Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Tüketicinin elektrik faturalarına itiraz hakkı olarak tedarik şirketine 1 yıl içinde itiraz etme hakkına sahip olduğu kanunla düzenleme altına alınmıştır.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir. Söz konusu kanunun 52. Maddesine göre de ‘’(1) Abonelik sözleşmesi, tüketicinin, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir.’’ (2) Yazılı veya mesafeli olarak kurulan bu sözleşmelerin bir nüshasının kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilmesi zorunludur.’’

Tüketici sözleşmeleri farkında dahi olmadan gündelik hayatımızda en fazla akdettiğimiz sözleşme tipidir. Ekmek alırken bile tüketici işlemi çerçevesinde bir akit kurarız. Bu kapsamda elektrik, su, internet kullanımı kapsamında imza attığımız abonelik sözleşmelerinde de tüketici konumumuzu korumaktayız.

6502 Sayılı Kanun çerçevesinde tüketiciyi koruyan pek çok düzenleme mevcuttur. Tüketici, tüketici sıfatıyla gerçekleştirdiği işlemlerde karşı taraftan daha korunmasızdır. Ticari veya mesleki saikler barındırmadan gündelik ve kişisel ihtiyaçlarına hizmet etmesi amacıyla kurduğu akitlerde, karşı taraf ticari veya mesleki bir kişilik olacağından, zayıf olan tüketicinin her anlamda korunması, 6502 sayılı kanunun yazılış amacıdır.

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde abonelik sözleşmeleri de birer tüketici işlemidir. Tüketiciler söz konusu sözleşmeyi akdederek 6502 sayılı kanun kapsamında bir işlem tesis etmektedirler.

Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’ne göre, tüketicinin belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan her türlü sözleşmeye “abonelik sözleşmesi” denilmektedir. Abonelik sözleşmeleri tüketicilerin elektrik, su, doğal gaz, iletişim, internet gibi birçok mal veya hizmeti edinebilmelerine imkân sağlamaktadır.

Makalemizin de konusunu oluşturduğu şekilde elektrik sözleşmeleri birer tüketici işlemi olmasının ve 6502 sayılı kanun kapsamında yer almasının yanı sıra, Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine de tabi oluşuyla pek çok mevzuat uyarınca düzenleme altına alınmıştır.

Enerji piyasası kanunu

MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.

İlgili makalemizde tüketicinin, Elektrik aboneliği sözleşmeleri kapsamında hizmet alırken yaşadığı birtakım problemleri ve bunlara ilişkin başvurabileceği hukuki çareleri ifade etmeye çalışacağız.

 

 

 

TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ

 

Tüketici işlemi niteliğinde olan söz konusu abonelik sözleşmelerinde, sözleşme kapsamında tüketicinin, yaşadığı olumsuzlukların giderilmesi için başvuracağı ilk yol 6502 sayılı TKHK kapsamında dava açmadan önce başvurmak zorunda olduğu zorunlu tahkim yoludur. Belirli bir parasal sınırın üzerindeki uyuşmazlıklarda bu yola başvurmak zorunda olmaksızın Tüketici Mahkemelerinde dava açmak suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi istenebilir. Söz konusu parasal sınır 2022 yılı için 15.430 TL’ye çıkarılmıştır.

 

GENEL İŞLEM KOŞULLARI

Akdin taraflarından birinin -ki bu çok büyük çoğunlukla daha güçlü olan taraftır.- önceden tek başına, maktu formatta standart tipte oluşturduğu sözleşmeler mevcuttur. Bu elektrik aboneliği sözleşmelerinde de sıklıkla uygulanmaktadır. İşte bu tek yanlı hazırlanan sözleşmelerin içerdiği hükümlere ‘genel işlem koşulu’ denilmektedir. Bu sözleşme tipleriyle özel nitelikli sözleşmelerde, sözleşme özgürlüğü kapsamında bulunması gereken güç dengesi hazırlayan taraf aleyhine bozulmaktadır. Türk Borçlar Kanunu 20 ve devamı maddelerinde bu husus düzenleme altına alınmıştır. İlgili hükümler, perakende satış sözleşmesi niteliğinde elektrik akitleri kapsamında da uygulama alanı bulmaktadır.

-Genel işlem koşulları

MADDE 20Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.

-Yazılmamış sayılma

MADDE 21Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.

-Yazılmamış sayılmanın sözleşmeye etkisi

MADDE 22Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda düzenleyen, yazılmamış sayılan koşullar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.

-Yorumlanması

MADDE 23- Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.

-Değiştirme yasağı

MADDE 24- Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede veya ayrı bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme getirme yetkisi veren kayıtlar yazılmamış sayılır.

-İçerik denetimi

MADDE 25Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/13539 E. sayılı içtihadıyla da bu hususun altı çizilmiş ve tüketici akitleri kapsamında genel işlem koşulları hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

“TBK’nın 25. maddesi gereğince, karşı taraf sözleşmeyi rızası ile imzalasa da, özellikle sözleşmeyi reddetme imkânının olmadığı, elektrik abonelik sözleşmesini başka bir dağıtım şirketiyle yapma olanağının bulunmadığı hâllerde genel işlem koşulları devreye girecektir.”

Öte yandan Elektrik Aboneliği Sözleşmesinin, yukarıda ifade ettiğimiz şekilde TKHK kapsamında yer alması dolayısıyla ilgili kanunun 5. Maddesinde yer alan haksız şartlar kapsamında da tüketici koruma altına alınmış olmaktadır. TKHK ile tüketici daha kapsamlı ve özel şekilde korunmaktadır.

Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar

MADDE 5- (1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.

(2) Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.

(3) Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez.

(4) Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.

(5) Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu madde hükümleri uygulanır.

 

ELEKTRİK PİYASASI TÜKETİCİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ

Söz konusu yönetmelik çerçevesinde de tüketiciyi koruma altına almaya yönelik hükümler söz konusudur. Yönetmeliğin 24. Maddesi düzenlemelerine göre tüketici, ilgili satış sözleşmesini herhangi bir gerekçe ileri sürmeden ve ceza koşulu ödemeden istediği zaman feshedebilecektir.

Serbest olmayan tüketici –elektrik enerjisi ve/veya kapasite alımlarını sadece, bölgesinde bulunduğu perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketi veya perakende satış şirketlerinden yapabilen gerçek veya tüzel kişi– ise elektronik imza ile veya görevli tedarik şirkete yazılı başvuruda bulunmak şartıyla feshedebilecektir.

Yine ilgili yönetmeliğin 29. Maddesinde de ‘‘ Perakende satış sözleşmesinin feshi veya sona ermesi veya eski sayacın ön ödemeli sayaçla değiştirilmesi durumunda güvence bedeli iade edilir ve iade işlemini gerçekleştirmek üzere tüketiciden kimlik bilgileri, güncel iletişim bilgileri ve tüketicinin iadenin elden yapılmasını tercih etmemesi halinde güvence bedelinin iade edileceği hesap bilgileri istenir.’’ denilmek suretiyle söz konusu şartların gerçekleşmesi halinde tüketicinin güvence bedelini talep hakkına sahip olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

TÜKETİCİNİN İTİRAZ HAKKI

Dağıtım Şirketine Başvuru:

Tüketicinin elektrik faturalarına itiraz hakkı, ilgili yönetmeliğin 36. maddesinde düzenlenmiştir.

 

Yönetmelik MADDE 36 – (1) Bu madde kapsamındaki hatalar; çarpan hatası, sayacın hatalı okunması ve tüketim miktarının hatalı hesaplanmasına bağlı dağıtım şirketi kaynaklı ya da yanlış tarife ile diğer bedellerin hatalı hesaplanmasına bağlı tedarikçi kaynaklı hatalardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir.

 

(2) Bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde tedarikçiye itiraz edilebilir.

 

İlgili düzenleme ışığında, tüketicinin fatura tutarının yüksek veya hatalı olduğunu düşünmesi durumunda söz konusu tedarik şirketine 1 yıl içinde talepte bulunarak elektrik faturalarına itiraz etme hakkına sahip olduğu düzenleme altına alınmıştır. Elektrik dağıtım şirketine bu kapsamda şikâyet, itiraz dilekçesi vermek suretiyle yapılır. Söz konusu elektrik faturalarına itiraz posta veya e-posta yoluyla da gerçekleştirilebilir. İlgili şirketin web siteleri üzerinden de itiraz kaydı oluşturulabilir. Söz konusu başvurular ise 15 gün içinde ilgili şirket tarafından sonuçlandırılır.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna başvuru: 

Başvurudan sonra söz konusu şirket, başvuru konusu hakkında 15 gün içerisinde herhangi bir işlem tesis etmez veya ilgili şirket tarafından gerçekleştirilen işlemin mevzuat hükümlerine aykırı olduğu kanısı söz konusuysa, gerekli bilgi ve belgelerle kuruma başvuru yapılır.

Bu kapsamda ilgili bakanlıklara veya CİMER’e yapılan tüketici şikayet/itirazlar veya talepler de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna yönlendirilecektir.

 

AYIPLI HİZMET

İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde belirtildiği üzere tüketicinin bedelini ödediği elektriği, yeterli, kaliteli ve düzenli şekilde kullanım hakkına sahiptir. Tüketici bu kapsamda bir zarara uğrarsa, bu zarar ayıplı hizmet kapsamında değerlendirilmektedir. Tüketiciler söz konusu zararı tespit ettirip ilgili dağıtım şirketine 10 iş günü içerisinde başvurarak zararının karşılanmasını talep edebilirler.

 

 

 

TÜKETİCİNİN YALNIZCA KULLANDIĞI HİZMET KAPSAMINDA SORUMLU OLMASI

Tüketici, aynı kullanım yerinde, kendisinden önce kullanım yapan tüketicilerin borçlarından sorumlu tutulamaz. Zira Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/4270 E. ve 2012/10486 K. sayılı içtihadında da ‘‘eski ve yeni tüketici şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Bu konu araştırılmadan hüküm kurulması eksik değerlendirme sayılacaktır.’’ ilgili husus açıklığa kavuşturulmuştur.

Yukarıda da belirtildiği üzere, tüketicinin faturalardan dolayı tedarik şirketine 1 yıl içinde itiraz etme hakkına sahip olduğu kanunla düzenleme altına alınmıştır.

Elektrik faturalarına itiraz etmek isteniyorsa başvuru mercii ve süresi önem arzetmektedir.

Bu sebeple, gelen fatura hakkında ki itirazların ilgili yerlere, yine belirtilen sürelerde itiraz edilmesi muhtemel hak kayıplarını önleyecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim