta İçi : 09:00-18:00
·

İnsan haysiyeti, onur şeref ve saygınlığı ve bunlara saygı gösterilmesini isteme hakkı her hukuk devletinin mevzuat hükümleri çerçevesinde de korunma altına alınmış en evrensel haklardan birisidir. 2709 sayılı Anayasa hükümlerimiz ve 5237 sayılı TCK’da da buna yönelik hükümler mevcut olup, insanın, insan olarak varlığının getirisi olarak sahip olduğu haysiyetinin zarar görmesine karşı çeşitli koruma mekanizmaları öngörülmüştür. Sosyal medya aracılığıyla hakaret suçu düzenlemesi de  bu koruma mekanizmaları içinde yer almaktadır.

İlgili makalemizde, bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla günümüzde sosyal medya aracılıyla  hakaret suçuna ilişkin merak edilen bilgileri, Yargıtay kararları ışığında izah etmeye çalışacağız.

Günümüzde gelişen bilgi/iletişim teknolojileri sayesinde sosyal medya kavramı hayatımıza girmiştir. İlgili mecralara her kesimden insanın pek az masrafla, oldukça kolay yollarla ulaşıyor olması, fiziki anlamda yüz yüze olmamanın getirdiği özgüven, ilgili platformlara kayıt olurken ve iletiler oluştururken, gerçek bilgileri kullanma mecburiyetinin olmaması, bu sayede anonim isim ve hesapların kullanımının yaygınlaşması gibi pek çok etkenin de rol oynadığı üzere, suç kapsamına sokulabilecek ifade ve tutumlar sosyal medyaya taşınmakta, özellikle sosyal medya aracılığıyla işlenen hakaret suçu günümüzde hemen hemen her gün karşılaştığımız bir problem haline gelmektedir. Sonuç olarak günden güne artan sosyal medya kullanımı herkesçe yoğun şekilde kullanılan platformlarda işlenen suçların da artmasına neden olmaktadır.

 

SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA HAKARET SUÇUNUN TCK KAPSAMINDA YERİ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sekizinci bölümü olan şerefe karşı suçlar bölümünde yer alan 125. maddede tanımlanan hakaret suçu, “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmüyle düzenleme altına alınmıştır. Söz konusu suç, 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nda hakaret ve sövme suçu olarak ayrılmışken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda böyle bir ayrım bulunmamakta ve sövme suçu, hakaret suçunun seçimlik hareketi olarak öngörülmektedir.

TCK m.125

1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

 

Yukarıda yer alan ilgili madde kapsamında dikkat edilmesi gereken şey, sosyal medya aracılığıyla hakaret suçunda, kişinin toplum içinde rencide edilerek değersizleştirilmesine hizmet eden birtakım fiillerin cezalandırılıyor oluşudur.

Hakaret suçunun teşekkülü için mağdurun zarar görmesine, onurunu kaybetmesine gerek yoktur. Söz konusu suç bu itibarla, tehlike suçu olup, somut bir neticenin meydana gelmesi aranmaz.

Hakaret suçunun cezalandırılabilmesi için, ilgili hareketin veya sözün kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek seviyede olması gerekir. Söz konusu kural, hakimin takdir yetkisi kapsamında doldurulacak olup hakim, somut olayın özelliğine göre işlenen fiilin kişinin şeref ve saygınlığına zarar verme tehlikesinin olup olmadığını dosya kapsamında yer alan bilgiler aracılığıyla çözmeye çalışacaktır. Bu kapsamda hangi ifadelerin TCK’nın ilgili düzenlemesi uyarınca hakaret suçuna sebebiyet verdiği, mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatlarınca tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu kapsamda her olumsuz ifadenin hakaret suçuna vücut vermeyeceği de aşikardır. Yargıtay’ın buna ilişkin pek çok kararında da değindiği üzere, nezaket dışı hitaplar, kişinin saygınlığına zarar verip rencide olmasına sebep olmuyorsa hakaret suçu söz konusu olmayacaktır. Misal olarak Yargıtay’ın “…Bu kapsamda, sadece “Allah belanı versin” cümlesi ile ortaya konulan bir beddua ifadesi, rahatsız edici olmakla birlikte onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil isnadı veya sövme olmaması nedeniyle TCK’nın maddesi anlamında suç olarak kabul edilemeyecektir.” İfadesi ile, bedduanın suç teşkil etmediği açık şekilde vurgulanmıştır.

Nitekim onur ve saygınlığı zedelemeyen yakınma, serzeniş gibi ifadeler de hakaret suçunu meydana getirmemektedir. Yargıtay uygulaması bu tür durumlarda hakaret suçunun ortaya çıkmadığını belirtmekte ve  bu durumu rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı olan sözler olarak nitelendirmektedir.

Sonuç olarak, İfade özgürlüğünün hassas sınırları içerisinde kalan her ifade, hakaret suçunu oluşturmaz. Sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekir.

 

SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA HAKARET SUÇUNDA NİTELİKLİ HALLER

Sosyal medya aracılığıyla hakaret suçu nitelikli halellerinde verilecek ceza, 1 yıl ile 2 yıl arasındadır (TCK m.125/3).

Hakaret suçunun;

  • a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
  • b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
  • c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

Hükmüyle, sosyal medya düzleminde işlenen hakaret suçunun yukarıda sayılan birtakım saiklerle işlenmesi, cezada artırım nedeni olarak öngörülmüştür.

 

HUZURDA- GIYAPTA HAKARET AYRIMI

Hakaret suçu, TCK düzenlemeleri kapsamında huzurda ve gıyapta hakaret şekilde ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır.

Huzurda hakaret, kişiye karşı doğrudan işlenen suç şeklidir. Mağdur bu düzlemde hareketi doğrudan öğrenmektedir. Bu hareketin doğrudan mağdurun suratına karşı işlenmesi gerekmez. Şayet fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır.

İleti yoluyla hakaret suçu ise, huzurda işlenmemiş olsa da, kanun koyucu tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılmaktadır. Fail tarafından yanlışlıkla veya üçüncü bir kişi tarafından gönderilen iletilerde, failin, fiili mağdurun öğrenmesini isteme kastı olmadığından, hakaret suçu gerçekleşmeyecektir. İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. ‘Sanığın, müştekinin gıyabında teyzesine ait telefona hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, müştekinin teyzesinin müştekiye bahse konu mesajları göstermesi üzerine müştekinin mesajları öğrenerek şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın iletme kastıyla hareket etmediği anlaşılmakla sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.(Yargıtay 18. Ceza Dairesi-2019/12396K)’

 

Gıyapta hakaretin ise, kanunun açık lafzı uyarınca birtakım şartları ihtiva etmesi gerekmektedir. TCK m. 125/1’e göre, failin gıyapta hakaret suçundan cezalandırılabilmesi için suç konusu fiilin, en az üç kişi ile ihtilat ederek işlemesi gerekmektedir. İfadenin aktarılabildiği her şekilde ihtilatta bulunulabilir. Bu kapsamda fail üçüncü kişilerle doğrudan iletişim kurabileceği gibi, hakaret fiilini içinde barındıran birtakım araçlar vasıtasıyla da bunu gerçekleştirebilir. Misal, kısa mesaj veya Whatsapp gibi mesajlaşma araçlarıyla kişi doğrudan hedef alınmışsa huzurda hakaret, mağdura karşı hakaret içeren ifadenin yine benzer yollarla üçten fazla kişiye ayrı ayrı gönderilmesi ise, gıyapta hakaret suçuna vücut verecektir.

Makalemizin de konusunu ilgilendirdiği şekilde, TCK m.125/2’de ifade edilen, suçun sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle işlenmesi halinde de suçun huzurda işlenmiş sayılacağıdır. Bu düzenleme uyarınca, sosyal medyada gerçekleştirilen hakaret içeren ifadeler, en az üç kişinin ihtilafı aranmaksızın huzurda gerçekleşmiş sayılacaktır. Sosyal medyada hakaret ile, yüz yüze hakaret bu kapsamda aynı hukuki sonucu ihtiva edecektir.

 

HAKARET SUÇUNUN NİTELİKLİ HALİ- ALENEN İŞLENEN HAKARET SUÇU

Hakaret suçunu düzenleme altına alan TCK m.125’in 4. fıkrası, aleniyetin gerçekleşmesini ayrı bir nitelikli hal düzleminde kabul ederek verilen cezanın artırılacağını öngörmüştür. Sosyal medya aracılığıyla hakaret suçu da  aleni işlendiğinden,  suçun cezası 1/6 oranında arttırılacaktır.

Aleniyet unsurunun ise bu kapsamda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti önem arz etmektedir. Yargıtay kararları ve uygulamada da aranan husus, işlenen fiilin belirlenemeyen kişi tarafından görülebilme, duyulabilme ve algılanabilme yetkinliğinin olmasıdır. Bu sebeple mutlaka birden fazla kişinin o esnada orada bulunuyor olması gerekmez. İlgili sebepler ışığında, sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirilen hakaret fiili de, umuma yapılmış kabul edilerek, aleniyet şartını sağlayacaktır.

Sosyal medya vasıtasıyla işlenen hakaret suçu aleniyet unsurunu ihtiva etmekle birlikte, aleniyet şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinde dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar mevcuttur. Misal, platform ayarları, sınırlı sayıda kişinin hesaba erişebilmesi, paylaşımları görebilmesi şeklinde ayarlanmışsa, aleniyet unsurunun gerçekleştiğinden bahsedilemeyecektir. Bu kapsamda hakaret suçu gerçekleşmişse de, cezada artırımı öngören aleniyet şartının gerçekleştiğinden bahsedilemeyecektir.

Soruşturma makamları, sosyal medya üzerinde gerçekleştirilen paylaşımlarda, aleniyet halinin gerçekleşip gerçekleşmediğini, somut olayın niteliğine göre tespit edeceklerdir. Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2019/4842K. sayılı kararı: ‘Sosyal medya paylaşım sitesi olan Twitterda gerçekleştirilen hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığı tartışılmadan hüküm kurulması bozma nedenidir. ile ilgili hususun altı çizilmiştir.

‘Sanığın “facebook” isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan hesabından mesaj yoluyla katılana hakaret etmesi biçiminde gerçekleşen eyleminde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu sanığın paylaşımlarının herkes tarafından görülüp görülemeyeceği açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması, bozma nedenidir’ (Yargıtay 18. Ceza Dairesi-2019/11905K).

Sosyal medya platformları internet kitle iletişim araçları olarak kullanılmaktadır. Tek bir tuşla kamunun huzuruna gönderilen iletilerin hakaret ifadeleri içermesi, kuşkusuz ki aleniyeti gerçekleştirecektir.

 

SOSYAL MEDAYA ARACILIĞIYLA HAKARET SUÇUNDA ŞİKAYET

Kamu görevlisine görevi dolayısıyla işlenen nitelikli hakaret suçu hariç, hakaret suçları şikayete tabidir. Sosyal medya aracılığıyla hakaret suçu da aynı hüküm kapsamındadır. Fiil hakkında soruşturma-kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun savcılığa veya kolluk kuvvetlerine şikayette bulunması gerekir. Şikayet süresi ise, fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır.

 

SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA HAKARET SUÇUNDA İSPAT FAALİYETLERİ

EKRAN RESMİYLE İSPAT

Sosyal medya araçlarıyla gerçekleştirilen hakaret suçunun ispatının sağlanabilmesi bakımından en önemli vasıtalardan biri, ekran resmine dair görüntü veya çıktılardır. Failin hakaret içeren iletisini kısa zaman sonra kaldırması söz konusu olabileceğinden, ispatının sağlanabilmesi kapsamında ekran fotoğrafının alınması en hızlı ve kolay elde edilecek delildir.

Ekran fotoğrafının alınması, ispat faaliyeti bakımından önem arz etse de suçun işlendiğini her zaman ispatlamayabilir ve ilgili hesabın kime ait olduğu konusunda ihtilaflar gündeme gelebilir. Zira anonim hesap kullanılması söz konusu olabilir. Bu nedenle, hesabın kime ait olduğunun, kim tarafından kullanıldığının tespiti gerekecektir.

 

İP ADRESİYLE İSPAT

Daha kesin sonuçlar almaya yarayabilecek şey ise İP numarasının tespitidir. Bu İP’nin kime ait olduğu ise internet servis sağlayıcı veya BTK’ya sormak suretiyle tespit edilebilmektedir. Bu işlemi ise ancak savcı veya mahkeme gerçekleştirebilir. İlgili tespit faaliyeti, kişinin, hakaret içeren ifadeyi sosyal medya platformunda paylaşırken hangi İP numarasından sisteme erişim sağladığının tespitine hizmet ederek failin bulunmasında etkili bir görev üstlenecektir.

‘Sanığın aşamalarda facebook üzerinden mesajları kendisinin paylaşmadığını savunması karşısında, dosya kapsamına göre suça konu facebook hesabında paylaşıldığı kabul edilen hakaret içerikli mesajların, sadece şikayet dilekçesi ekindeki “siyah beyaz ekran çıktısı” na dayanılarak varlığının kabul edildiği somut olayda, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde, şikayet dilekçesi ve dayanağı ekindeki mesajların paylaşılıp paylaşılmadığının tespit edilmesi, mesajların varlığının tespit edilmesi halinde suça konu paylaşımların yapıldığı facebook hesabının kime ait olduğunun tespiti için, sosyal paylaşım sitesinin yer sağlayıcısı olan şirketten, tespit edilen mesajların ne zaman ve hangi IP numaralarından geldiğinin sorulması, daha sonra da tespit edilecek IP numaralarının kime ait olduğu araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi- 2019/936K.)

Sanığın, internete giriş yaptığı bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak twitter adresine suç tarihlerinde girip girmediği ve iddianameye konu olanlar dışında paylaşım yapıp yapmadığı tespit edilip, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – 2018/7369K.)

 

SONUÇ OLARAK,

Günümüzde bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen suç sayılarında inanılmaz artışlar yaşanmıştır. Bu suçlardan hakaret suçu ise, hemen hemen her gün karşılaşıldığı şekilde en yoğun olarak gerçekleştirilen suç tipidir. Bu nedenle sosyal medya aracılığıyla hakaret suçunu, bunun ispatı faaliyetlerini ve nitelikli hallerinin ne olduğu gibi hususların bilinmesi, olası bir soruşturma tehdidine maruz kalmamak adına önem arz etmektedir.

Ayrıca, hakaret içeren fiilin mağduru, failin TCK hükümleri uyarınca cezalandırılmasını isteme hakkının yanı sıra, özel mahkemelerde tazminat davası açarak, tazminat talep etme hakkına da sahiptir.

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim