Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Satıcının satılan malda varlığını vaat ettiği vasıfların veya maldan beklenen lüzumlu vasıf ve özelliklerin bulunmaması halinde satılan mal ayıplıdır ve ayıptan sorumluluk gündeme gelir.

Lüzumlu Vasıfların Bulunmaması Şeklindeki Ayıp: Alıcının dürüstlük kuralı gereğince beklediği vasıfların satılanda bulunmaması ve satılanın kullanım amacı bakımından taşıması gereken vasıfları taşımaması durumudur. TBK Madde 219/1 de “…nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumludur.” şeklinde belirtilmiştir.

Vaat Edilen Vasıfların Bulunmaması Şeklindeki Ayıp: Vasıf vaadi, satıcının satılan şeyin olumlu vasıflara sahip olduğunu veya olumsuz niteliklerinin bulunmadığını bildirmesidir. Satıcının vaat ettiği vasıflar, maddi, ekonomik veya hukuki nitelikte olabilir.

Alıcı Ayıbı Bilmemelidir.TBK Madde 222 gereğince, alıcı, satılan malda var olan ayıpları daha önceden biliyorsa artık satıcı bundan sorumlu tutulamaz. Satıcı, olağan bir muayene ile anlaşılamayan ayıplardan, alıcıya güvence vermemiş olsa dahi sorumludur. Buna karşılık alıcının malı yeterince muayene etmesiyle anlaşılabilecek ayıplardan satıcının sorumlu olabilmesi için bu konuda alıcıya ayrıca güvence vermiş olması gerekir. Ayıbın bilinmesi kavramı, alıcının ayıbın kapsamı ve önemi hakkında bilgi sahibi olması şeklinde anlaşılmalıdır. Temsilci aracılığıyla yapılan satım sözleşmelerinde, sözleşmenin kuruluşu sırasında temsilcinin veya temsil olunan alıcının, ayıbı bilmesi satıcının sorumluluğunu ortadan kaldırır. Satıcının ayıptan dolayı sorumluluğunun doğabilmesi için ayıpların satıcı tarafından bilinmesi gerekmez. Satıcı, satılanın ayıplı olduğunu bilmese dahi sorumludur.

Ayıp malın alıcıya tesliminden önce mevcut olmalıdır. Satıcının ayıplardan sorumluğu taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anından önceki bir nedenden kaynaklanan ayıplara ilişkindir.

Borçlar kanununda 223. Maddede alıcının “gözden geçirme ve satıcıya bildirme yükümlülüğü” düzenlenmiştir: Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Türk Borçlar Kanunu’nun 223. Maddesine göre, adi satımda, olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılabilecek ayıplarda satıcının sorumlu tutulabilmesi için alıcının işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz malı muayene etmesi, ayıbın varlığı halinde, ayıbı uygun bir süre içinde satıcıya bildirmesi gerekir. Olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkacak bir ayıp yoksa satıcının sorumluluğuna gidilebilmesi için ayıp ortaya çıkar çıkmaz derhal, ayıp satıcıya bildirilmelidir.

Ticari satımlarda muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin olarak ise özel bir düzenleme getirilmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. (TTK Madde 23/1-c)

TTK Madde 23/1-c hükmüne göre, ticari satımlarda üç ayıp türü  ve ayıptan sorumluluk öngörülmüştür.

  1. Açıkça Belli Ayıplar
  2. Açıkça belli Olmayan Ayıplar
  3. Gizli Ayıplar

Maddi ve olağan bir muayene ile meydana çıkmayan ayıplar ise gizli ayıplardır. Örneğin, satılan aracın motorunda bulunan bir ayıp nedeniyle aracın birkaç ay kullanılması sonucu motorunun arızalanması. Bu tür ayıbın varlığı halinde alıcı, TTK Madde 23’ün TBK Madde 223’ e yaptığı atıf gereğince, ayıp ortaya çıkar çıkmaz ayıbı hemen satıcıya ihbar etmelidir. Teslim tarihi aynı zamanda zamanaşımı süresinin de başlangıç tarihidir. Gizli ayıplarda, gizli ayıp teslimden çok sonra ortaya çıksa bile zamanaşımı süresi yine teslimle başlar. Gerek muayene gerekse ihbar yükümlülüğüne ilişkin TBK ve TTK ile getirilen hükümler yedek hukuk kuralı niteliğindedir. Tarafların sözleşme ile aksini kararlaştırmaları mümkündür. Dolayısıyla tarafların ihbara ilişkin süreleri uzatmaları veya kısaltmaları mümkün olduğu gibi, taraflar ayıbın niteliğine göre yasal hükümlerden farklı bir düzenlemeyi de kabul edebilirler.

AYIP HALİNDE ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI

1.Sözleşmeden Dönme

Alıcı, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Sözleşmenin dönme ile sona ermesi halinde taraflar birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlü hale gelirler. Satılan, alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcının sözleşmeden dönme imkânı sona erer. Alıcı bu durumda sadece satılanın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini talep edebilir. TBK Madde 227/4 gereğince, alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir ve devamında ayıptan sorumluluk gündeme gelir.

  1. Satış Bedelinde Ayıp Oranında İndirim İsteme

Alıcı satış konusu şeyi kendisinde tutmak niyetindeyse, ayıp nedeniyle maldaki değer azalmasının satıcı tarafından ödenmesini isteyebilir. TBK Madde 227/5 gereğince, Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. Bu durumda indirim isteme hakkı kullanılamaz ve ayıptan sorumluluk çerçevesinde sorumluluğu azaltmaz.

  1. Satılanın Ayıpsız Misliyle Değiştirilmesini İsteme

Satılanın misli eşya olması halinde alıcı bu seçimlik hakkını da kullanabilir. Ancak, satılan, alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcının değiştirme imkânı sona erer. Alıcı bu durumda sadece satılanın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini talep edebilir. TBK Madde 227/3 gereğince, satıcı da alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek alıcının seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.

4.Satılanın Onarılmasını İsteme

TBK Madde 227/1-3 gereğince, alıcı, onarımın aşırı bir masrafa yol açmaması koşuluyla bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz olarak onarılmasını isteyebilir.

AYIPLI MAL VE HİZMET İFALARINDA DAVA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ

Ticari satımlarda ayıptan doğan hakların kullanılabilmesi bakımından, genel hüküm niteliğindeki TBK Madde 231/1 hükmü uygulama alanı bulacaktır. Buna göre, satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça ticari satımlarda da satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

TİCARİ SATIMLARDA AYIP İHBARININ ŞEKLİ

Türk Borçlar Kanunu açısından ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekil şartına tabi kılınmamıştır. Böyle olmakla birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda: Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır (TTK MADDE 18/3) hükmü düzenlenmiştir

Yargıtay bir kısım kararlarında tacirler arasında ayıp ihbarının yapıldığının TTK Madde 18/3 hükmünde belirtilen şekillerde ispatlanması gerektiğini belirtirken bir kısım kararlarında tacirler arasında olsa dahi ayıp ihbarının yapıldığının her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararlarının çoğunluğunda ayıp ihbarının TTK Madde 18/3 (ETTK Madde 20/3) kapsamında olduğunu, bu kapsamda ayıp ihbarının madde metinde belirtilen şekillerde yapılması gerektiğini belirtmiştir.

 

           

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim