Hafta İçi : 09:00-18:00
·

MEŞRU MÜDAFAA

Meşru müdafaa TCK’nin Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler başlığı altında düzenlenmiştir. Kendisini veya bir başkasını haksız bir saldırıya karşı anın gerektirdiği duruma göre orantılı bir şekilde saldırıyı defetmek için işlenen fiile meşru savunma(müdafaa) denilmektedir.

Meşru müdafaa nedir?

Meşru müdafaa bir hukuka uygunluk nedenidir. TCK md.25(1) “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” Hükmü meşru müdafaa tanımını içermektedir.

Hukuka uygunluk nedeni olan meşru müdafaa gereği saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla orantılı bir şekilde güç kullanan kişi kanun gereği cezalandırılmayacaktır. Bu önemli husus nedeniyle meşru savunma sıkı şartlar taşımaktadır. Dolayısıyla her saldırıya karşılık verilmesi meşru savunma kapsamına girmemektedir.

Meşru müdafaanın şartları nelerdir?

Meşru müdafaa şartları savunmaya ve saldırıya ilişkindir.

TCK md.25 gereği meşru müdafaa şartları;

  • Bir saldırı bulunmalıdır.

İlk koşulumuz bir saldırının bulunmasıdır. Bu noktadaki saldırı kavramı açık bir kavram olmamakla birlikte geniş yorumlanması gerekmektedir.  Yapılan saldırının insana yönelik olması gerekmektedir.

  • Haksız bir saldırı olmalıdır

Bu noktada yapılan saldırının hukuka aykırı bir saldırı olması yeterlidir. Yapılan saldırının suç teşkil etmesi gerekmeyecektir. Ayrıca yapılan saldırı meşru bir saldırı ise fail meşru müdafaadan yararlanamayacaktır. Yapılan saldırının cebir ve şiddet içermesi zorunlu değildir. İhmali davranışla da saldırı gerçekleşebilir. Yapılan saldırı bir insan tarafından yapılmış ve insan ile bağlantılı olmalıdır.

  • Meşru savunma kapsamında korunacak bir hakka yönelik saldırı olmalıdır.

Bu noktada saldırı kişinin sadece kendisine yönelik bir hakka değil aynı zamanda kendisi yanında üçüncü kişiye ait her türlü hakka yönelik olmasını kapsamaktadır. Her tülü hak kavramı; hayatına, vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, özgürlüğüne, malına… kapsamaktadır. Meşru savunma burada bir hakkı koruma altına almıştır. Meşru savunma kapsamında korunan bir hak olması gerekmektedir. Aksi durumda bu düzenlemeden faydalanılamayacaktır.

  • Yapılan saldırı ile savunma eş zamanlı olmalıdır

Yapılan saldırı esnasında savunma yapılmalıdır. Eş zamanlı yapılmazsa eğer savunma meşru müdafaa hükümleri uygulanamayacaktır. Saldırının başlamasından önce veya başlama ihtimalinin zayıf olduğu esnada yapılan savunma meşru savunma kapsamında yer almayacaktır.

  • Yapılan savunma zorunlu olmalıdır

Bu noktada kişi eğer kendisine veya üçüncü bir şahsa yönelik saldırıyı savunma yapmaksızın engelleme imkânının olmaması gerekmektedir. Diğer hallerde kurtulma imkânı mevcut ise meşru savunma uygulanmayacaktır. Olayın durum ve şartları hukuk kapsamında ele alınacaktır.

  • Yapılan savunma saldırına karşı yapılmalıdır

Yapılan savunmanın mutlaka saldırgana yönelik yapılması gerekmektedir. Aksi halde somut olayda bulunan saldırıdan bağımsız kişilere karşı yapılan savunma meşru savunma kapsamında olmayacaktır.

  • Yapılan savunma ile saldırı orantılı olmalıdır

Bu husus uygulamada birçok tartışmayı doğran bir noktadır. Yapılan saldırıya yönelik orantılı bir savunma olması gerekmektedir. Saldırıyı engellemeye yetecek ölçüdeki savunma meşru müdafaa kapsamında değerlendirilecektir. Saldırıya karşı savunmada sınırın aşılması durumunda meşru savunma kapsamına girmeyecektir. Bu noktada savunmada kullanılan araç ile saldırıda kullanılan araç arasında da orantılılık şarttır. Kullanılan araçlar arasındaki orantılılık eşitlik manasında değildir. Olayın gerektirdiği durumda bıçakla yapılan bir saldırıya silahla karşılık verilmesi meşru savunma kapsamına gire de bilir. Bu tamamen somut olayın durumuna göre değerlendirilmektedir. Savunma durumunda orantılılığın aşılması durumunda failin yararlanabileceği hükümler haksız tahrik ve meşru savunmada sınırın aşılması olacaktır.

Meşru müdafaa sınırın aşılması

5237 sayılı TCK 27/2 e göre “meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.”

Dolayısıyla bu noktada önem arz eden saldırıya uğrayan kişinin psikolojik durumudur. TCK md 27/2 de sayılan hallerden birinin mevcudiyeti halinde sınır aşılırsa ceza almayacaktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.12.2021 tarih 2021/10343 E.  ,  2021/14776 K.

5237 sayılı TCK’nin 27/2. maddesi kapsamında meşru savunmada sınırın aşılması koşulları ve bu maddenin uygulanma şartları şu şekilde belirtilmiştir;

a-) Meşru Savunmada Korunabilecek Bir Hakkın Bulunması

Hayatına, vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına vb.

b-) Saldırıya İlişkin Koşulların Var Olması

Savunma yapan kişiye veya üçüncü kişiye yönelik saldırının olması, saldırının savunma esnasında devam ediyor olması, saldırının haksız olması, saldırının bir hakka yönelik olması gerekmektedir.

c-) Savunmaya İlişkin Koşullarda “Ölçülülük” Şartının Savunma Lehine İhlal Edilmesi Sureti İle Sınırın Aşılması

Savunma yapanın ölçüyü kendi lehine ihlal etmesi halinde meşru müdafaada sınırın ölçülülük bakımından aşıldığı kabul edilmelidir.

d-) Sınırın Aşılmasının Mazur Görülebilecek Bir Heyecan Korku Veya Telaştan İleri Gelmesi

Meşru müdafaa beraat

Meşru savunma bir hukuka uygunluk nedeni olduğundan dolayı tüm şartlarının gerçekleşmesi halinde fail ceza almayacak ve beraat edecektir.

Nefsi müdafaa ile meşru müdafaa arasındaki fark

Nefsi müdafaa ile meşru müdafaa arasında hukuki anlamda herhangi bir farklılık olmamakla birlikte tamamen bir ifade ediş farklılığıdır.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim