Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Günümüz modern dünyasında evlilik sözleşmesi evlilik sırasında ve boşanma veya ölüm hali gibi evlilik sonrası durumunda kişilerin mal varlıkları üzerindeki tasarruf yetkilerinin sınırlarını belirlemek için çokça tercih edilmeye başlanmıştır. Evlilik sözleşmesiyle taraflar bir mal rejimi belirlemektedir yani kişilerin mal varlıkları üzerindeki tasarruf yetkilerini düzenleyen bir takım hukuk kuralları konulmaktadır. Mal rejimi sözleşmeleri noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Türk Medeni Kanunu’nda edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı ve mal ortaklığı olarak farklı mal rejimleri öngörülmüştür.

  • Mal Ayrılığı Rejimi

Eski medeni kanununa göre yasal mal rejimi mal ayrılığı rejimidir. Mal ayrılığı rejimiyle eşler birbirlerinden mal varlığı yönünden bağımsızdır; evlilik öncesinde kazanılan mallar eşlerin olduğu gibi evlilik sırasında kazanılan mallarda yine aynı şekilde kazanılma şekline bakılmaksızın kazanan eşin olacaktır. Her bir eş kendi malvarlığından ve borçlarından sorumludur. Ancak evlilik birliğini temsilen yapılan borçlanmalardan dolayı eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumludur. Ailenin sürekli olmayan bir işinden dolayı diğer eşin rızası alınmışsa, aile mahkemesi hakiminden izin alınmışsa ya da istisnai bir hal mevcutsa eşin tek başına yaptığı işlemden yine müteselsilen sorumludurlar.

Bu rejim eşlerden her birinin yasal sınırlar içerisinde kendi mal varlığı üzerinde mülkiyet, yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına bizzat sahip bulunması temeline dayanır. (TMK m.242) Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden eş bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Mal ayrılığı rejiminde gerçek anlamda bir tasfiyeden söz etmek de mümkün değildir, ancak sınırlı olarak da olsa paylı mülkiyet yönünden tasfiye işlemi yapılacaktır. Bu mal rejiminde katılma alacağı, değer artış payı, denkleştirme işlemi söz konusu değildir. Değinilmesi gereken mal arılığı rejimiyle ilgili diğer bir nokta ise evliliğin ölüm ile sona ermesidir. Bu durumda sağ kalan eş, ölen eşin terekesi üzerinde miras hakkına sahip olacaktır!

Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi kendisini mal ayrılığı rejiminden evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte göstermektedir. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi seçildiğinde tasfiye sürecinde;

-Her eş diğer eşte bulunan malını geri alır.

-Eşler bir mala paylı olarak malik iseler malın kendisine verilmesinde üstün yarar olduğunu ispat eden eş diğer eşin payını ödeyerek malın kendisine verilmesini isteme hakkına sahiptir.

-Her eş diğer eşe ait paylaşma dışı mala katkı sağlamışsa (malın iyileştirilmesi, korunması vb.) katkısına karşılık gelen bedeli diğer eşten talep edebilir.

-Evlilik birliğinin ortak kullanımında olan mallar ve yatırımlar eşler arasında eşit olarak paylaştırılır.

  • Mal Ortaklığı Rejimi

Bu mal rejiminde kocanın kişisel malları, kadının kişisel malları ve ortak mallar olmak üzere üç çeşit mal vardır. Mal rejimi sözleşmesinde belirtilen mallar, sadece bir eşin kişisel kullanımına ayrılmış olan mallar ve kişilerin karşılıksız kazandırmaları kişisel mal olarak kabul edilir. Bunlar haricinde kalan mallar ve gelirler ortak maldır. Ortak mal üzerinde her bir eş aynı oranda söz hakkına sahiptir. Kişisel mallar üzerinde her bir eşin tıpkı mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi yasal sınırlar içerisinde tasarruf etme ve yönetme hakkına sahiptir. Ortak mallar üzerinde ise evlilik birliğinin yararına olacak şekilde olağan işlemlerde her eş tasarrufta bulunabilirken olağan dışı işlemlerde eşler ya birlikte hareket etmelidir ya da diğer eşin rızası alınmalıdır.

Kanunda sınırlı sayı ilkesine bağlı olarak bildirilen borçlardan eşler hem kişisel malvarlığıyla hem de ortaklık mallarıyla sorumludurlar;

– Evlilik birliğini temsil veya ortaklık mallarını yönetme yetkisine dayanarak yapılan borçlar

– Ortaklık mallarını veya ortaklık mallarına giren gelirleri kullanarak bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yapılan borçlar

– Diğer eş için de kişisel sorumluluk doğuran borçlar

– Kişisel mal yanında ortaklık mallarının da sorumlu olacağı hususunda eşlerin üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlar.

Mal rejimini sona ermesinden tasfiye sırasında, eşlerden birinin kişisel mallarına ilişkin borcu eğer ortaklık malından ödenmişse ya da tam tersi olmuşsa bu tasfiye sırasında bu ödemeler denkleştirme olarak istenebilir. Borçlar belirlenirken her borç, ilişkisinin bulunduğu mal kesimini ilgilendirir. Her bir eş kişisel malını aldıktan sonra kalan ortak mallar eşler arasında yarı yarıya paylaştırılır. Mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi sağ kalan eş, ölen eşin terekesi üzerinde miras hakkına sahip olacaktır.

  • Edinilmiş Mallara Katılma

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu ile birlikte kanunun yürürlük tarihinden sonra başlayan evliliklerde edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Eşler herhangi bir mal rejimi seçmedikleri sürece bu rejime tabi olacaklardır. Bu tarihten önce başlayan evliliklerde eşler kanunun yürürlük tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde herhangi bir farklı mal rejimi seçmemeleri durumunda 1 Ocak 2002 tarihine kadar eski mal rejimine, bu tarihten sonra yeni edinilmiş mallara katılma mal rejimine tabi olacaktır.

Evlilik süresince bu mal rejimi devam ederken, karşılığını vererek elde edilmiş olan mal varlığı değerleri edinilmiş mallardır. Bu mal rejiminde somut olarak eşlerden biri herhangi bir katkısı bulunmasa dahi evlilik süresince elde edilen edinilmiş mallar üzerinde diğer eşe alacak talep etme hakkına sahiptir. Kanunda edinilmiş mallar örnek olarak şu şekilde sayılmıştır;

  • Çalışma karşılığı olan edinimler(maaş..)
  • Sosyal güvenlik veya soysa yardım kurumu ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler(emeklilik ikramiyesi..)
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
  • Kişiler malların gelirleri(kişisel mal olan taşınmazın kirası..)
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerler(maaşla alınan yeni bir mal..)

Kime ait olduğu belirlenemeyen mallar da edinilmiş mal olarak kabul edilir. Edinilmiş mallar bu şekilde tespit edildikten sonra kanunda ayrıca kişisel malların da neler olduğu düzenlenmiştir. Buna göre kanunda sınırlı sayıda belirtilmiş olan kişisel mallar şunlardır;

  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla yada  bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri
  • Manevi tazminat alacakları
  • Kişisel mallar yerine geçen değerler

Bunun dışında eşler mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilir! Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden taraf bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür!

Her eş ve mirasçıları, mal rejimi sona erdiğinde diğer eşe ait artık değerin(edinilmiş mal olarak kabul edilen malın değerinden o mala ilişkin borç çıkarıldıktan sonra kalan değer) yarısı üzerinde hak sahibi olur! Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışı payından vazgeçebilir veya pay oranını değiştirebilir. Ancak TMK m.236/2 hükmüne göre zina veya hayata kast sebebiyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Yargıtay uygulamalarında evliliğin boşanma ile sonuçlanması durumunda artık değere katılma alacağı davalarında dava zamanaşımının 1yıl, evlilik birliğinin ölüm ile sona ermesi halinde ise dava zamanaşımının 10 yıl olduğu kabul edilmektedir. Artık değere katılma alacağını tasfiyeyi isteyen taraf para olarak talep edebilir ancak borçlu para dışında mal ile de ödeme yapabilir. Artık değere katılma alacağı, edinilmiş malların tasfiye tarihindeki değerine göre belirlenmekte olup, bu değer davanın karar tarihine göre hesaplanır.

Edinilmiş mallara katılma mal rejiminde tasfiyede önem arz eden bir husus “değer artış payı alacağı”dır. TMK m.227’ye göre eşlerden birinin diğer eşe ait kişisel bir malın edinilmesine, korunmasına, iyileştirilmesine hiç veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahiptir. Nakit olarak katkı yapılmışsa bu katkının kaynağı gösterilmeli,  çalışma yoluyla katkı yapılmışsa evlilik birliğinin gerektirdiği normal çalışma ve yardımlaşmanın üzerinde bir katkı olmalıdır. Katkıda bulunduğunu iddia eden eşin katkısının türü, miktarı ve gerçekliğinin araştırılması gerekmektedir. Değer artış payının belirlenmesinde eşin yaptığı katkının malın tüm değerine oranına bakılır. Değer artık payı malın tasfiye sırasındaki değerine göre belirlenir, şayet malda değer kaybı olmuşsa katkının başlangıcındaki değer esas alınacaktır(Yargıtay 8.HD 2015/6860 E. 2015/19582 K.  3.11.2015)

Ayrıca TMK m.229’da eklenecek değerlerden bahsedilmiştir. Bu hükme göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ve bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler edinilmiş mallara dahil edilir.

Mal rejiminin başlangıcından sona ermesine kadar, bir mal grubuna ait olan bir borcun diğer mal varlığı grubundan ödenmiş olması halinde tasfiye anında denkleştirme istenebilir. Denkleştirme yapıldığında eşin edinilmiş malından ya da mallarından  kişisel mallarına yaptığı ödeme oranında denkleştirme onun edinilmiş malı olarak aktifine eklenecek ve bu şekilde diğer eşin zarar görmesi engellenecektir.

Boşanma sürecini takiben yapılan tasfiye işlemleri oldukça önem arz etmektedir. Bu dönemde hak kaybı yaşamamak adına konusunda uzman bir avukattan yardım almanız yararınıza olacaktır. Konuyla ilgili her zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim