Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Geçici Nedenler, Alkol ve Uyuşturucu Etkisinde Olma (TCK34)

 

TCK Madde 34

(1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.

(2) İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

 

Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez

Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisi etkisiyle suç işlenmesi durumu bir şahsi cezasızlık halidir. Bu şekilde suç işleyen kişinin kusur yeteneği söz konusu değildir. Bu nedenle cezai sorumluluğu da yoktur.

Ancak kişi iradi olarak alkol veya uyuşturucu almışsa yahut kendi eliyle iradesini kaybetmişse bu durum bir şahsi cezasızlık sebebi değildir. Bu durumda suç işleyen kişi, suçun tüm sonuçlarından sorumludur. Uyuşturucu madde bağımlılığı da yine şahsi cezasızlık sebebi değildir. Kişi, kendi iradesiyle uyuşturucuyu almaktadır. Ancak kişi akıl hastalığı seviyesinde bir bağımlılığa sahip olabilir. Bu durumda ayırt etme gücü artık kalmamışsa kişi bu şahsi cezasızlık sebebinden yararlanabilecektir. Bu gibi durumlarda ceza ehliyetinin tespiti ancak  doktor raporuyla sağlanabilecektir.

 

YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ E. 2015/7898 K. 2015/30649 T. 3.11.2015

 

“…Suç tarihinde acil yardım talebinde bulunan sanığın ambulansa alındığı, tedavisine başlandığında sanığın önceden aldığı alkolün etkisiyle ambulans içindeki cihazlara görgü tespit tutanağında belirtildiği gibi zarar verdiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda, TCK’nın 34/2 maddesindeki “iradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükmü de dikkate alındığında, olay günü alkollü olan ve tedavi amacıyla alındığı Sağlık Bakanlığının 112 Acil Servisine ait ambulanstaki defibilatör cihazının kablolarını kopartarak zarar veren sanığın, sabit olan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “aşırı alkollü olan sanığın suç kastı ile hareket etmediğinden” bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi…”

 

 

YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ E. 2020/877 K. 2021/10327 T. 10.6.2021

 

“…Sanığın suç tarihi itibarıyla ve halen 5237 Sayılı TCK’nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından; tüm tahkikat dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek, Gözlem İhtisas Dairesinde müşahede altına aldırıldıktan sonra düzenlenecek raporla birlikte Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kuruluna gönderilmesi, suç tarihinde işlediği “Kasten öldürmeye teşebbüs” fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğine etki edecek şekilde akıl hastalığının bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılması, Gözlem İhtisas Dairesinin raporu ile 4. İhtisas Kurulunun raporları arasında çelişki mevcut olması halinde, sanığın Adli Tıp Üst Kuruluna gönderilmesi, muayenesi de yapılarak rapor aldırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, 25/01/2016 tarihli Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından “Kasten yaralama” suçu yönünden düzenlenen ve TCK’nin 34. maddesi hükmü gözetilmeden, iradi madde kullanıma bağlı psikotik bozukluk gerekçe gösterilerek, sanığın cezai ehliyeti bulunmadığına dair yetersiz rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması…

 

***Kişi gerçekleştirdiği fiilin hukuki olarak anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını buna göre yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinçli olmadan girmişse kişinin artık kusur yeteneğinden bahsedilemez.

Ancak kişi iradesini ve yönlendirme yeteneğini kaybetmesine kendisi sebebiyet vermemiş olabilir. Örneğin, kimyasal üretilen bir yerde çalışan kişi, bu kimyasalın etkisiyle algılama ve yönlendirme yeteneğini kaybetmiş olabilir. Yine aynı şekilde kişinin içeceğine uyuşturucu madde atılması halinde veya farkında olmadan uyuşturucu kullanması veya zorla alkol/uyuşturucu aldırılan kişinin yaşadığı bilinç kaybı sebebiyle gerçekleştirdiği fiillerden sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.  Ancak dikkat etmek gerekir ki, geçici bir neden olarak istemeyerek alkol veya uyuşturucu madde alınması durumunda failin taksirinin dahi olmaması gerekir.

Yine uyku halinde (kadının bebeğinin üstüne yatıp ölümüne sebebiyet vermesi gibi) gerçekleştirilen suç niteliğindeki fiillerden sorumluluk söz konusu değildir. Yine hipnotize edilmiş kişinin de kusur yeteneği söz konusu olmadığından ve kastı bulunamayacağından sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.

 

GEÇİCİ NEDENLER, ALKOL VEYA UYUŞTURUCU ETKİSİNDE OLMA DURUMUNDA VERİLECEK KARAR

 

Geçici bir nedenle veya alkol/uyuşturucu etkisinde olma durumunda kişinin kusur yeteneği söz konusu değildir. Kusur yeteneği bulunmayan kişilerin işledikleri fiiller kapsamında cezalandırılabilmeleri mümkün değildir. CMK Madde 223/3-a’ya göre bu durumda fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecektir. Ancak bu kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanacaktır.

 

CMK Madde 223

(3) Sanık hakkında;

  1. a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
  2. b) Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  3. c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  4. d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi,

Hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

 

 

YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ E. 2015/18 K. 2015/3870 T. 16.6.2015

 

“…Sanık … kocası askerde iken, … isimli bir başka kişi ile yaşamaya başlamış, ondan hamile kalmış, daha sonra kocası sanık … ile barışmış, tekrar resmi nikahlı kocasının evine dönmüş, başkasından hamile kaldığını ona anlatmış, kocası …, bebeği kabulleneceğini söylemesine rağmen sanık … bebeği doğurmak istememiş, hatta bebeğini düşürmek için ağırlık kaldırma ve ilaç kullanma gibi yöntemlere başvurmuşsa da bebek düşmemiştir. Sanık … olay günü sabaha karşı sancılandığını, tuvalete gittiğinde bebeğin birden düştüğünü, baktığında canlı olmadığını gördüğünü söylemişse de, İstanbul Adli Tıp 1.İhtisas Kurulunun 22.05.2013 tarihli raporunda bebeğin miadında ve canlı olarak doğduğu, ancak göbek bağının koparıldığı, daha sonra bağlanmadığından kan kaybı ve soğuk nedeniyle öldüğü anlaşılmıştır. TCK’nun 34. maddesinde sözü edilen “geçici bir nedenle” tanımına, gebelik sonrası ortaya çıkan psikozların neden olup olmayacağının tespiti açısından, sanık …’un bu yönden adli tıpça muayenesinin sağlanarak, alınacak rapora göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve taddiri gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile sanıklar …, … ve suça sürüklenen çocuk…’in mahkumiyetlerine karar verilmesi…”

 

 

YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ E. 2010/25993 K. 2011/6572 T. 3.5.2011

 

“…Sanığın, uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia etmesi ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği’nin 24.10.2007 tarihli yazısında “Karışık madde kullanımı + Antisosyal Kişilik Bozukluğu” tanısıyla olay öncesinde anılan hastanede tedavi gördüğünün belirtilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 32 ve 34. maddeleri ışığında, sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılıp, yöntemince raporla saptandıktan sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması…”

 

 

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2013/9811 K. 2014/32842 T. 13.11.2014

 

“…Suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda “madde bağımlısı olduğu, ruhsal bozukluklarının ve madde kullanımının etkisi ile yaptığı davranışlarının uzun vadeli sonuçlarını hesaplamadan suçlu davranışları içerisinde bulunduğu”, Muğla Devlet Hastanesi’nin 20/04/2010 tarihli raporunda ise depresyon ve madde kullanımı bozukluğu tanılarıyla psikiyatri bölümünde yatarak tedavi gördüğünün belirtilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32 ve 34. maddeleri uyarınca “akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi…”

 

 

 

# Geçici Nedenler, Alkol ve Uyuşturucu Etkisinde Olma (TCK34) Geçici Nedenler, Alkol ve Uyuşturucu Etkisinde Olma (TCK34)

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim