Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Haksız rekabet; ticari yaşamda rakipler arasında dürüstlük kuralına aykırı şekilde her türlü haksız/hukuka aykırı yararlanmadır.

Haksız rekabet hükümleri, hem Türk Borçlar Kanunu’nda hem de Türk Ticaret Kanunu’nda ayrı ayrı düzenlenme imkânı bulmuştur. Türk Borçlar Kanunu’ndaki ilgili madde aşağıda belirtildiği şekildedir:

 “…Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararın giderilmesini isteyebilir. Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.”

Aynı durum Türk Ticaret Kanunu 54. Maddede ise şu şekilde tanımlanmıştır:

 “….Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır….”

Haksız Rekabet kanunda sayılmış ancak bu sayış tahdidi nitelikte değildir. Durum, hal ve ihlalin getirdiği her türlü durum haksız rekabet kapsamına sokulabilmektedir. Tekrar belirtmekte fayda var ki sınırlı olmamakla birlikte Türk Ticaret Kanunu madde 55’te haksız rekabetin başlıca örnekleri sayılmıştır. Bu maddeye göre;

-Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuku aykırı davranışlar,

-Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek,

-Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma,

-Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek,

-İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.

-Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.

 

Dikkat çekilmesi gereken noktalardan bir tanesi, Haksız rekabet kurumu Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği için mutlak ticari iş niteliğindedir ve mutlak ticari dava söz konusudur. Bu nedenle Ticaret Mahkemeleri yetkilidir.

Bir diğer dikkat çekilmesi gereken nokta ise Haksız rekabet fiili kusurlu ya da kusursuz olarak işlenebilir. Kusur unsuru tazminat davasında aranan şartlardandır. Ayrıca fail ve mağdur arasında rekabet ilişkisi olmak zorunda değildir. Yani tarafların illa tacir olmasına ve birbirleriyle rekabet halinde olmalarına gerek yoktur. Her ne kadar uygulamada bu tür durumlar ile nadiren karşılaşılsa da doktrin kapsamında bu yorumun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Haksız rekabet davasının sonucu haksız rekabete konu olan malı sadece ticari amaçla elinde bulunduranları ilgilendirmez. Dahası bu malı kişisel nedenlerle elinde bulunduran kişiler hariç herkesi ilgilendirmektedir.

 

ZAMANAŞIMI

Haksız fiilin öğrenildiği tarihten itibaren1 yıl ve her halde genel zamanaşımı süresi ise 3 yıldır. Haksız rekabet fiili aynı zamanda Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.

Haksız fiil devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz. Son temadi eden eylemin bitişi ile süre başlar.

Tüzel kişiler konusunda failin belirlenmesi hakkında ise bilindiği üzere cezai sorumluluk tüzel kişi adına hareket eden organın üyeleri veya organı bulunmayan diğer adi ortaklıklar için ortakları hakkında uygulanır.

 

HAKSIZ REKABET KONUSUNDA DAVACI OLABİLECEKLER

REKABET YÜZÜNDEN ZARAR GÖREN VEYA BÖYLE BİR TEHLİKE İLE KARŞILAŞAN KİŞİ (RAKİPLER, ŞARTLARI VARSA RAKİP OLMAYANLAR DAHİL)

  1. Tespit davası,
  2. Önleme-Men davası,
  3. Maddi durumun ortadan kaldırılması davası,
  4. Malların imhası talebi,
  5. Kusur varsa ve zarar görülmüşse maddi tazminat davası, Türk Borçlar Kanunu Madde 58 şartları varsa manevi tazminat davası açılabilecektir.

 

MÜŞTERİLER – ZARAR GÖREN VEYA ZARAR GÖRME TEHLİKESİYLE KARŞILAŞABİLECEK OLAN MÜŞTERİLER

Tespit davası, önleme-men davası, maddi durumun düzeltilmesi davası, “kusur ve zarar varsa” maddi tazminat ve manevi tazminat davası açabilir. Önemli olan ve dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise müşteriler haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların veya malların imhasını isteyemezler.

 

MESLEKİ- EKONOMİK BİRLİKLER

Tespit davası, men etme davası, maddi durumun düzeltilmesi davası ve malların imhası davası açılabilirler. Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise mesleki, ekonomik birlikler maddi ve manevi tazminat davası açamazlar.

 

DAVALI OLABİLECEKLER

  1. Fail– yani haksız rekabet fiilini işleyen kimseye karşı yukarıda anılı tüm davalar açılabilir.
  2. İstihdam Eden- istihdam eden tazminat davalarında kusursuz olduğunu kanıtlarsa sorumluluktan kurtulabilir. Diğer davalarda ise kusursuz olduğunu ispat etse dahi sorumluluğu devam edecektir.
  3. Basın, Yayın, İletişim ve Bilişim Kuruluşları- Haksız rekabet yazı organları aracılığıyla işlenmişse yazı işleri müdürüne; şayet haksız rekabet yayın aracılığıyla gerçekleştirilmişse genel yayın yönetmenine; haksız rekabet bir program aracılığıyla gerçekleştirilmişse program yapımcısına; Haksız rekabet bir ilan şeklinde gerçekleşmişse ilan servisi şefine şayet bunlar gösterilemiyor veya bulunamıyorsa işletme sahibi aleyhine programsa program yapımcısına ilan ise ilan servisi şefine bunlar gösterilmiyor bulunamıyorsa işletme sahibinin aleyhine. Dikkat edilmesi gereken son husus ise hizmet sağlayıcılar haksız rekabet fiilinden sorumlu tutulamazlar.

 

İŞÇİNİN REKABET YASAĞINA UYMAMASI DURUMUNDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Yukarıda belirttiğimiz üzere haksız rekabet kurumu Türk Ticaret Kanun’unda tanımlanmış olup mutlak ticari iştir. Dolayısıyla görevli mahkeme Ticaret Mahkemeleridir. Ancak diğer tarafta ise Kanunumuz “İşçiyi ve İşçi Haklarını “korumak üzere İş Mahkemelerinin kurulmasına karar vermiş ve işçinin taraf olduğu davaların büyük bir çoğunluğunda İş Mahkemesini görevli kılmıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/10473 E., 2021/15963 K. Sayılı kararında verdiği kararla bu durumu açıklığa kavuşturmuştur. İşbu karara göre:

“…Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır.
Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır…”

 

 

Haksız rekabet konusunda veya hukukun diğer alanlarında destek almak için tarafımızla iletişime geçebilirsiniz.

whatsappdestek iletişim iletişim