Hafta İçi : 09:00-18:00
·

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA (ISKAT)

Mirasçılıktan çıkarma müessesesiyle belirli şartların varlığı halinde mirasçı, miras payından mahrum bırakılmaktadır.

Mirastan çıkarma durumunda Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz. Buna göre, şartların gerçekleşmesiyle birlikte mirastan çıkarılan gibi yasal miras payını alamayacağı gibi, saklı payını da alamayacak ve buna ilişkin tenkis davasını da açamayacaktır.

TMK Madde 506

Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:

  1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,
  2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
  3. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.

 

Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.

 

Mirasçılıktan çıkarma için kanun koyucunun aradığı birtakım şartların yanı sıra, Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.

 

MİRASTAN YOKSUNLUKLA ARALARINDAKİ FARK?

Mirastan yoksunluk, kanunda öngörülen durumlardan birinin gerçekleşmesiyle kendiliğinden gündeme gelirken (çıkarma davası açmaya gerek olmaksızın) mirasçılıktan çıkarmada mirasbırakanın buna yönelik bir iradesi söz konusu olmalıdır. Ayrıca mirastan yoksunluk atanmış veya yasal mirasçı olduğu fark etmeksizin her türlü mirasçı için söz konusu olurken mirasçılıktan çıkarma yalnızca saklı pay mirasçıları (altsoy, ana-baba, eş) için söz konusu olacaktır.

Mirastan Yoksunluk Sebepleri:

Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler:

  1. 1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,
  2. 2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler,
  3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler,
  4. 4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar.

***Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar.

***Mirastan yoksunluk durumunda, yoksunluk yalnızca yoksun kalan mirasçıyı etkileyecektir. Mirasçının altsoyunun mirasçılığı, yoksun kalan ölmüş gibi devam etmektedir.

 

MİRASTAN ÇIKARMA (ISKAT DAVASI) ŞARTLARI NELERDİR?

Aşağıdaki durumlardan birinin gerçekleşmesiyle birlikte mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla (vasiyetname veya miras sözleşmesi) saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:

  1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,

Ağır suçtan kasıt, miras bırakanın kişilik haklarına, beden bütünlüğüne, mamelekine yönelik onunla aile bağlarının koptuğunu gösteren hukuka aykırı bir fiildir. Bunun belirlenmesinde ceza hukuku değil Medeni Hukuk kuralları göz önünde bulundurulacaktır.

  1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.

 

**Mirasbırakan mirasçılıktan çıkarma işlemini vasiyetname veya miras sözleşmesi yoluyla yapmalıdır. Kanun, ölüme bağlı bir tasarrufla yapılması gerektiğini ifade etmektedir.

**Çıkarma işleminin geçerli olabilmesi için mirasbırakanın, ölüme bağlı tasarrufta çıkarma nedenini de belirtmesi gerekmektedir.

**Mirasçılıktan çıkarılan kişi miras payını alamayacağı gibi, saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis davası da açamayacaktır.

**Geçerli şartların mevcut olması halinde mirastan çıkarılan mirasçı, çıkarma işlemine karşı iptal davası açabilecektir.

 

İPTAL DAVASI

Mirasçı, çıkarma işlemine karşı iptal davası açma hakkına sahiptir. Ancak bu davanın açılabilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlıdır.

  • İptal davasının açılabilmesi için, çıkarma işleminin yapıldığı ölüme bağlı tasarrufun (vasiyetname veya miras sözleşmesi) geçersizliğinin ispatlanması gerekmektedir.

 

  • Mirasçılıktan çıkarılan kişi, çıkarma işlemine itiraz ettiği taktirde, çıkarmanın haklı olduğunu, çıkarmadan yararlanan mirasçı veya vasiyet alacaklısı ispat edecektir.

 

TMK Madde 512

Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.

Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.

Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.

 

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2020/2026 K. 2020/4812 T. 24.9.2020

Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Mirastan ıskat, murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Iskat, cezai (olağan ) ve koruyucu olmak üzere 2 türlüdür. Mirasçı, miras bırakana ve yakınlarından birine karşı TMK’nın 510. maddesinde gösterilen ağır bir suç işler veya murisine veya ailesine karşı kanunen yerine getirmekle yükümlü olduğu aile görevlerini ifada büyük bir kusur işlerse cezai (olağan ) ıskat nedenleri doğmuş olur. Koruyucu ıskat ise, tamamen iyi niyete dayalı adından anlaşılacağı üzere murisin ıskat ettiği mirasçıdan çocuklarını koruma amacına yöneliktir. Somut olayda; dava dilekçesi incelendiğinde, mirasçılıktan çıkarma işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu açıkça belirtilerek, düzenleme şeklinde vasiyetnamesinin (mirasçılıktan çıkarma ) iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; hukuki niteleme görevi dikkate alınarak, düzenleme şeklinde vasiyetname ile muris tarafından, kızı ve alt soyunun mirastan ıskat edildiği, ıskat sebeplerinin varlığını ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek, davalıya ıskat sebeplerinin varlığını ispat etme olanağı tanınmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile mirastan ıskatın iptaline ilişkin bir dava bulunmadığı ve ispat yükünün davacı tarafta olduğu kabul edilip, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

 

  • Ayrıca mirasçılıktan çıkarılan mirasçı, çıkarma nedeninde yanılgıya düşüldüğünden bahisle, yalnızca çıkarma işleminin geçersiz sayılmasına karar verilmesi için iptal davası açabilecektir.

***Mirasçılıktan çıkarma sebebi itiraz üzerine ispat edilememiş veya ölüme bağlı tasarrufta çıkarma sebebi gösterilmemişse, mirasçı miras payından yararlanır.

 

  • Iskat davası açılabilmesi için mirasçı, ortada ıskat sebebi yokken ıskat edilmiş olmalıdır.

 

  • İptal davası açılabilmesi için çıkarma sebebi ölüme bağlı tasarrufta gösterilmiş olmalıdır. Zira, çıkarma sebebi gösterilmemişse çıkarma tasarrufu geçersiz olacaktır.

 

  • Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.

 

 

ÇIKARMA (ISKAT) DAVASI NEREDE AÇILIR?

İptal davası, mirasbırakanın yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacaktır.

 

DAVA KİME KARŞI AÇILIR?

Mirasçının mirasçılıktan çıkarılmasından fayda sağlayan kişilere karşı bu dava açılabilir.

 

ISKAT DAVASINDA ZAMANAŞIMI

İptal davası açma hakkı, mirasçının çıkarmanın iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamenin açılma tarihinin üzerinden iyi niyetli davalılara karşı 10 yıl, kötü niyetli davalılara karşı 20 yıl geçmekle düşmektedir.

 

YARGITAY KARARI

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2016/9952 K. 2018/2354 T. 13.3.2018

“…Mirasdan iskat, mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirasdan uzaklaştırma olanağını miras bırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur.

Bu tasarrufla vasiyetci mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Normal koşullarda vasiyetci mahfuz hisse üzerinde tasarruf edemez, etse bile bu tenkis yolu ile iskat olunan mirasçılara dönebilir. Ancak iskat yolu ile ve iskat sebeplerinin gerçekleşmesi halinde mahfuz hisseden yoksun kalma konusu gündeme gelir.

Vasiyetci her zaman ve dilediği taktirde mahfuz hisse dışında kalan hisseler üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Onun için mirasdan iskat sadece mahfuz hisseli mirasçılar(saklı pay) hakkında hüküm ifade eder.

Mirasdan iskat murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir.

İskat cezai (olağan) ve koruyucu olmak üzere iki türlüdür.

Mirascı miras bırakana ve yakınlarından birine karşı Medeni Kanunun 510.maddesinde gösterilen ağır bir suç işler veya murisine veya ailesine karşı kanunen yerine getirmekle yükümlü olduğu aile görevlerini ifada büyük bir kusur işlerse cezai (olağan) iskat nedenleri doğmuş olur.

Koruyucu iskat ise: Tamamen iyi niyete dayalı adından anlaşılacağı üzere murisin iskat ettiği mirasçının çocuklarını koruma amacına yöneliktir.

Cezai (olağan) iskat sebepleri iki kısımda incelenebilir.

a-) Mirasçının murisine ve onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesidir. Bu suçun tamamlanması şart olmadığı gibi bu konuda bir mahkumiyet kararı bulunması da koşul değildir. Afdan ve zamanaşımından yararlanılmasının da önemi yoktur.

Ağır suçtan amaç miras bırakanın şahsiyet haklarına, beden tamlığına, mamelekine yönelik onunla aile bağlarının kopduğunu gösteren hukuka aykırı bir fiildir. Bunun belirlenmesinde ceza hukuku değil Medeni Hukuk kuralları gözönünde bulundurulacaktır. Mirasbırakanın yakınlarına karşı aynı nitelikte işlenen suçlarda iskat nedenidir. Yani suçun mutlaka murise karşı işlenmiş olması da koşul değildir.

Yakınlık kavramına murisin sevgi, saygı ve bağlılık duyduğu tüm kişiler örneğin arkadaşlar, nişanlı, öğretmen, öğrenci, ona bakan onu koruyan veya onun baktığı, koruduğu v.b. kişilerde dahildir (MK. 457/1 md.).

b-)Mirasçının murise ve ailesine karşı kanunen mükellef olduğu aile hukuku vazifelerini büyük bir kusurlu davranışla yerine getirmemesi (MK. 457/2. md.).

Örneğin; Medeni Kanunun 151.maddesinde düzenlenen sadakat, yardım, bağlılık, çocuklara itina gösterme görevini yapmaması,

Ana baba ve çocukların karşılıklı sevgi ve saygı şefkat bağları, yoksulluğa ve zarurete düşmede yardım yükümlülüğü, nafaka borcu (MK. madde 315) aile birlik ve huzuru bozan davranışlarda bulunmama ilkelerine aykırı hareketler v.b. gibi.

Aynı nedenlerle evlatlık da mirasdan iskat edilebilir veya aynı nedenlere dayalı olarak evlatlığın evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası da açılabilir (MK. madde 258, 457).

Ancak, bu haklar şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan mirasçılara geçmez, sadece muris tarafından kullanılabilir. Mirasçılar bu konuda açılmış bir dava varsa murisin ölümü halinde bu davalara devam edebilirler.

İskat sebebi açık olmalı, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanmalıdır. Sadece mirasdan iskat ettim, miras dışı bıraktım, bana ilgi göstermedi v.b. gibi gerekçesiz sözler yeterli sayılmamalıdır. İskat sebebi kabul edilen olayların delillerinin gösterilmesi de mirasçının iskata itirazı halinde diğer tarafa kolaylık sağlayacağından, tasarrufda yer almalıdır (MK. madde 512/2).

İskat edilen şahsın iskatla mirascılık sıfatı sona erer. Ancak, iskat mahfuz hissenin tamamına ilişkin olabileceği gibi bir kısmına ilişkin de olabilir.

Miras hakkından tamamen iskat olunan kimse terekeden hisse talep edemiyeceği gibi tenkis davası dahi açamaz.

Kısmi iskat halinde ise, mirasçının mirascılık sıfatı devam eder. Çünkü iskat haricinde kalan saklı payın bir kısmını bu mirasçı iktisap edecektir.

Mirasbırakanın mirasdan iskat ettiği şahıs lehine mal vasiyetinde bulunması da mümkündür.

İskat şahsidir. İskat olunanın mahfuz hisseli füruuna şamil olamaz.

İskat haksız ise iskat edilen mirasçı davacı: İskata itiraz edebilir ve iskatın iptalini veya tenkisini isteyebilir (MK. madde 512/2).

Dava, iskat olunan şahıs dışındaki ıskattan yararlanan diğer kanuni mirasçılar aleyhine açılır.

Genel olarak iskata itiraz nedenleri:

Davacı genel olarak vasiyetcinin ehliyetsiz olduğunu, iskatın hata, hile, ikrah sonucu yapıldığını ortaya koyarsa veya vasiyetname şeklen geçersiz ise iskat tasarrufu iptal edilir ve mirasçı iskat edilmemiş gibi tüm miras hakkına kavuşur.

Özel olarak iskata itiraz nedenleri:

Cezai (olağan) iskatın hükümsüz kılınması konusunda ölüme bağlı tasarrufun genel olarak hükümsüzlüğü yanında Medeni Kanunun 512.maddesinde belirlenen bazı özel durumlarda mirasdan iskat edilen mirasçıya, iskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkanı tanınmıştır.

İskat edilen mirascı, bu itirazını duruma göre tenkis veya iptal davası açmak suretiyle gerçekleştirir.

TMK’nun 510.maddesinde “Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak, 1)Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2) Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse mirasçılıktan çıkarabilir” hükmü getirilmiştir

TMK’nun 512/1. maddesinde “Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.” 2.fıkrasında “Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer”. 3.fıkrasında ise “Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapılmışsa, çıkarma geçersiz olur” hükmü getirilmiştir.

Bu açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; mirasbırakan, davacı eşini mirastan çıkarma sebebini 30.01.2009 tarihli vasiyetnamesinde; “Yaşlılık günlerimde bana bakacağını düşünerek 16.01.2003 tarihinde … isimli bayanla evlendim. 2007 yılı Temmuz ayında hastalanarak tedavi için İstanbul’a geldim. Akciğerlerde doku sertleşmesi teşhisi kondu ve nefes almakta güçlük çektiğim için oksijen makinası ile yaşamak zorunda kaldım. Bu zor günlerimde eşim beni yalnız bıraktı. Bir iki kez hastaneye uğrayıp kısa süreli ziyaretin dışında refakatçi olarak bir gün yanımda dahi kalmadı. “Ben senin dadın değilim çocukların baksın” diyerek beni terk edip gitti. Uzun süredir ne aradı ne de sordu. Bu nedenle bana ve evlatlarıma karşı aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal eden eşim …’ı MK’nun 510. maddesi gereğince mirasçılıktan çıkarıyorum…” olarak açıklamıştır.

Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, eş olarak mirasbırakana karşı gerekli vazifelerini yerine getirdiği, hastalığında muris ile ilgilendiği, vasiyetnameden sonra birlikte yaşadıkları, murisin , davacıya karşı açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiği, mahkemeye sunulan feragat dilekçesi içeriği ve vasiyetnamede davacının mirasçılıktan çıkarılma sebepleri olarak belirtilen hususların davalı tarafça ispat edilemediği, bu itibarla miraçılıktan çıkarmanın geçerli olmadığı ortadadır.

Hal böyle olunca, mahkemece; dava konusu 30.01.2009 tarihli vasiyetname ile mirasbırakan …’ın, eşi olan davacı hakkında gösterdiği sebeplerin, mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığı gözetilerek, TMK. nun 512. maddesinin 3. fıkrasının ilk cümlesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edilerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA…”

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim