Özel İşaret ve Kıyafetleri Usulsüz Kullanma Suçu
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 264. Maddesinde düzenlenmekte olup Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır.
TCK Madde 264
(1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.
Maddenin birinci fıkrasına göre bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimsenin cezalandırılacağı öngörülmüştür.
İkinci fıkrada ise elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü ilk fıkrada öngörülen cezaların artırılarak uygulanacağı belirtilmektedir.
***Ancak şuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Kişi, usulsüz olarak taşıdığı kamu görevine ilişkin kıyafetlerle, ilgili kamu görevine ilişkin işlemleri yaparsa ayrıca bir suç meydana gelecektir. Bu durumda kişinin ayrıca Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi suçundan da ayrıca cezalandırılması gerekir.
TCK Madde 262
Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLEBİLİR Mİ?
Adli para cezası da hapis cezası gibi bir yaptırım türüdür. Hapis cezasıyla birlikte veya tek başına hükmedilebilir. Süresi 1 yıl veya daha az süreli hapis cezalarında hakim cezayı adli para cezasına çevirebilmektedir. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI MÜMKÜN MÜ?
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açılanmasının geri bırakılmasıyla birlikte sanık hakkında hükmonulan ceza belirli bir denetim süresi içerisinde hüküm doğurmaz. Denetim süresinin şartlara uygun geçirilmesi ile birlikte hüküm okunmaz, davanın düşmesine karar verilir.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi mümkündür.
ERTELEME MÜMKÜN MÜ?
İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.
Erteleme ile birlikte cezanın infazı cezaevinde gerçekleşmez. Belirli bir denetim süresi uygulanır. Sürenin şartlara uygun geçirilmesiyle ceza infaz edilmiş sayılır. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunda da hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olursa cezanın ertelenmesi kararının verilmesi mümkündür.
ŞİKAYETE TABİ MİDİR?
Kanun metninden anlaşılacağı üzere özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu, şikayete tabi suçlardan değildir. Bu nedenle re’sen soruşturulur. Bu nedenle bu suç hakkında bir şikayet süresi söz konusu olmadığı gibi, şikayetten vazgeçme de hüküm doğurmayacaktır. Dava zamanaşımına (8 yıl) uyulduğu müddetçe suçun her zaman soruşturulabilmesi mümkündür.
YARGITAY KARARLARI
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ E. 2019/6234 K. 2019/15444 T. 4.12.2019
“…Sanığın kendisinin polis olduğunu söyleyerek cüzdanında bulunan metal polis kokartını göstermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın gösterdiği polis kokartının 2933 Sayılı Kanunda düzenlenen madalya ve nişanlardan olmadığı nazara alınarak TCK’nın 264. maddesinde düzenlenen ve maddi unsurları “Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye…” şeklinde düzenlenen özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanmak suçunun oluşmadığı anlaşılmakla sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi Bozmayı gerektirmiş…”
YARGITAY 23. CEZA DAİRESİ E. 2015/5156 K. 2015/5135 T. 14.10.2015
“…Sanığın, suç tarihinde, mağdur … Organizasyon şirketinin … Statyumu’nda gerçekleştirdiği metalica konserine, organizasyonun güvenliğini sağlamakla görevli katılana ait … Güvenlik şirketinin tişörtünü giyerek, iki kez 5’er kişilik grupları stadyum servis girişinden biletsiz olarak içeriği sokarak menfaat temin ettiği, ayrıca 5188 Sayılı yasa kapsamında bulunan özel güvenlik görevlilerine ait, resmi elbise niteliğinde olan tişörtü yetkisi olmaksızın giyerek TCK 264/2 anlamında elbisenin verdiği kolaylıktan faydalandığı anlaşıldığından, dolandırıcılık ve özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki 2 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir..”
YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2013/12186 K. 2015/15065 T. 14.10.2015
“…Sanığın aracının önünde bulundurduğu üzerinde polis yıldızının bulunduğu amblemi taşıyan geçici park belgesinin 2933 sayılı Kanunda düzenlenen madalya ve nişanlardan olmadığı nazara alınarak TCK’nın 264. Maddede düzenlenen ve maddi unsurları “Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye..” şeklinde düzenlenen özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanmak suçunun oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine yazılı ve yeterli olmayan gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi…”
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ E. 2013/10303 K. 2015/23086 T. 6.4.2015
“…Sanık hakkında özel işaret ve kıyafetlerin usulsüz kullanılması suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Katılanın beyanında sanığın zabıta kıyafetiyle geldiğini, şapkasını araçta bıraktığını beyan etmesi, adli emanetin 2011/94 sırasına kayıtlı zabıta şapkasını polislere teslim etmesi, hastanenin güvenlik kamera kayıtlarında sanığın hastane içinde zabıta kıyafetiyle dolaştığının belirlenmesi karşısında, sanığın TCK’nın 264. maddesinde düzenlenen özel işaret ve kıyafetlerin usulsüz kullanılması suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş…”
YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2011/19409 K. 2013/20459 T. 26.6.2013
“…Sanık hakkında özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan kurulan hükümde, sanığın aldığı bilgisayarın arızalanması üzerine aldığı yere götürüp tamir edilmesini isteyip, mağazaya giderken birkaç kez piyade yüzbaşısı kıyafeti giymesinin tehdit suçunun işlenmesini ne şekilde kolaylaştırıp suçun işlenmesine olanak sağladığı açıklanmalıdır.
Sanığa yükletilen tehdit ve özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Tehdit suçuna dair cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından;
Sanık müdafiinin tehdit suçuna dair ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına,
Sanık hakkında özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan kurulan hükümde, sanığın aldığı bilgisayarın arızalanması üzerine aldığı yere götürüp tamir edilmesini isteyip, mağazaya giderken birkaç kez piyade yüzbaşısı kıyafeti giymesinin tehdit suçunun işlenmesini ne şekilde kolaylaştırıp suçun işlenmesine olanak sağladığı açıklanmadan verilen cezanın TCK’nin 264. maddesinin 2. fıkrası ile artırılması…
Hüküm fıkrasından TCK’nin 264/2. maddesinin uygulanmasına dair kısmın çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Yasaya uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 Sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 Sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 26.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi…”