Toplantı Sırasında Davalının Davacıya “Sen Ne Densiz Adamsın” Dediği/Sarf Edilen Sözler İle Kişisel Değer Yargısında Bulunduğu Anlaşılmakla Her Ne Kadar Mahkemece Davaya Konu İfadelerin Davacının Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturduğu Benimsenmiş İse de Davalının Kişisel Değer Yargısı Niteliğindeki İfadelerinin Küçültücü Ve Hakaret Niteliğinde Olmayıp Davacının Kişilik Haklarına Saldırı Amacı Taşımadığı
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/7151
K. 2016/8892
T. 22.9.2016
• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NEDENİ İLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Toplantı Sırasında Davalının Davacıya “Sen Ne Densiz Adamsın” Dediği/Sarf Edilen Sözler İle Kişisel Değer Yargısında Bulunduğu Anlaşılmakla Her Ne Kadar Mahkemece Davaya Konu İfadelerin Davacının Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturduğu Benimsenmiş İse de Davalının Kişisel Değer Yargısı Niteliğindeki İfadelerinin Küçültücü Ve Hakaret Niteliğinde Olmayıp Davacının Kişilik Haklarına Saldırı Amacı Taşımadığı )
• DEĞER YARGISI NİTELİĞİNDEKİ İFADELERİN HAKARET NİTELİĞİNDE OLMADIĞI ( Kooperatif Genel Kurul Toplantısında Davalının Davacıyı Densiz Olmakla Suçlaması – Kişisel Değer Yargısı Niteliğindeki İfadelerinin Küçültücü ve Hakaret Niteliğinde Olmayıp Davacının Kişilik Haklarına Saldırı Amacı Taşımadığından Manevi Tazminata Hükmedilemeyeceği )
818/m.49
ÖZET : Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının üye olduğu kooperatifin genel kurul toplantısı sırasında hükümet komiseri olarak görev yapan davalı ile aralarında toplantı tutanağının düzenlenmesi sırasında çıkan tartışma sırasında davalının sarf ettiği sözler ile kişisel değer yargısında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, davaya konu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de; davalının kişisel değer yargısı niteliğindeki ifadelerinin küçültücü ve hakaret niteliğinde olmayıp davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı anlaşılmaktadır.Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken,davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09/05/2014 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/02/2016 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, üye olduğu kooperatifin 18/03/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı sırasında hükümet komiseri olarak görev yapan davalıya kooperatifle ilgili usulsüz işlemleri bildirilmesine rağmen davalının umursamadığını, ayrıca toplantı sırasında muhalif kalınan konuların yazılı olarak toplantı tutanağına eklenmesini istediğinde, davalının bu yöndeki yasal haklarını kullanma çabasını densizlik olarak nitelendirdiğini, toplantı sırasında davalının kendisine “sen ne densiz adamsın” demek suretiyle hakaret ettiğini belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalı, davacıyı önceden tanımadığını, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, davacıya hakaret etmediğini, genel kurul toplantısını sağlıklı ve doğru bir şekilde tamamlamaya çalıştığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu ifadelerle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının üye olduğu kooperatifin genel kurul toplantısı sırasında hükümet komiseri olarak görev yapan davalı ile aralarında toplantı tutanağının düzenlenmesi sırasında çıkan tartışma sırasında davalının sarf ettiği sözler ile kişisel değer yargısında bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, davaya konu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de; davalının kişisel değer yargısı niteliğindeki ifadelerinin küçültücü ve hakaret niteliğinde olmayıp davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı anlaşılmaktadır.Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.