Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Miras, miras bırakanın malvarlığının külli halefiyet yoluyla mirasçılarına geçmesidir. Dolayısıyla tereke, aktif ve pasif olarak adlandırdığımız malvarlığı değerleri ve borçlarla birlikte mirasçılara intikal etmektedir. Bazı hallerde terekenin külli intikali, mirasçılar bakımından olumsuz sonuçlar doğurabildiğinden kanun koyucu mirasın reddi prosedürünü düzenlemiştir.

Mirasçı, miras bırakan ile arasındaki kötü ilişki sebebiyle, miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflarının getirdiği yükümlülüklerin ağırlığından kaçınmak amacıyla, diğer mirasçılarla olan kötü ilişkileri sebebiyle veya kendisine intikal edecek terekedeki malvarlığının aktifi ve pasifi hakkında bilgi sahibi olmamasından dolayı mirası reddedebilir. (Yargıtay 10. HD. T.21.06.2016 E.2016/8155 K. 2016/10363)

Miras bırakanın ölmesi ile mirasçı sıfatı kendiliğinden kazanılır. Ancak bu sıfatın kendiliğinden kazanılması mirasın reddi prosedürü ile ortadan kaldırılabilmektedir. Kanunun öngördüğü mirası ret süresi 3 aydır. Bu 3 aylık süre zarfında mirasın reddedildiğine dair iradenin açıklanmaması veya mirasın kabul edildiğinin açıklanması halinde, terekedeki malvarlığı mirasçılara intikal edecektir. 3 aylık sürenin hesabında murisin ölüm tarihi esas alınır. Mirasçı olduğunu sonradan öğrenen kişi için mirası ret süresi mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Tabii ki sonradan öğrenme halinin ispatı gerekmekte olup kişinin mirasçı olduğunu bilemeyecek durumda olması da aranmaktadır.

 

II-MİRASIN REDDİNİN AÇIKLANMASI

Mirasçı, miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazmış olduğu dilekçe ile veya mahkemede görevli memurlar tarafından tutanak altına alınacak sözlü beyanı ile başvurarak mirası reddettiğini bildirir. Yapılacak bildirimin posta yoluyla veya muhaberat yoluyla olması bildirimin geçerliliğini etkilemez. Bu bildirimler de geçerli olarak sonuç doğuracaktır. Bu bildirimin kabul edilmesi aranmaz. Kişinin mirası reddettiğini bildirmesi mirasçılık sıfatını ortadan kaldırır. Yasal mirasçılar ile vasiyetname veya ölüme bağlı tasarruflar ile mirasçı atanan kişiler mirası reddedebilir. Kanuni mirasçılardan biri de devlet olduğundan devletin de mirası reddetmesi mümkündür.

Mirasın reddedilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılacak başvurunun zamanı da önem arz etmektedir. Miras bırakan henüz yaşıyorken mirasın reddedildiğine dair iradenin açıklanması halinde miras reddedilmiş olmayacaktır. Mirasçı yalnızca miras bırakanın ölümünden itibaren 3 aylık süre zarfında mirası reddettiği yönünde iradesini açıklayarak mirası reddedebilir.

Mirasçının açığa vurduğu iradesi belirli sebeplerle sakatlanmış olabilir. Örneğin aldatma, korkutma veya yanılma ile mirası reddeden kişi, bu durumlardan birisine binaen mirası reddettiğini beyan ederek mirası reddinin iptalini talep edebilir. Bu durumda mirasın reddedildiği tarihten itibaren yapılmış işlemler geçersiz hale gelecek ve yeniden miras paylaşımı söz konusu olacaktır.

Ret kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır. İçeriğinde herhangi bir koşula bağlılık bulunan irade açıklamaları mirasın reddi olarak nitelendirilemeyeceğinden miras reddedilmiş olmaz.

Tüm mirasçıların mirası reddetmiş olması halinde terekedeki malvarlığı devlete intikal edecektir. Devlet de mirası reddedebildiğinden terekenin atiye terk edilmesi hali de yaşanabilmektedir.

 

III-RET KARİNESİ

Yukarıda açıklamış olduğumuz prosedür, mirasçının kendi iradesini açıklayarak mirası reddettiği haldir. Ret karinesi ise, mirasçı tarafından herhangi bir işleme gerek kalmaksızın hükmen mirasın reddedilmiş sayılmasıdır.

Miras bırakanın vefat ettiği tarihte ödeme güçlüğü içerisinde olması veya resmi makamlarca hakkında aciz vesikası düzenlenmiş olması gibi hallerde miras reddedilmiş sayılır. Ancak miras bırakanın ödeme güçlüğü içerisinde olması bakımından “etrafındaki kişilerce de bilinebilecek olma” şartı aranmaktadır. Mirasçılardan her biri ret karinesinin aksini ispat etmek yoluyla veya terekeyi bu haliyle kabul ettiğini beyan ederek mirasçı sıfatını kazanabilir.

Ret karinesinin mevcut olduğu re’sen ilgili makamlarca tespit edilmemiş olursa, ilgililerden her biri alacaklının yerleşim yerinde mirasın hükmen reddi davasını açabilir. Bu davada mirasın hükmen reddi yönünde hüküm tesis edilirse tüm mirasçılar mirasçı sıfatını kaybeder.

 

IV-MİRASIN REDDİ HALİNDE SORUMLULUK

Ödemeden âciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar. Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır. İyiniyetli mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim