Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Türk Ceza Kanunu bakımından resmi belge ( Resmi belgede sahtecilik kavramının açıklanması için gerekledir.); bir kamu görevlisi tarafından, kamu görevinin gereği olarak düzenlenen yazıdır.  Kamu görevlisi tarafından düzenlenen her belgenin resmi belge olmadığı açıktır. Kanun, kamu görevi gereği düzenlenmiş olma şartını aramaktadır. Belge, yabancı devlet makamlarınca düzenlenmiş olsa dahi, belgeyi veren devletin makamı veya ilgili konsolosluk tarafından onaylanmış ise resmi belge hükmündedir. Yargıtay, yabancı devlet pasaportu, yabancı devlet sürücü belgesi, yabancı devlet kimliği gibi belgeleri resmi belge olarak kabul etmektedir. Noter tarafından düzenleme şeklinde hazırlanan yazılar da resmi belge olarak kabul edilmektedir. Buna karşın, noterlikçe onaylama işlemine tabi tutulan belgeler resmi belge olarak kabul edilmemekte, özel belge sayılmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 210/1. maddesinde yer aldığı üzere, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname de belgede sahtecilik suçu bakımından resmi belge sayılmakta, resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturmaktadır. 

Emre veya hamile yazılı kambiyo senedi tabirinden anlaşılan; poliçe, bono ve çektir. Bu belgelerin Türk Ticaret Kanunu uyarınca zorunlu unsurlarını taşıması gerekmektedir. Gerekli şekli koşulları karşılayamayan belgeler resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturmayacaktır. Örnek olarak, imza içermeyen bono, resmi belgede sahtecilik suçuna konu olamaz.

Emtiayı temsil eden belge tabirinden anlaşılan; makbuz senedi, varant ve taşıma senedidir. Bu belgelerin nitelikleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 834 vd. maddelerinde sayılmıştır. Niteliklerine aykırı olarak düzenlenen bu belgeler, belgede sahtecilik suçu bakımından resmi belge sayılmamaktadır.

Vasiyetname bakımından ise yalnızca el yazılı vasiyetnamenin belgede sahtecilik suçu bakımından resmi belge olarak kabul edildiğini belirtmek gerekir. Çünkü, resmi vasiyetname halihazırda Noter veya Sulh Hukuk Hakimi tarafından düzenlenebildiğinden resmi belge niteliği tartışmaya açık değildir. El yazılı vasiyetnamenin tabi olduğu tüm şekli kuralları karşılaması halinde resmi belge olarak kabul edileceği öngörülmüştür. Dolayısıyla herhangi bir şekli şartı karşılayamayan vasiyetname, belgede sahtecilik suçu bakımından resmi belge olarak kabul edilmemektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 210/2. maddesinde ise; gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu kişilerin düzenlemiş oldukları belgelerin, kişiye haksız menfaat sağlaması halinde belgede sahtecilik suçu bakımından resmi belge olarak kabul edilecekleri hususu yer almaktadır. Buna göre, bu kişilerce düzenlenen belgeler, kişiye haksız menfaat sağlamadıkları takdirde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Ancak resmi belgede sahtecilik suçu oluşmasa da Türk Ceza Kanunu’nun 210/2. maddesi uyarınca bu fiile 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

 

ALDATMA KABİLİYETİ

Aldatma kabiliyeti, sahtecilik yoluyla değiştirilen veya meydana getirilen belgenin kullanılmasının elverişli olup olmadığıdır. Başka türlü bir anlatımla, bir belgenin sahte olduğu herkes tarafından anlaşılabilmekte ise bu belgenin aldatma kabiliyeti bulunmamaktadır. Belgenin sunulduğu makam, belgenin sahte olduğunu ilk bakışta anlayamamış olsa dahi, normal kontroller sırasında belgenin sahte olduğu anlaşılabilmekte ise aldatma kabiliyeti yoktur. Aldatma kabiliyeti, her somut olay için özel olarak ele alınması gereken bir konudur. Aldatma kabiliyetinin tespitinde belgenin fiziki nitelikleri, içeriği ve içeriğindeki şekil ve üslup incelemeye tabi tutulmalı ve buna göre aldatma kabiliyetinin varlığı veya yokluğu konusunda bir karar verilmelidir. Belgenin aldatma kabiliyetine sahip olmaması halinde sahtecilik suçu oluşmaz.

 

 

ZARAR

Belgenin sahtecilik yapılmak suretiyle bir zarar meydana getirmiş olması veya zararı meydana getirebilecek olması gerekmektedir. Dolayısıyla zarar verme ihtimali olan belgeler de belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Ancak herhangi bir surette zarar meydana getirmemiş ve zarar meydana getirme ihtimali bulunmayan eylemler suç olarak nitelendirilmediği gibi bu eylemlerde bulunan kişi de cezalandırılamaz.

 

CEZA

TCK.m.204 hükmünün ilk fıkrası suçun basit görünümüdür. İkinci ve üçüncü fıkralarda ise suçun nitelikli halleri sayılmıştır. Buna göre;

TCK.m.204/1: Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK.m.204/2: Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK.m.204/3: Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

TCK.m.205 hükmünde ise resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu düzenlenmiştir. Fıkranın ilk cümlesi suçun basit görünümüdür. İkinci cümlede ise suçun nitelikli hali sayılmıştır. Buna göre;

TCK.m.205: Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

TCK.m.206 hükmünde ise resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu düzenlenmiştir. Buna göre;

TCK.m.206: Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

TCK.m.211 hükmünde suçun daha az cezayı gerektiren hali gösterilmiştir. Buna göre;

TCK.m.211: Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Önemle belirtmek gerekir ki, resmi belgede sahtecilik suçunun başka bir suçun işlenmesi sırasında işlenmesi halinde her iki suçtan ayrı ayrı cezaya hükmolunur. Başka bir deyişle her iki suçtan da mahkumiyet kararı verilmesi halinde verilecek ceza toplanır. Örneğin 3 yıl hapis cezası kararı verilen başka bir suçun işlenmesi sırasında resmi belgede sahtecilik suçu da işlenmiş ve bu suçtan da 4 yıl hapis cezası verilmişse, 7 yıllık hapis cezasından söz edilir.

 

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim