Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Konkordatoda Geçici Mühlet ve Sonuçları

Konkordatoda Geçici Mühlet ve Sonuçları

Konkordato borçlu ile alacaklıları arasında mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun malvarlığının iflas usulüyle tasfiyesini önleyen veya durduran bir borç tasfiyesi sözleşmesidir. Alacaklıların çoğunluğunun kabulü azınlıktaki alacaklılar için de bağlayıcıdır.  Rehinli alacaklılar ve alacağın doğum sebebine göre imtiyazlı olan bazı alacaklılar konkordato dışında kalabilir. Mahkeme alacaklılarla müzakereye imkân veren bir moratoryum ve moratoryum boyunca borçluya nezaret edecek bir görevli tayin eder. Konkordato mahkemenin tasdiki olmadan hüküm doğurmaz.

Konkordato talebinin başarıya ulaşması için borçluya rahatsız edilmeden gerekli hazırlıkları yapabileceği uygun bir ortamın sağlanması gerekir. İşte bu amaçla borçluya konkordato mühleti verilmesi öngörülmüş ve borçlunun malvarlığının koruma altına alındığı bu zaman zarfında alacaklılar birtakım kısıtlamalara tâbi tutulmuştur.

28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yapılan değişiklikler ile mehaz İsviçre İcra ve İflâs Kanunu’nda (İsvİİK) 2013’te yapılan reform örnek alınarak bahsi geçen kısıtlamaların kapsamı genişletilmiştir. Konkordato mühleti geçici ve kesin mühlet olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Geçici mühlet kararı da iki farklı şekilde verilebilmektedir.

1)Borçlunun konkordato talebi üzerine, İİK m. 286‘daki belgelerin eksiksiz olarak sunulmuş olduğunu tespit eden mahkeme, derhal «geçici mühlet kararı» verir. Borçlunun konkordato talebi üzerine mahkeme; İİK’nın 297 inci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır (İİK. m. 287/I). Örneğin; mahkeme, geçici mühlet kararı ile borçlunun tasarruf yetkisini kısıtlayarak, borçlunun belirli bir rakamın üzerindeki işlemlerini komiserin yazılı onayına tabi tutulabilir. Yine mahkeme benzer nitelikte bir tedbir kararı alarak, borçlunun borçlarına, komiserin denetiminde kullanılabilen banka hesap numaralarına ödeme yapmalarını isteyebilir. Borçlunun mallarının envanterinin tutulması da bu kapsamda malvarlığının korunması yönünde bir tedbir kararıdır.

2) Alacaklının «konkordato işlemlerinin başlatılmasını» istemiş olması halinde, İİK’nın 286 ncı maddesinde öngörülen belge ve kayıtları, mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması halinde «geçici mühlet kararı» verilir.

Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi, beş ayı geçemez (İİK m. 287/IV).

Verilmiş olan geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. Söz konusu ilanla birlikte alacaklıların, ilandan itibaren yedi günlük kesin süre içerisinde dilekçeyle birlikte konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hal bulunmadığını ispatlar delillerle birlikte, kararı veren mahkemeye itiraz ederek konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.

Borçlu, geçici mühlet boyunca, takip baskısından kurtulmuş olacak, tasarruf yetkisini kural olarak devam ettirecek, komiserin onayıyla faaliyetini sürdürecek, borç doğuran işlemler yapabilecektir. Mahkeme borçlunun malvarlığının korunması için gerekli tedbirleri alabilecek (İİK mad.287/I), bu amaçla, borçlunun banka hesapları üzerine blokaj koyarak, borçlunun ancak konkordato komiserinin izniyle tasarrufta bulunabileceğine karar verilebilecektir. Ayrıca geçici mühlet kararı, kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan (İİK m. 288/I), borçlu hakkında takip yapılamaması  ve başlatılan icra takiplerinin durması söz konusu olur. Fakat borçlunun kefilleri ve borçlu lehine, malvarlığı üzerinde rehin veya ipotek kurmuş olan üçüncü kişiler hakkında yapılabilecektir.

Ticaret mahkemesi tarafından verilmiş olan geçici mühlet kararının sonuçlarının kesin mühletin sonuçlarıyla aynı olduğunu daha önce belirtmiştik. İcra ve İflas Kanunu m. 294’ de düzenlenmiş olan Kesin Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçlarını incelememiz gerekirse:

Öncelikle geçici mühlet kararının verilmesiyle birlikte borçlu aleyhine başlatılmış olan takipler durur ve borçlu aleyhine yeni takip de başlatılamaz. Borçlunun malları üzerinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamaz ve kesilmiş olan zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Ancak her düzenlemede olduğu gibi bu düzenlemenin de bazı istisnaları mevcuttur. İİK m. 294 ve 295’de borçlu aleyhine bazı durumlarda takipler başlatılabileceği ve başlatılmış olan bazı takiplerin devam edebileceği belirtilmiştir. Bu takipler şunlardır:

a) İİK m. 295 gereği Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez,

b) İİK’nın 206’ıncı maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Bu alacaklar şunlardır:

aa) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,

bb) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,

cc) İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.

Tasdik edilen konkordato projesinde, aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.

Takas ise İİK’nın 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir ve bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.

Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde İİK’nın 186’ncı madde hükmü uygulanır.

Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.

Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.

Kesin Mühletin Borçlular Bakımından Sonuçları İcra ve İflas Kanunu madde 297’ de düzenlenmiştir. Buna göre borçlu, komiserin gözetimi altında işlerine devam edebilir. Bununla birlikte ticaret mahkemesi mühlet kararı verirken veya mühlet içinde, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetlerini yerine getirmesine karar verebilir.

Bazı durumlarda borçlu, ticaret mahkemesinin izni dışında mühlet kararından itibaren bazı işlemleri gerçekleştiremez. Bu işlemler şunlardır:

Rehin Tesis Edemez,

Kefil Olamaz,

Taşınmaz ve İşletmenin Devamlı Tesisatını Kısmen Dahi Olsa Devredemez ve Takyit Edemez,

İvazsız Tasarruflarda Bulunamaz.

Mahkeme izni dışında yapılacak olan bu işlemler yapıldığı takdirde hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.

Kanun maddesine kesin olarak düzenlenmiş hükme karşı borçlu aykırı davranırsa, ticaret mahkemesi borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya İİK m. 292 çerçevesinde “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra bu durumun gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen” karar verir.

Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu Madde 296’ da Kesin Mühletin Sözleşmelere Etkisi düzenlenmiştir:

“Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.”

“Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır”

Geçici mühletin olası bir diğer sonucu ise, kesin mühlet. Mahkeme, konkordato projesinin başarıya ulaşacağına kanaat getirirse bir yıllık kesin mühlet kararı verir. Kesin mühlet içerisinde borçlunun, mahkemeye sunduğu proje çerçevesinde alacaklılar ile anlaşmalar sağlanır ise mahkeme tarafından konkordato tasdik edilir.

Sonuç olarak konkordato projesi ve projenin uygulanabilirliğinin gözlemlendiği geçici mühlet, konkordato sürecinin en önemli enstrümanlarından biri olarak karşımıza çıkar. Borçlu şirketlerin iflas etmekten kurtularak ticari hayatlarına devam edebilmeleri için, projenin hazırlanması sürecinde gereken özeni göstermeleri ve hazırlık sürecini etkin bir şekilde yönetmeleri, birlikte çalışılacak bağımsız denetim şirketini dikkatle seçmeleri ve projenin uygulanabilirliğini somut şekilde ispatlayarak geçici mühletten azami fayda sağlamaları gerekir.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim