Özel Otoyol İşletmeleri Uyuşmazlıkları daha doğrusu 6502 Sayılı Kanun Çerçevesinde Özel Otoyol İşletmecileriyle Araç Sahipleri Arasındaki Hukuki İlişki konusunda farklı bazı değerlendirmeler yapılmakla birlikte Türkiye’de yap-işlet-devret modeli başta olmak üzere çeşitli sözleşme tipleriyle işletilen özel otoyollar, sağladıkları hizmetin niteliği gereği, kullanıcılarıyla tüketici hukuku bağlamında bir ilişki kurmaktadır.
Özel Otoyol İşletmeleri Uyuşmazlıkları konusunda İşletmeler ile kullanıcılar arasındaki ilişkinin temelini, hizmet sağlayıcı ve tüketici sıfatları oluşturur. Bu ilişkinin düzenlenmesinde birincil kaynak, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ‘dur.
Tüketici ; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Otoyolu şahsi kullanımı için kullanan kişi bu kapsama girer.
Tüketici İşlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere satıcı veya sağlayıcı ile tüketici arasında kurulan, eser, taşıma, sigorta, vekalet ve bankacılık dahil her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Otoyol kullanım ücreti ödenerek sağlanan hizmet, açıkça bir tüketici hizmeti işlemi olarak kabul edilir.
Otoyol ve köprülerin hukuki altyapısını tamamlayan bir diğer temel dayanak 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’dur. Bu Kanun’un 30. maddesi:
- Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayollarının geçişi ücretli olacak kesimlerinin belirlenmesi,
- Bu yolları işletme hakkı verilen veya devredilen şirketlerin geçiş ücretlerini tahsil yetkisi ve
- Ücret ödenmeksizin yapılan geçişlerde geçiş ücreti + dört kat ceza uygulanmasına ilişkin çerçeveyi düzenlemektedir.

Özellikle 30/5. fıkrada, işletme hakkı verilen otoyollardan geçiş ücretini ödemeden geçen araç sahiplerinden geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında cezanın “genel hükümlere göre” tahsil edileceği belirtilmektedir. Bu ifade, uyuşmazlığın idari değil özel hukuk ilişkisi olarak görülmesinde temel dayanak olmuştur. Yargı kararlarında, özel otoyol işletmecilerinin uyguladığı bu cezaların klasik anlamda idari para cezası olmayıp, sözleşmesel/özel hukuk yaptırımı niteliğinde olduğu sıkça vurgulanmaktadır. Bu çerçevede özel otoyol işletmecisi; kamu hizmeti niteliğinde bir hizmet yürütmekle birlikte, hukuki statü itibarıyla özel hukuk tüzel kişisi ve hizmet sağlayıcısı olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12.09.2022 tarihli, E.2022/4845, K.2022/6373 sayılı kararı Resmî Gazete’de de yayımlanmış ve özel otoyol işletmecisi ile araç sahibi arasındaki ilişkinin tüketici işlemi niteliği açıkça vurgulanmıştır. Kararda özetle;
- Otoyol işletmecisi şirketin “sağlayıcı”,
- Ücretli otoyoldan şahsi aracıyla faydalanan araç sahibinin “tüketici”,
- Aralarındaki ilişkinin ise tüketici hizmet sözleşmesi olduğu,kabul edilmiş; dolayısıyla uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu karar, uzun süre uygulamada yaşanan “asliye hukuk mu, asliye ticaret mi, tüketici mahkemesi mi?” karmaşasını büyük ölçüde gidererek özel otoyol-bireysel kullanıcı ilişkisinin tüketici hukuku ekseninde değerlendirilmesi gerektiğini teyit etmiştir.
KAYNAKÇA:
1-Aydın Zevkliler / Çağlar Özel, Tüketicinin Korunması Hukuku, Seçkin Yayıncılık.
2-Şebnem Akipek Öcal / İlhan Kara, Tüketici Hukuku, Yetkin Yayınları.
3-Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 12.09.2022, E.2022/4845, K.2022/6373, RG 16.11.2022/32015
4-Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Ayıplı Hizmetin Hukuki Niteliği, Ayıplı Hizmetten Doğan Sorumluluk Ve Tüketicilerin Seçimlik Hakları Makalesi



