İlgili makalemizde kıymet takdiri ve kıymet takdirine itiraz konularını işleyeceğiz.
Borçlunun haciz konulan mallarının satılması için değerinin belirlenmesi işlemine “kıymet takdiri” denmektedir.
Haczedilen malların kıymet takdirinin yapılmasının ardından işbu işlem ilgililere tebliğ edilir. Eğer ilgililer kıymet takdirinin yerinde olmadığını düşünüyorlarsa 7 gün içerisinde icra müdürlüğünün bulunduğu icra mahkemesinde itiraz/ şikayet yoluna gitmelidirler.
İcra mahkemesi şikayeti üzerine vereceği kararlar kesindir. Kanun yoluna başvurulamaz. Kesinleşen kıymet takdirinin üzerinde 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamaz. Ancak icra mahkemesi kararı ihalenin feshi yoluna gidildiğinde tekrar incelenebilir hale gelmektedir. Bunun için kıymet takdirine süresinde itiraz edilmesi gerekmektedir.
“Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu” ( 12 h.d. 19.09.2016 20234/ 19080)
“İcra mahkemesi kararının temyiz edilmesinin, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı- Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararların kesin olduğu; süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkün olduğu; kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyenlerin, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyecekleri- Kıymet takdirine ilişkin tebligatın, beyanı alınan kişinin ismi tespit edilmeden sadece “Daire 2” denilmek sureti ile yetinilerek yapılmış olması sebebi ile usulsüz olduğu; satış ilanına ilişkin tebligatın ise, borçlunun kıymet takdirine itirazından daha sonraki bir tarihte yapılmış olduğu ve bu durumda, mahkemece, kıymet takdirine itiraza ilişkin icra mahkemesi dosyasındaki borçlu talepleri incelenerek şayet tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin iddia var ise, istemin öğrenme tarihine göre süresinde olup olmadığı denetlenerek, süresinde yapıldığı tespit edilir.” ( 12 h.d. 28.12.2016 20962/26239)
İcra mahkemesi borçlunun itiraz ettiği kıymet takdirinden daha düşük bir bedele hükmederse bu bedel üzerinden ihale yapılamaz, ilk belirlenen kıymet takdirinin ihaleye esas alınması gerekir. Nitekim bu konudaki Yargıtay kararları şöyledir;
“Borçlunun kıymet takdirine itirazı üzerine aleyhine hüküm tesis edilmiş olmakla, icra mahkemesinin bu şekilde belirlediği değer esas alınarak yapılan ihalelerin feshi gerekir.” (Yargıtay 12. H.D 02.07.2013, 17208 E., 24699 K.)
“Borçlu vekilinin icra müdürlüğünce belirlenen değerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet taktirine itirazı sonucu icra mahkemesince daha düşük kıymet bulunarak itirazın reddine karar verilmesi halinde, satışın icra müdürlüğünce belirlenen değer yerine icra mahkemesince belirlenen daha düşük değer üzerinden yapılmasının usulsüz olacağı” ( 12 h.d. 11.04.2019 4451/6230)
“Borçlu vekilinin icra müdürlüğünce belirlenen değerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet taktirine itirazı sonucu icra mahkemesince daha düşük kıymet bulunarak itirazın reddine karar verilmesi halinde, satışın icra müdürlüğünce belirlenen değer yerine icra mahkemesince belirlenen daha düşük değer üzerinden yapılmasının usulsüz olacağı” ( 12 h.d. 11.04.2019 4451/6230)