Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Bağımsız tacir yardımcılarından olan komisyoncu, düzenlendikleri kanuna göre alım-satım komisyonculuğu, taşıma işleri komisyonculuğu ve gümrük komisyonculuğu olarak ayrılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 532.maddesine göre “komisyoncunun ücret karşılığında, kendi adına ve vekâlet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım veya satımını üstlendiği sözleşme” türüne alım-satım komisyonculuğu denilmektedir.

Kural olarak vekâlet ilişkisi hükümleri uygulandığı için kanunda veya sözleşmede boşluk bulunan durumlarda vekalet ilişkisi hükümlerine göre hareket edilmelidir. Vekalet hükümlerini kıyasen uyguladığımızda sözleşmenin kurulması herhangi bir şekil şartına bağlı değildir, yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir.

Komisyoncunun sözleşme kapsamında yüklendiği borçları şu şekildedir;

  • Yapılan iş ve işlemlerle ilgili iş sahibi bilgilendirilmeli, iş sahibinin verdiği talimatlar doğrultusunda hareket etmeli ve verilen talimat yerine getirildiğinde özellikle hemen bilgi verilmelidir.
  • İş sahibinin vereceği talimat doğrultusunda sözleşme konusu mal sigorta ettirilebilir.
  • Kendisine satılmak üzere gönderilen eşyayı özen borcu kapsamında koruma altına almalı, ayıplı olması halinde gerekeni yapıp zararı tespit ettirmeli, bu işlemlerle ilgili iş sahibine hemen bilgi vermelidir. Ayrıca kısa sürede bozulabilecek bir eşyanın varlığı halinde iş sahibini hemen bilgilendirmek koşuluyla eşyayı satmakla yükümlüdür.
  • İş sahibinin izni olmaksızın komisyoncu malı veresiye satamaz ya da malı teslim almadan bedelini ödeyemez. Bunun aksine davranan komisyoncu ortaya çıkabilecek zararlardan sorumlu olacaktır. Böyle bir durumun varlığı ancak malın satış yerindeki teamüllere göre veresiye satılmasının söz konusu olduğu ve iş sahibinin bu durumu açıkça yasaklamadığı hallerde söz konusu olabilir.
  • Komisyoncu işlem gerçekleştirdiği borçluyla ilgili açıkça garanti vermemişse veya ticari teamüller bunu gerektirmiyorsa, borcun ödenmemesinden sorumlu tutulamaz.
  • İş sahibinin belirlediği bedelin altında mal satan komisyoncu, malı satmasaydı iş sahibinin daha fazla zarar göreceğini ve durumun yeniden talimat almaya elverişli bulunmadığını ispat etmedikçe, belirlenen bedel ile satış bedeli arasındaki farkı gidermekle yükümlüdür. Bunun dışında komisyoncu, kusuru varsa, talimatına aykırı davranmasından dolayı iş sahibinin uğradığı diğer zararlardan da sorumludur.
  • İş sahibinin belirlediği bedelin altında mal alan veya üstünde satan komisyoncu, bu işlemlerden doğan farkı alıkoyamaz.
  • İş sahibine karşı dürüstlük kuralına aykırı davranılması halinde ücret alma hakkını kaybeder.

Komisyoncunun yüklendiği bu borçların yanında kanunla koruma altına alınmış hakları da şu şekildedir;

  • Kendisine verilen iş yapıldığında veya işin yapılmaması iş sahibine yüklenebilen bir sebepten kaynaklandığında komisyoncu kararlaştırılan ücretini isteyebilir. Başkaca sebeplerle iş tamamlanamazsa, komisyoncu yerel adetlere göre emeğinin belirlenen karşılığını isteyebilir.
  • İş sahibinin yararı için yapılan bütün gider ve ödenen paraları komisyoncu faiziyle birlikte isteyebilir. Ancak kendi çalışanlarının ücretlerini iş sahibinin hesabına geçiremez.
  • Komisyoncunun, sattığı malın bedeli ve satın aldığı mal üzerinde hapis hakkı vardır.
  • Malın satılamaması veya satıştan vazgeçilmesi halinde iş sahibi malı geri almakta ya da malla ilgili başka bir işlem yapılmasında aşırı ölçüde gecikirse, komisyoncu malı bulunduğu yer mahkemesinden karar alarak açık artırmayla sattırabilir. Mal borsada kayıtlıysa veya piyasa fiyatı varsa ya da yapılacak masrafa oranla değeri azsa, hâkim satışın başka bir yolla yapılmasına da karar verebilir.
  • Borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan kambiyo senetleri veya diğer kıymetli evrakı ya da ticari malları satmaya veya satın almaya yetkili kılınan komisyoncu, iş sahibi tarafından aksine talimat verilmemişse, satın alacağı mal yerine kendi mallarını satabilir veya satacağı malı kendisi için satın alabilir. Bu durumda komisyoncu yaptığı gider ve ücretini yine talep edebilir. Bu tür bir işlem yapıldığında komisyoncu işlemi aynı gün iş sahibine haber vermelidir.

Sözleşmenin diğer tarafı bildirilmeksizin işin yerine getirilmesi durumunda, komisyoncunun doğrudan doğruya alıcı veya satıcı olabileceği bir iş ise komisyoncu işlemi kendisiyle yapmış sayılmaktadır. Komisyoncuya verilen vekalet yetkisi geri alındığının bildirilmesinden itibaren, eğer ki işlemin yapıldığı bildirimi henüz iş sahibine gönderilmemişse, komisyoncunun işlemi kendisiyle yapma yetkisi düşer.

Borçlar Kanunu’nun 546.maddesinde diğer komisyon işleri düzenlenmiştir;

“Malzemesi iş sahibi tarafından verilmek üzere imal edilecek taşınırlar hakkındaki komisyon işleri, eşya misli şeylerden olmasa da, alım ve satım komisyonculuğu hükmündedir.

Alım ve satım komisyonculuğu sayılmayan işleri, ücret karşılığında kendi adına ve vekâlet verenin hesabına üstlenen alım ve satım komisyoncusu ile komisyon işlerini kendisine meslek edinmeyip arada bir üstlenen tacir hakkında da bu bölüm hükümleri uygulanır.

Taşıma işleri komisyonculuğu hakkındaki özel hükümler saklıdır.”

Komisyon ilişkisinden doğan davalar Borçlar Kanunu m.147’ye göre 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

Taraflar arasında belirlenen işin yapılmasıyla sözleşme sona ermektedir.

Sona erme durumlarında da yine vekâlet hükümleri kıyasen uygulanmaktadır. Buna göre sözleşme komisyoncunun veya iş sahibinin ölümü, iflası ve ehliyetini kaybetme durumlarında sona ermektedir.

Sözleşmeye bağlılık ilkesi; hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Hayatın olağan akışı gereği günlük hayatta farkında olmadan bir çok sözleşme yapmamız sebebiyle çok farkında olamasak da, sözleşmeye bağlılık ilkesi kapsamında mağduriyet yaşamamak için çok dikkatli olunması gerekir. Yapacağınız sözleşmelerde öncelikle avukatınıza danışarak bilgi almanızda fayda vardır. Kurulmuş ya da kurulacak sözleşmelerle ilgili hukuki görüş ve destek almak için her zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim