Bir kimsenin, taşınmazın malikinin izni/rızası olmadan bu taşınmazı işgal etmesi ya da henüz boşaltılmamış yahut sair suretle boşalmış damlı bir yapıya yine kendiliğinden girmesi durumu fuzuli işgaldir. Kusurlu olup olmadığına bakılmadan, bir malın zilyetliğini, yetkili İdarenin izni, sahibinin rızası veya muvafakati dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişilere ise fuzuli şagil denilmektedir.
Bir taşınmazın bu şekilde işgal edilmesi durumunda, taşınmaza yapılan bu müdahalenin yapıldığının öğrenilmesinden itibaren 60 gün içerisinde yetkili idari makama başvurulabilir. Ancak yetkili makama başvuru müdahalenin gerçekleşmesinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra yapılamaz! Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliği’nin 16.maddesinde yetkili idari makamlar şu şekilde belirlenmiştir;
“Taşınmaz malın merkez ilçesi sınırları içinde bulunması halinde vali veya görevlendireceği vali yardımcısı, ilçelerde bulunması halinde ise kaymakamlar tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar vermeye yetkilidirler. Vali, bu yetkisini vali yardımcılarından ancak birine devredebilir. Valinin bu konuda vali yardımcısına yetki vermesi, gerek gördüğünde bizzat karar vermesine engel değildir. Valinin yetkisini devretmesi halinde durum vali yardımcıları arasında yapılacak görev bölümünde belirtilir.”
Böyle bir durum karşısında başvurulacak diğer bir yol da, işgal sebebiyle fuzuli şagile karşı herhangi bir ihtar yapılmasına gerek olmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açmaktır.
Ayrıca daha önce başka bir yazımızda da belirttiğimiz üzere bu durumda geriye dönük 5 yıl için ecrimisil tazminatı da talep edilebilir. Ecrimisil geçmişe ilişkin alınan işgal tazminatı olup fuzuli şagile tapuya ilişkin bir hak sağlamaz!
Türk Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenen alt kiracılık durumlarında; daha önceki kiracı taşınmazı alt kiraya verdiyse ve artık kiracı değilse veya kira sözleşmesinde kararlaştırılanın aksine bir alt kira durumu mevcutsa alt kiracı fuzuli şagil olmaktadır. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin E.2017/5282, K. 2017/16600, T. 28/11/2017 “..Davacının dayandığı ve davaya konu taşınmaza ait kira sözleşmesi 05.07.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, kiraya veren davacılar ile kiracı dava dışı …arasında düzenlenmiştir. Sözleşmenin hususi şartlar 5. Maddesinde kiracının kiralananı kısmen veya tamamen devir veya ciro edemeyeceği kararlaştırılmış olup bu hüküm tarafları bağlar.. Kira bedellerinin davalı tarafından davacıların banka hesabına ödenmesi de davacının sözleşmenin devrine onay verdiğini göstermez.. Bu sebeple kira ilişkisinin davalıya devredildiğinden bahsedilemeyeceği için davalının fuzuli şagil olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, kiralananın, sözleşmedeki devir yasağına rağmen davalıya devredildiğinin anlaşılması karşısında Mahkemece fuzuli işgalci durumunda bulunan davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir..” hükmü ile kira sözleşmesinin aksine kurulan alt kiracılık durumunda alt kiracının fuzuli şagil olduğu tespit edilmiştir.
Sahip olduğunuz konut, işyeri gibi taşınmazlarınıza ilişkin haksız bir işgalin varlığı halinde gerekli hukuki yollara başvurarak bu saldırıyı ortadan kaldırabilir, aynı zamanda bu nedenle uğradığınız zararlarınızı tazmin edebilirsiniz. Yaşadığınız hak kayıplarının giderileceği bu sürecin en kısa sürede ve verimli şekilde sonuçlanması için Avukat aracılığıyla takip etmeniz yararınıza olacaktır. Konuyla ilgili bilgi almak için bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.