Senetle İspat Zorunluluğu
Günlük hayatta sıkça karşılaşılabilen sorunlardan biri de kişilerin kendi aralarında sözlü olarak kararlaştırdıkları alacak vs. haklarını ispatlayamamaları ve bu sebeple hak kaybı yaşamalarıdır. Zira hukukumuzda bazı durumlar açısından özel ispat şartları aranmaktadır ve bu şartı taşımayan belgelerin ispat aracı olarak kullanılmasına imkân tanınmamaktadır. Bu yazımızda da kanunlarımızda bunun bir örneği olan Senetle İspat Zorunluluğunu açıklayacağız.
Senetle İspat Zorunluluğunun Mevzuattaki Düzenlemesi:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200.maddesinde açıklanan senetle ispat zorunluluğu sebebiyle – parasal sınırı her yıl güncellenmekle birlikte- 2020 yılı için 4.486,428 TL’lik sınırı aşan miktardaki bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin ispatı senetle yapılmalıdır. Bununla birlikte senetle ispatı gereken hususlarda bu ispat şartı hatırlatılmasının ardından karşı taraf açıkça muvafakat verirse tanık dinlenebilir. Söz konusu maddede bahsi geçen senet terimi ile yazılı nitelikteki hukuki belgeler kastedilmektedir.
Belgenin Hukuki Tanımı:
Belgenin hukuki olarak tanımı HMK 199.maddede yapılmıştır. Madde hükmüne göre uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları belge olarak kabul edilir. Bu sebeple özel kanuni hükümler saklı kalmak kaydıyla bir hakkın ispatını hukuki yoldan elde edilmiş yukarıdaki belgeler yoluyla ispatlamak mümkündür.
Tanık Dinlenebilecek Durumlar:
Kanundaki parasal sınırı aşan miktardaki dava konuları hakkında bazı istisnalar dışında tanık dinletilemeyecektir. Genel kural bu olmakla birlikte bu kuralın istisnaları ve özel şartları mevcuttur. Bu istisna halleri ve özel şartları 3 başlık halinde sıralayabiliriz:
- Karşı Tarafın Muvafakati: Senetle ispat kuralının geçerli olduğu bir durumda karşı tarafa senetle ispat zorunluluğu ve rızası olmaksızın tanık dinletilemeyeceği hatırlatılır. Şayet karşı taraf tanık dinlenilmesi için açıkça muvafakat ederse bu takdirde tanık dinlenebilecektir.
- Delil Başlangıcı Bulunması: HMK’nın 202. Maddesinde belirtildiği üzere; iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgeler delil başlangıcı olarak kabul edilir. Şayet senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilecektir.
- HMK madde 203’te Sayılan İstisna Haller: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 203. Maddesinde sınırlı sayıda 6 adet durumdan bahsedilmiş ve bu durumların varlığı söz konusuysa tanık dinlenebileceği belirtilmiştir. Söz konusu istisna haller şu şekildedir:
- a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler,
- b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler,
- c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler,
ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları,
- d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları,
- e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâlidir.