Hafta İçi : 09:00-18:00
·

İYUK MADDE 12 

İYUK MADDE 12 (İPTAL VE TAM YARGI DAVASI)

İYUK Madde 12- İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karar bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu, tam yargı davalarında süreyi işlemden ve eylemden kaynaklanan zararlar açısından ikiye ayırmıştır. İYUK MADDE 12, hakları ihlal edilen ilgililere bir idari işlem dolayısıyla yargı yoluna başvurma seçenekleri sunmaktadır. Bu seçenekler şunlardır: doğrudan doğruya tam yargı davası açmak, iptal ve tam yargı davalarını birlikte açmak veya ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanmasını takiben, bu kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği üzerine tam yargı davası açmak.

Bununla birlikte, iptal davasını açan davacı, dava kabul edildiğinde, temyiz sonucunu beklemeksizin tam yargı davası açabilir. Davalı idare, temyiz yoluna başvurduğunda, davacının tam yargı davasını açmasını engellemez. Ancak, bu durumda, tam yargı davasına bakan mahkeme, temyiz başvurusunun sonucunu beklemek zorundadır. İptal davası aşamasında mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmesi, tam yargı davası açılması için yeterli değildir. Çünkü madde açıkça davanın karara bağlanmasından bahsetmektedir.

İdari işlemden kaynaklanan zararın her zaman kesin ve belirlenebilir olmaması nedeniyle, ilgililerin önce işlemin iptalini dava etmeleri ve daha sonra kesinleşen zararların tazminini talep etmeleri daha uygun bir yaklaşımdır. Örneğin, işyerinin süresiz olarak kapatılması veya işyeri ruhsatının iptal edilmesi gibi durumlarda, işyerinin ne kadar süre kapalı kalacağı belli olmadığı için, zararın hesaplanması da mümkün değildir.

İdari yargıda, zarar miktarının belirsiz olduğu durumlarda, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması imkânı tanınmasına rağmen; önce iptal davası açılması, işlemin hukuka aykırılığının tespiti halinde davacı açısından avantaj sağlayacaktır. Bu nedenle uygulamada, genellikle önce iptal davası açılıp ardından tam yargı davası açılması önerilmektedir.

Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir husus bulunmaktadır: Tam yargı davası açabilmek için, açılan iptal davasının davacı lehine sonuçlanması şart değildir. Başka bir deyişle, iptal davasının reddedilmiş olması, idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Eğer somut olayda, idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğu söz konusu ise, tam yargı davası açılabilir. Örneğin, idare kaldırım üzerindeki bir büfe ruhsatını halkın gelip geçişini engellediği gerekçesiyle iptal etmişse, bu işlemin iptali için açılan dava reddedilebilir. Ancak iptal isteminin reddedilmiş olması, bu yere ruhsat veren idarenin yol açtığı zararın tazminini engellemez. İdare, ruhsat vermemesi gereken bir yere ruhsat verdiği için kusurludur veya halkın rahat geçişinin sağlanması için yapılan işlemde, külfetlerde eşitlik ilkesi gereğince kusursuz sorumluluk söz konusu olabilir.

İşlemin iptal edilmiş olması her zaman idarenin sorumluluğunu gerektirmeyebilir. Örnek olarak, Anayasa Mahkemesi’nin öğretim elemanlarına Devlet memurları kanunu hükümlerinin uygulanmayacağına hükmetmesi ve bu doğrultuda 2547 sayılı Kanunun ilgili maddelerini iptal etmesi durumunda, Anayasa Mahkemesi kararından önce verilen disiplin cezaları da idare mahkemelerinde hukuka aykırı bulunarak iptal edilmeye başlanmıştır. Bu durumda, mevcut kanuna uygun olarak tesis edilen bir işlemin, iptal edildiğinden dolayı idarenin sorumluluğuna hükmedilemez.

Dolayısıyla, iptal davası sonucunda açılan tam yargı davasında, somut olay değerlendirilerek idarenin kusuru olup olmadığı ve kusursuz sorumluluk durumlarının varlığı incelenecektir.

İptal davası açılmadan doğrudan tam yargı davası açıldığında, mahkeme işlemin hukuka uygun olup olmadığını inceleyecek midir? Uygulamada, idare mahkemesi, önce tam yargı davası açılması gerektiği gerekçesiyle bu tür davaları reddetmektedir. Ancak Danıştay 8. Dairesi, 12. madde ile doğrudan doğruya tam yargı davası açılabilmesine olanak tanındığını vurgulayarak, bu kararı hukuka aykırı bulmuştur. Gerçekten de İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde iptal ve tam yargı davalarının birlikte açılabileceği veya önce iptal davasının açılarak sonuçlandırılmasından sonra tam yargı davasının açılabileceği düzenlenmiştir. Bu kural, idari işlemlerden kaynaklanan zararlardan dolayı doğrudan doğruya tam yargı davası açılmayacağı anlamına gelmez.

Bir işlemin iptali talep edilmemişse, mahkeme işlemin hukuka aykırılığını tespit ederek, hizmet kusuru gerekçesiyle tazminata hükmedebilir. Ayrıca yukarıda açıklandığı gibi, işlem hukuka uygun olsa bile tazminat ödenmesine karar verilebilir. İşlem hukuka aykırı bulunmasına rağmen idarenin sorumluluğunun olmadığı da söylenebilir. Mahkeme, bu tür davalarında işlemin hukuka aykırılığını belirlese dahi taleple bağlı olarak, iptal kararı veremez.

İdarenin bir işlemden kaynaklanan tam yargı davasında ayrı bir dava süresi düzenlemeyen Kanunun 12. maddesi, genel dava süresine atıfta bulunmuştur. Buna göre, ilgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla, işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 günlük dava açma süresinde dava açabilirler. Ancak dava açmadan önce, daha önce belirtilen 11. madde gereğince, idareye başvurarak hak ihlaline yol açan işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını veya değiştirilmesini talep edebilirler. Bu başvuru, dava süresini durdurur ve idarenin açık veya zımni ret cevabından itibaren etkili olur.

İlgili kişi, önce iptal davası açarak, iptal davasının karara bağlanmasından sonra tam yargı davası açmayı tercih ederse, mahkeme kararının tebliğinden itibaren 60 günlük süre içinde idareye başvurma hakkı saklıdır. Aslında 11. maddeye atıf yapmak doğru değildir, çünkü iptal davası sonuçlandıktan sonra ilgili kişiler, idareden uğradıkları zararın tazminini talep etmek için 10. maddeye göre bir başvuruda bulunmaktadırlar. Kanundaki ifadeyle, idari dava konusu olan bir işlemin iptali veya geri alınması için üst makama yapılan bir başvuru olarak nitelendirmek zordur. Ancak önemli olan, kanunun ilgililere idareye başvuru hakkı tanımış olmasıdır. İlgililer, iptal davasının sonucunun tebliğinden itibaren zararlarının tazmini için idareye başvurabilirler.

İYUK’un 12. maddesi, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararların tazmini için, uygulama tarihinden itibaren altmış günlük süre içinde dava açma imkânı sağlamaktadır. Kanun, bu durumda da ilgililerin, 11. madde uyarınca idareye başvurma hakkını saklı tutmuştur. İşlemin uygulanma tarihinden itibaren dava açma imkânı, hak ihlalinin işlemin uygulanması sırasında gerçekleşme olasılığına işaret etmektedir.

Bir idari işlemin yapılışı ile zarar doğurucu sonuçlar yaratan uygulaması farklı zamanlara denk gelmişse, ilgili kişi, uygulama tarihinden itibaren tam yargı davası açma hakkına sahip olacaktır. Aslında bu yorum, idari işlemin hak ihlaline yol açtığının, ilgili tarafından işlemin uygulanmasıyla anlaşıldığı durumlarda, ilgiliye dava hakkı tanımaktadır. Bireylerin idari işlemlerin sonuçlarını anlamama veya fark etmeme durumu mümkündür. 12. maddenin bu ifadesi, işlemin uygulanması sonucunda zarar gördüğünü fark eden kişilere dava açma hakkı tanımaktadır. Örneğin, ilgili kişi, Üniversite Yönetim Kurulunun kararının uygulanmasıyla zarar gördüğünü öğrenmektedir. İdari yargı uygulamasında, ilgilinin bu işlemden doğan zararların tazmini için, son uygulama tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde dava açması gerektiği önemle vurgulanmıştır.

Kesin ve güncel bilgilere ulaşmak için ilgili mevzuatı incelemek ve bir hukuk uzmanına danışmak önemlidir. Konu ile ilgili profesyonel bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

Tel: +90 216 349 44 85

GSM: +90 532 302 03 17

E-mail: [email protected]

Sitemizde yayınlamış olduğumuz güncel makalelere buradan da ulaşabilirsiniz. 

 

Önceki YazıSonraki Yazı

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim