Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Güveni Kötüye Kullanma Suçu

 

TCK Madde 155

(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

 

Başkasına ait olup da muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, bu suçu işlemiş olur. Örneğin (A) tamir için arabasını (B)’ye bırakmış olsun. (B) bu arabayı çalarsa veya arabadan bir parçayı alır ve birine satarsa, güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olacaktır.

Güveni kötüye kullanma, seçimlik hareketli bir suç tipidir. Suç, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak veya bu devir olgusunu inkar etmek suretiyle işlenebilir.

Güveni kötüye kullanma, ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suçta yararın elde edilmesi şart değildir.

Güveni kötüye kullanma suçunda mağdur mala malik olan kişidir. Suçun konusunu taşınır veya taşınmaz mal oluşturabilir.

Zilyetliği devredilen malın içinde bulunan şeylerin alınması da güveni kötüye kullanma suçunun oluşumuna sebebiyet verir.

Güveni kötüye kullanma suçunun gerçekleşmesi için failin mala bağımsız zilyet olması gerekmektedir. Fail malı fiili hakimiyetinde bulundurmuyor ve zilyet yardımcısıysa, güveni kötüye kullanma suçu oluşmayacaktır. Mal sahibi mal üzerinde fiili egemenliğini koruyor olmamalıdır. Malı denetlemiyor ve gözetim altında tutmuyor olmalıdır. Eğer mal sahibinin mal üzerindeki fiili egemenliği hala devam ediyorsa, bu durumda hırsızlık suçu oluşacaktır. Çünkü fail, bağımsız zilyet kılınmamıştır. Örneğin, havaalanında çalışan görevli yolcunun valizini taşırken (yolcunun gözetiminde) birden ortadan kaybolursa hırsızlık suçu meydana gelecektir. Çünkü mala bağımsız zilyet kılınmamıştır fail. Ancak bagaj emanet edildikten sonra çalınırsa, güveni kötüye kullanma suçu gündeme gelecektir.

Güveni kötüye kullanma suçunda fail malın maliki olmadığı için, müşterek halinde bir mala malik olan kişiler arasında güveni kötüye kullanma suçu işlenemez. Ancak hırsızlık suçu gündeme gelebilir.

 

Güveni kötüye kullanma suçuna teşebbüs mümkündür. Suç, failin zilyetliği teslim edilen mal üzerinde devir amacı dışında tasarrufta bulunmasıyla veya devir olgusunu inkar etmesiyle tamamlanır.

Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satın alınmış eşya hakkında da güveni kötüye kullanma suçu işlenebilir. (Eşyanın üçüncü birine satılması durumunda)

 

HIRSIZLIKLA ARASINDAKİ FARK?

 

TCK Madde 141 – Hırsızlık

Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Burada dikkat edilmesi gereken, Güveni kötüye kullanma suçunda, hırsızlıktan farklı olarak kişi sahip olduğu malın zilyetliğini kendi rızasıyla devretmektedir. Ancak devralan, zilyetliğini devraldığı mal üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmaktadır. Yine hırsızlıktan farklı olarak fail ile mağdur arasında bir sözleşme ilişkisi vardır ve malın zilyetliği failde bulunmaktadır. Fail ise, mal üzerinde sözleşme ilişkisi ile bağdaşmayan bir tasarrufta bulunmaktadır.

Hırsızlık suçunda suçun konusu yalnızca taşınır mal oluşturuyorken, güveni kötüye kullanma suçunun konusunu taşınır veya taşınmaz mal oluşturabilir.

 

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ E. 2020/17599 K. 2021/20497 T. 2.12.2021

“…Sanığın müştekinin işyerinde kasadan sorumlu kasiyer olarak çalıştığı ve kendisine bizzat teslim edilmeyen sigaraları değişik zamanlarda çalması şeklinde gerçekleşen olayda, eylemin TCK’nın 142/1-b ve 43. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu ve hırsızlık suçundan ek savunma hakkı tanınıp hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması… bozmayı gerektirmiştir…”

 

 

ZİMMET SUÇUYLA ARASINDAKİ FARK?

 

TCK Madde 247- Zimmet

(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.

 

Güveni kötüye kullanma, zimmet suçundan da farklıdır. Zimmet suçu yalnızca kamu görevlileri tarafından muhafaza ve gözetmek üzere kendilerine zilyetliği devredilmiş mal üzerinde işlenebilirken, güveni kötüye kullanma herkes tarafından işlenebilir.

Yine zimmet suçunda söz konusu malın zilyetliği faile kamu görevi dolayısıyla devredilmektedir. Ancak güveni kötüye kullanma suçunda mal faile görevi nedeniyle devredilmemektedir. Kişiliğe duyulan güven sebebiyle devredilir.

 

 

DOLANDIRICILIK SUÇUYLA ARASINDAKİ FARK?

 

TCK Madde 157- Dolandırıcılık

Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

 

Güveni kötüye kullanma suçu, dolandırıcılık suçundan da farklıdır. Dolandırıcılık suçunda mağdur malı mağdurdan hileyle almaktayken, güveni kötüye kullanmada mağdur malı kendi özgür iradesiyle devretmektedir.

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2021/15211 K. 2021/11846 T. 8.12.2021

“…Şizofreni tanısı bulunan katılanın, Tekirdağ’daki babasından kalan arazisini satmak istediği ve arkadaşı olan sanıktan bu konuda yardım istediği, bunun üzerine sanık ile katılanın beraber Tekirdağ’a giderek arsayı bir emlakçıya 23.500 TL’ye sattıkları, katılanın paralar sende kalsın diyerek paraları sanığa verdiği, sanığın bir gün sonra para ile araç alacağını söylediği ve aldığı aracı kendi adına tescil ettirdiği, bir süre sonra bu araçla kaza yaptığı, katılanın geri kalan parayı sanıktan istemesi üzerine sanığın kazayı bahane ederek paranın aracın hasarı için harcanacağını söylediği, daha sonra da aracı tanık …’ya sattığı ve katılana herhangi bir şekilde yine para vermediği, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; … Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 02.03.2018 tarihli 475 Sayılı yazısında katılanın suç tarihi itibariyle olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini etkileyecek mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliğinin saptanmadığının belirtilmiş olması ve katılanın alınan beyanında arazi satışından elde edilen geliri muhafaza etmesi için kendi rızası ile sanığa verdiğini beyan etmiş olması karşısında, sanığın bahse konu olayda katılana yönelik herhangi bir hileli hareketinin olmaması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nin 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması…”

 

CEZAYI AĞIRLAŞTIRAN NEDEN- Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma

Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Bu durumda şikayet şartı aranmaksızın suç resen kovuşturulur.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim