Hafta İçi : 09:00-18:00
·

Nafaka (Nafaka arttırım davaları konumuz gereği nafaka kavramının kısaca açıklanması gerekmektedir.), boşanma davası sonucunda karara bağlanan bir husustur. Taraflardan birine (yoksulluk nafakası) veya müşterek çocuğa bağlanan nafaka (iştirak nafakası) zamanla ihtiyaçları karşılamaktan uzak kalabilir. Bu durumlarda Türk Medeni Kanunu, nafakanın artırılması davası açma imkanını tanımıştır. Aynı zamanda kanun, nafakanın değişen koşullarda azaltılmasının da mümkün olduğunu açıkça göstermiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinde “Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” şeklinde nafakanın artırılması veya azaltılmasının mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır.

Nafaka miktarının artırılma sebepleri ise öncelikle şunlardır;

  • Paranın değişen koşullar altında alım gücünün düşmesi, enflasyon,
  • Nafaka miktarının geçim giderlerini karşılamaktan uzak kalması,
  • Nafaka ödemekle yükümlü olan kişinin (nafaka borçlusunun) değişen ekonomik koşullarda daha iyi ekonomik şartlara sahip olması,
  • Nafaka alacaklısının (kendisine nafaka bağlanan kişinin) değişen ekonomik koşullarda daha kötü ekonomik şartlara sahip olması,
  • Nafaka iştirak nafakası ise, çocuğun yaşının büyümesi dolayısıyla daha farklı ihtiyaçlarının bulunması, masraflarının artması,

Yukarıda saydığımız haller, Yargıtay Kararları ve Doktrin tarafından nafaka artırım ve nafaka miktarının azaltılması davalarında belirlenen esaslardır. Bu haller, genel olarak belirlenmiş olup yaklaşık olarak benzeri durumlarda da nafaka artırımı ve nakafa miktarının azaltılması söz konusu olabilir.

Bu dava, nafaka alacaklısı tarafından açılmalıdır. Dolayısıyla iştirak nafakası alacaklısı çocuk, 18 yaşını doldurmasına rağmen nafaka almaya devam etmekte ise davayı bizzat veya vekil yoluyla açacaktır. Ancak 18 yaşından küçük çocuklar için davayı velayetinin bulunduğu ebeveyninin açması gerekmektedir. Çocuk bizzat bu davayı açamaz. Önemle belirtmek gerekir ki, anlaşmalı boşanma hallerinde taraflar nafaka miktarını serbestçe belirlemiş olsalar dahi, değişen koşullarda nafaka artırım veya nafaka miktarının azaltılması davası açılabilmektedir. Önemli olan husus, nafaka miktarı bakımından koşulların değişmesidir.

Nafakanın artırılmasını talep eden davacı, nafaka miktarının belirli periyotlarda ve oranlarda artırılmasını da talep edebilir. Bu talep ile nafaka miktarının artırılması için tekrar yargılama giderleri yapılmamış, yargılama süreci tekrar yaşanmamış olacaktır. Yargıtay Kararlarında genellikle ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) oranında artış kabul edilmiş olsa da dava konusu nafaka tutarı bakımından her olaya göre farklı değerlendirmelerde bulunulması mümkündür. Dolayısıyla kural olarak ÜFE oranında artış yapılacak olsa da mevcut durum daha farklı bir oranın uygulanmasını gerektiriyorsa hakim, takdir ettiği oranı uygulayacaktır.

Nafaka artırım davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla görevlidir.

Nafaka artırım davası açılması için bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Dolayısıyla yukarıda yazılı şartların oluştuğu her halde nafaka artırım davası açılabilir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2016 Tarihli, 2016/4481 Esas, 2016/8685 Karar sayılı ilamında nafaka artırım davasının herhangi bir süreye bağlanmadığı hususu netleşmiştir. Nafakaya ilişkin davalar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103. maddesi uyarınca adli tatilde de görülmektedir. Dolayısıyla adli tatilde de davanın açılması ve yürütülmesi mümkündür. Nafaka yargılaması basit yargılama usulüne tabidir. Bu sebeple dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinin verilmesiyle ön inceleme aşamasına geçilir. Hakim, ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar vermiş ise tarafları duruşmaya çağırmak üzere tebligat çıkartır. Nafakaya ilişkin kararlar, hükmün kurulduğu anda icraya konulabilir. Bu kararlara karşı icranın geri bırakılması kararı (Tehir-i İcra Kararı) verilemez.

Nafaka arttırım davaları açılması ile; nafaka borçlusu, nafakanın kaldırılmasını veya nafaka miktarının azaltılmasını karşı dava yoluyla talep edebilir.

İlgili Yazılar

whatsappdestek iletişim iletişim