Adam çalıştıranın sorumluluğu Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinden biridir. Kusursuz sorumluluktan kasıt adam çalıştıranın bir kusuru olmasa bile çalıştırdığı kişinin üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumlu olmasını ifade eder. Bu husus TBK 66’da şu şekilde ifade edilmiştir; Adam çalıştıran, çalışanın kendisine verilen işin yapılması sırasında başkasına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıranın kim olduğu...Read More
Ticaret unvanı ve bu unvanın korunması konusunda İki farklı kanun himayesinden bahsedeceğiz. Biri TTK(Türk Ticaret Kanunu) diğeri ise SMK(Sınai Mülkiyet Kanunu) kapsamında ikili bir ayrım yapacağız. Konuyu TTK kapsamında inceleyecek olursak tescil edilmiş bir ticaret unvanının TTK’nın 50. maddesi çerçevesinde usulüne uygun olarak tescil ve ilan edilmiş olması durumunda ticaret unvanı sahibine tekel imkanı tanınmaktadır....Read More
İlgili makalemizde elektronik yazışmaların ve whatsapp mesajlarının ihtilaflardaki delil niteliğini inceleyeceğiz. Teknolojik gelişmeler ile birlikte hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan sosyal medya uygulamaları ve mail yoluyla yapılan yazışmaların, kurulan ilişkiler sonucunda açılacak davalarda delil olup olmayacağı meselesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle Whatsapp üzerinden yapılan görüntü, ses ve yazışma verileri artık sıklıkla mahkemelerde delil olarak sunulmaktadır....Read More
İlgili makalemizde işçinin işe iade davasından feragat etmesi ve bunun sonuçları üzerinde duracağız. İş sözleşmesinin sona ermesinde iş güvencesi sistemine tabii iş yerlerinde feshin geçerli veya geçersiz sebepler yapılıp yapılmadığı önem arz etmektedir. İş sözleşmesinin feshinin geçersiz ve haksız bir sebebe dayandığı hallerde işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer özlük haklarının işverence ödenmesi gerekmektedir....Read More
İlgili makalemizde sosyal medya aracılığıyla hakaret suçuna ilişkin merak edilenleri aktarmaya çalışacağız. Hakaret suçu TCK’nın 125. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya...Read More
Hekimlerin hatalı tıbbi müdahaleleri sonucunda hastanın uğradığı zararların tazmin edilmesi konusunu bir diğer makalemizde incelemiş idik. Estetik ameliyat sonucunda hastanın yapılan işlemden memnun olmaması ya da estetik yapılan bölgede meydana gelen deformelerin hukuki sonuçlarının neler olacağını ise bu makalemizde ele alacağız. Daha önce bahsettiğimiz üzere hekimlerin tıbbi sorumluluğu, vekalet sözleşmesine, haksız fiile, eser sözleşmesine, vekaletsiz...Read More
Günümüzde artan tüketim alışkanlıkları ve dalgalanan ekonomi sebebiyle borçlanma miktarları artmaktayken ödeme gücü azalmaktadır. Bu sebeple çoğunlukla alacaklılar borçlarını tahsil edemezken borçlular ise büyüyen borç miktarlarının altında ezilmektedirler. Alacaklıların borçlarını tahsil etme amacıyla başlattığı icra takipleri sonucunda haciz aşamasına gelinmesiyle borçluların mallarının ve haklarının haczedilmesi söz konusu olmaktadır. Peki, bu haciz işlemleri sırasında borçlunun hacze...Read More
Taşkın yapı bir kimsenin kendi arazinin sınırlarını aşarak komşu araziye taşan bir yapı inşa etmesi halidir. Taşkın yapıya ilişkin kuralların uygulanabilmesi için yapılan yapının sürekli kalıcı biçimde yapılmış olması ve ana yapıyla arasında sıkı bir bağlantının bulunması gerekir. Medeni hukuka hakim olan bütünleyici parça esasları uygulandığında taşan yapının “üst alta tabiidir” ilkesi gereğince taşırılan arazi...Read More
Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 13. maddesinde, tıbbi hata tanımlanmaktadır. Tıp biliminin standartlarına ve tecrübelere göre gerekli olan özenin bulunmadığı ve bu nedenle de olaya uygun gözükmeyen her türlü hekim müdahalesi uygulama hatası (malpraktis) olarak anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hastanın tanı ve tedavisi sırasında standart uygulamanın yapılmaması, bilgi ve beceri eksikliği, hastaya uygun...Read More
Eşlerin karşılıklı olarak kendi özgür iradeleriyle evlilik birliğini sona erdirmek istemeleri halinde başvurabilecekleri yol anlaşmalı boşanmadır. Ancak anlaşmalı boşanma yoluna başvurabilmek için kanunun aradığı bazı şartlar bulunmaktadır. Anlaşmalı Boşanmanın Koşulları TMK 166’ya göre; Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği...Read More