Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Borcu Sona Erdiren Sebepler

 

  1. İfa.

İfa sonucunda borçlanılan edim tam ve gereği gibi yerine getirilmektedir. Alacaklı bu şekilde tatmin edilir ve borç sona ermiş olur. İfa, borcun en doğal sona erme şeklidir. Asıl borç ifa ya da diğer şekillerde sona erdiği taktirde, ona bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. (rehin, ceza, kefalet, faiz gibi) Ancak işlemiş olan faiz veya ceza koşulu hakkı saklı tutulmadan ifa kabul edilmişse, artık faiz ve ceza koşulu kabul edilemez.

TBK MADDE 131

Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.

İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.

Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.

 

  1. İbra.

İbra, alacaklı ile borçlu arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile alacaklı hakkından vazgeçer ve borçlu da edimi yerine getirme borcundan kurtulur.

TBK MADDE 132

 Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.

  • Yukarıda bahsettiğimiz şekilde ibra bir sözleşmedir. İbranın söz konusu olabilmesi için iki tarafın da muvafakati zorunlu bir husustur. İbra, TBK kapsamında düzenleme altına alınan tipik bir sözleşme değildir.
  • Borcun tamamı hakkında ibra söz konusu olabileceği gibi bir kısmı hakkında da ibra söz konusu olabilir.
  • İbra bir tasarruf işlemidir. Dolayısıyla ibranın gerçekleşebilmesi için alacaklının, sözleşme konusu (alacağı) üzerinde bir tasarruf yetkisinin olması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse, alacaklı iflas etmişse borçluyu ibra edemeyecektir.
  • Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belirli bir şekle tabi tutulmuş olsa bile, ibra sözleşmesi herhangi bir geçerlilik şekline tabi değildir. Ancak hukuki bir ihtilaf söz konusu olduğunda ispatının sağlanabilmesi için ibranın yazılı bir akit şekilde yapılmasında fayda vardır.
  • İbra ile birlikte borç sona ereceğinden asıl borca bağlı yan haklar (kefalet, rehin gibi haklar) da sona erecektir. Ancak ibra edilen borç bir bağlı hak ise (kefalet gibi) asıl borç devam edecektir. Asıl borcun kaderini bu anlamda etkilemeyecektir.

***Ancak iş sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen bir ibra sözleşmesinin geçerliliği, işçinin korunması ilkesi uyarınca, Yargıtay içtihatlarınca belirli şartlara tabi kılınmıştır.

 

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2021/8214 K. 2021/12604 T. 22.9.2021

“…Somut olayda, davacı 2012 yılında tarım işçisi olduğu ve kıdem tazminatı hakkı bulunmadığı işverence beyan edilerek kendisine 5.600.00 TL ödeme yapıldığını belirtmiş, davalı taraf ise davacıya 2012 tarihinde yapılan fesihte 5.773.32 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının beyanı gereği dayanaktan yoksun yapılan ödemenin faiziyle işçilik alacaklarından mahsubu gerektiği yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece, davalı ibranamede 5773,32 TL davacıya ödeme yaptığını iddia etse de ibranamenin incelenmesi neticesinde ekinde herhangi bir banka makbuzunun sunulmadığı ayrıca davacının kıdem tazminatı talebinin reddedildiği yine yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ödemenin işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesi’nin yazılı olması ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az 1 aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın ve türünün miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığı ile yapılmasının şart olduğu ilkesi nedeniyle bu şartları taşımayan söz konusu belgeye itibar edilmediği ve mahsup yapılmadığı açıklanmıştır…”

 

  1. Yenileme (Tecdit)

TBK MADDE 133

Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur.

Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.

 

Yenileme, mevcut ve geçerli bir borcun tarafların açıkça anlaşmasıyla, yeni bir borç meydana getirilerek sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşmedir. Borç ilişkisinin konusu ve tarafları değiştirilmektedir.

***Yeni borcun doğumu herhangi bir geçerlilik şeklinde tabi kılınmışsa bu şekle uyulması zorunludur.

 

  • Yenilemenin söz konusu olabilmesi için geçerli bir borç söz konusu olmalıdır. Herhangi bir nedenle geçersiz hale gelmiş bir borcun yenilenmesi mümkün değildir. Ancak eksik borçlar, ifası mümkün olduğundan yenilemenin konusunu oluşturabilirler.
  • Meydana gelen yeni borç, geçerli olmalıdır. Yeni borcun geçerli olmadığı düzlemde eski borç sona ermeyecektir.
  • Tarafların yenileme konusunda açıkça anlaşması gereklidir. Bu doğrultuda zımni(örtülü) şekilde irade göstermek ile yenileme meydana gelmez.
  • Eski borcun sona ermesiyle yeni borcun doğumu arasında illiyet bağı söz konusu olmalıdır.

-Yenileme Sayılmayan Özel Haller:

**Mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak.

**Mevcut bir borç için yeni bir alacak senedi düzenlemek.

**Mevcut bir borç için yeni bir kefaletname düzenlemek.

Bu durumların aksi taraflarca açıkça kararlaştırılmasıysa yenileme sayılmazlar.

**Bir cari hesap sözleşmesi kapsamında alacağın cari hesaba geçirilmesi de yenileme değildir. Ancak hesap dönemi sonucunda ortaya çıkacak bakiyenin taraflarca kabul edilmesi yenileme sayılır.

 

  • Yenilemeyle birlikte eski borç ve diğer tüm bağlı haklar kural olarak sona erer. Ancak TBK 134/3 buna bir istisna getirmektedir:

Cari hesaplarda

MADDE 134

Çeşitli kalemlerin bir cari hesaba sadece kaydedilmiş olması, borcun yenilenmiş olduğu anlamına gelmez.

Ancak, hesabın kesilmiş ve hesap sonucu diğer tarafça kabul edilmiş olması durumunda, borç yenilenmiş olur.

Kalemlerden birinin güvencesi varsa, aksi kararlaştırılmadıkça, hesap kesilip sonucun kabul edilmiş olması, güvenceyi sona erdirmez.

 

  • Yenilemeyle birlikte yeni borç için yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Eski borç zamanında işlemiş olan zamanaşımı süreleri dikkate alınmaz. Eski alacak başka bir zamanaşımı süresine tabi olsa bile yeni alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi hale gelir.

 

  • Yenileme neticesinde ortaya çıkan borç eskisinden tamamen bağımsız ve yeni bir borç olduğu için eski borca ilişkin defi ve itirazlar yeni borç için ileri sürülemezler.

 

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/19-926 K. 2021/177 T. 2.3.2021

“…Burada hemen BK’nın 114. maddesiyle düzenleme altına alınan “tecdit-yenileme” kavramı ve şartları üzerinde durmakta yarar vardır. Yenileme, dar anlamda borcu sona erdiren sebeplerden biridir. Borcun yenilenmesi alacaklı ile borçlu arasında yapılacak bir sözleşme ile gerçekleşir. Bir borcun yerine yenisinin geçerek eski borcun sona erdirilmesi sözleşmesine yenileme sözleşmesi denir. Bu sözleşme tarafların önceki borç yerine yeni bir borcu geçirme iradelerinden oluşur. Borcun yenilenmesi için her şeyden önce taraflar arasında mevcut ve geçerli eski bir borç bulunması, borçlunun sözleşme ile yeni bir edim üstlenmesi (böylece yeni bir borcun doğması) ve tarafların eski borç yerine geçecek yeni bir borç kurma iradesine sahip olmaları gerekmektedir. Bahsedilen bu irade, yeni bir borç kurmak suretiyle eski borcu ortadan kaldırma, onu sona erdirme iradesidir. Borcun yenilenmesi karine olarak kabul edilemez. Yenileme, tarafların açık iradesine dayanmalıdır (Eren, 1293 vd.). Bu kuralı teyit eden BK’nın 114. maddesinin 2. fıkrasına (TBK m 133/2.) göre; mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Buna karşılık, tarafların kambiyo taahhüdünde bulunmak suretiyle eski borcun (asıl borç ilişkisinin) sona erdiği ve yenilemenin olduğu hususunda anlaşmış olmaları hâlinde kambiyo taahhüdü ifa yerine yapılmış sayılır ve borç yenilenmiş sayılır. Bu yenilemenin sonucu olarak da asıl borç ilişkisi ile ona bağlı teminatlar ortadan kalkar ve asıl borç ilişkinin yerine kambiyo ilişkisinden doğan borç geçer. Kural olarak, bu nitelikte bir anlaşma bulunmadığı veya durum şüpheli olduğu sürece yenilemeden söz edilemez…”

 

 

  1. Alacaklı ve Borçlu Sıfatlarının Birleşmesi

 

TBK MADDE 135

Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesiyle borç sona erer. Ancak, üçüncü kişilerin alacak üzerinde önceden mevcut olan hakları birleşmeden etkilenmez.

Birleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkarsa, borç varlığını sürdürür.

Taşınmaz rehni ve kıymetli evraka ilişkin özel hükümler saklıdır.

 

Alacaklılık ve borçluluk sıfatları tek bir kişide birleşirse borç ve ferileri sona erecektir. Bu kuralın iki istisnası söz konusudur:

-Taşınmaz rehni birleşme ile değil ancak terkinle ortadan kalkabilir.

-Kıymetli evrakta geriye ciro söz konusu olduğunda yaşanan sıfat birleşmesine rağmen borç sona ermemektedir.

  • Birleşme, hukuki bir işlem yoluyla gerçekleşebileceği gibi ölüm veya miras yoluyla da gerçekleşebilir.
  • Birleşme sonucu borç sona ermesine rağmen üçüncü kişiler lehine tesis edilen haklar devam ederler.
  • Birleşmeyi gerektiren sebep geçmişe etkili olarak ortadan kalkarsa, önceki borç yeniden doğar.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2018/5851 K. 2020/4297 T. 2.7.2020

“…Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, bir borçtaki alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişinin, aynı malvarlığı kesimi üzerinde bir araya gelmesi olup, borcu sona erdiren bir sebeptir. TBK’nın  135/1-1.cümlede bir kişinin aynı borcun hem alacaklısı hem de borçlusu olması durumunda borcun sona ereceği belirtilmiştir. Borç kavramı hukukî bir ilişkiyi ifade etmektedir. Bunun sonucu olarak bir borcun söz konusu olabilmesi için, en azından iki tarafın, hak sahibi olan alacaklının ve yükümlü olan borçlunun bulunması gereklidir. Bir kimsenin kendisine karşı hem alacaklı, hem de borçlu olması mümkün değildir. Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi için, alacak ve borcun aynı malvarlığı kesimine dâhil olması gereklidir. Çünkü alacağın ve borcun ancak aynı malvarlığı kesimi içerisinde birleştiği durumlarda sona ermeyi haklı gösterebilecek bir menfaatten söz edilebilir…”

 

 

  1. İfa İmkansızlığı

Burada bahsettiğimiz imkânsızlık türü, sonraki kusursuz imkansızlıktır ve borç sona erer.

TBK MADDE 136

Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.

Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.

 

TBK MADDE 137

Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.

 Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.

 

 

 

  1. Takas

Takas, iki kişinin karşılıklı ve aynı cinsten muaccel olan borçlarının, birbirini karşıladığı oranda taraflardan birinin tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmesidir.

 

TBK MADDE 139

İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.

Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.

Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.

 

 

# Borcu Sona Erdiren Sebepler Borcu Sona Erdiren Sebepler Borcu Sona Erdiren Sebepler Borcu Sona Erdiren Sebepler

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim